Ertuğrul Özkök
Final maçına davet ettiler.
Gidemedim…
Çünkü bu maçı sahada, tribünde oturup seyretmem mümkün değildi.
Mümkün değil dayanamazdım…
***
Oysa orada maçın bittiği an orada olmayı çok isterdim.
***
Şampiyon olduğumuzu, kaldığım otelin lobisinden yükselen “Türkiye… Türkiye” tezahüratı ile öğrendim…
Televizyonu işte o an açtım…
***
O an içimden tabii ki hayatımın tutkusu olan gazeteciliğim geldi aklıma…
Tek başıma oturduğum odadan manşeti attım.
“Bir kadın milleti uyanıyor…”
***
Sonra oturup, bu maçı kimler kazandı, işte onların listesini çıkardım…
Bu güzel, bu cesur, bu yürekli kadınlar kazandı maçı…
Önce onları çok öveceğiz…
Önce onlarla çok övüneceğiz.
***
Salondaki Türkleri ve Türk kadınlarını gördüm…
Tribünlerdeki kahramanları…
Onlara bakarken hissettim…
Milli ve yerli mi diyordunuz…
Alın size milli ve yerli kadınlarımız.
***
Durmadan, yılmadan desteklediler takımımızı…
Yüzlerindeki o gülümseme vardı ya… O yüreklilik.. O güzellik… O dayanışma gücü…
İşte onlar da kazandı bu maçı…
***
Türkiye’de, başka ülkelerde ekranlarının başında; belediyelerin kurduğu dev ekranların karşısında, AVM’lerde, meydanlarda bir araya gelip, üzerlerindeki ay yıldızlı formalarla maçı seyreden milyonlarca Türk var ya…
Milli ve yerli mi dediniz…
Alın size, yüzde 52’si ile, yüzde 48’i ile milli ve sapına kadar yerli bir millet.
Maçı onlar da kazandı…
***
Ama durun…
Bu yazıyı yazdığım şu saatlerde…
Saat tam 12.03’te…
Öveceğim, yere göğe koyamayacağım bir başka milli ve yerli kurum var.
Onu da öveceğim bu akşam özellikle…
Türkiye Voleybol Federasyonu'nu…
O Federasyon, kadınlarımız sahaya çıkmaya hazırlandığı saatlerde, öyle bir şey yaptı ki…
Helal olsun dedim…
Ağladım.…
***
Bazı kötü ruhlu insanlar, siyasetçiler takımımıza neredeyse savaş açmıştı.
Böyle bir maça hazırlanan en başarılı kadın sporcularımıza etmedik hakaret, tehdit bırakmamışlardı…
***
Bu ülkenin kendini milli ve yerli sanan bir takım sözde siyasileri, “Ebrar Karakurt, Milli Takımdan ihraç edilsin” diye iğrenç bir kampanyayı başlattıkları sırada…
İşte öyle bir anda Federasyon resmi sosyal medya hesabından, üzerinde Ebrar Karakurt’un fotoğrafının bulunduğu bir posteri paylaştı…
***
O afişin amacı çok açıktı.
“Hiç umursamayın. Biz yanınızdayız” diyordu Ebrar’a ve takımdaki bütün oyuncularımıza…
İşte budur… Yürekli kadınlara, yürekli bir federasyon.
Üstelik bunu ilk defa da yapmadılar…
Hep yanında oldular oyuncularımızın…
***
İspanya’da Futbol Federasyonu Başkanı'nın kadın oyunculara karşı densiz hareketi yüzünden rezil kepaze olduğu günlerde, Türkiye Voleybol Federasyonu'ndan gelen bu hareket gurur ve umut verdi bana…
Bu maçı Federasyonumuz da kazandı…
***
Size teşekkürler sayın Federasyon Başkanımız Mehmet Akif Üstündağ.
Size ve şahsınızda bütün federasyon üyelerimize yürekten teşekkür…
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maç öncesi takıma moral vermesi, maçtan sonra ilk kutlayan insan olması da çok güzel bir şey…
Maç öncesi, “Böyle günde bile bir millet olamadık” diye hayıflandığımız bir anda birden gördük ki…
Biz hâlâ bir milletiz…
***
Bu maçın sonucu basit bir 3-2 değil…
Takımımız, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’ünce yılında ülkemize sadece bir şampiyonluk kazandırmadı…
İki yıl önceki orman yangınlarında, 6 Şubat Depreminde olduğu gibi el ele muazzam bir zincir oluşturduk;
Başarıya susadığımız en mutlu anımızda, takımımızın oyuncularına bize, hepimize karşı iğrenç bir kampanya yürüten o sosyal medya barbarlarına, “Ebrar’ı takımdan ihraç edin” diyecek kadar nobranlaşmış kötü siyasetçilerine karşı da büyük bir zafer kazandık…
Çevremde sporla yakın uzak ilgisi bulunmayan 70 yaşını geçmiş yorgun dostlarım bile katıldılar bu ortak kutlamaya…
Heyecanlandılar…
***
Tabii ki yazımı sahadaki kahraman kadınlarla tamamlayacağım…
Milli Takımımızın kaptanı Eda Erdem, İtalya maçından sonra yaptığı konuşmada şunu söyledi:
“Takımımızın sadece iyi oyuncuları yok. Aynı zamanda karakterli oyuncularımız var. Sadece iyi oynamıyoruz. Aynı zamanda iyi bir karakter ortaya koyuyoruz…”
***
Evet aynen öyle…
Dün gece kazandık…
İnanın hepimiz kazandık…
En gururlu günümüzde bizi iğrenç mesajları ile sırtımızdan hançerlemeye çalışan sosyal medya müptezelleri hezimete uğradı…
Bir de maç bitip ülke ayağa kalktığı anda bile o saçma sapan tartışmalarına ara vermeyip, ruhsuz biçimde ağız dalaşına devam eden konuşan kafalar ve yayını kesip bu sevinci üç dakika için bile paylaşmaya gerek görmeyen televizyonların sahipleri ve reji odaları…
İşte onlar da kaybetti…
***
Yaşayın kızlar…
Yorgun bir millettik…
Bezmiştik…Yıkılmıştık…
Bir set smacı yıkıp attınız o umutsuzluğu…