Salı akşamı New York Türk galasına bomba gibi düşen söylenti

Ertuğrul Özkök

Geçen salı akşamı New York’taki Cipriani Gala Salonu'ndaki Amerikan Türk Cemiyeti yıllık balosuna girerken kafamda her zamanki gibi bu geceden renkli notlar yazmak vardı.

Ama hep söylüyorum, şanslı gazeteci habere gitmez, haber ona gelir bazen.

Benim için de öyle oldu.

Daha salona girerken, bir din insanı ile karşılaştım.

Ama öyle sıradan bir imam, papaz veya haham değil.

Amerikan Yunan Ortodoks Kilisesi Başkanı ilk defa galaya geliyor

Father Alexander Karloutsos.

Amerika Yunan Ortodoks Kilisesi’nin başı.

Üç yıldan beri bu galaya katılıyorum ama ilk defa bir din insanı ile karşılaşıyorum.

O beni tanımıyor ama tabii ki ben onu çok iyi tanıyorum.

Fener Patriği Bartelomeos’a en yakın insanlardan biri.

Rahmetli Ahmet Ertegün’ün de çok iyi dostuydu.

Papa ile birlikte o da Türkiye’ye gelecek

Gecede onunla konuşma fırsatım olmadı.

Ama onunla konuşanlarla bol bol konuştum.

Şimdi sözünü edeceğim konuyu da öyle ikinci kişilerden öğrendim.

Tabii gecenin en önemli konusu Papa 14’üncü Leo’nun Türkiye’ye yapacağı ziyaretti.

Bu ziyaret Hristiyan alemi için çok önemli bir sembolik anlama sahip.

Çünkü İznik Konsil’inin 1700’üncü yılı anılacak.

O nedenle Amerikan Yunan Ortodoks Kilisesi’nin başı da Türkiye’ye gelecek.

Ama salı gecesinin asıl konusu başkaydı.

Papa’yla birlikte ABD Başkan Yardımcısı da Ankara’ya mı gelecek?

Karloutsos oradan Washington’a gidecekmiş ve orada Papa’nın ziyareti ile ilgili çok önemli bir kararı tartışacaklarmış.

Gecede onunla konuşanlardan aldığım bilgiye göre Papa ile birlikte Türkiye’ye, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’ın da gitmesi tartışılıyormuş.

Bir ihtimal o da gelecekmiş.

O zaman Papa’nın ziyareti hem Türkiye hem Vatikan hem bölgemiz ve hem dünya açısından daha da büyük bir önem kazanacak.

Ama hemen belirteyim.

Vance’ın gelip gelmeyeceği henüz kesinlik kazanmamış.

Büyükelçi masamdaydı, ona sorabilirdim

Bu haberi, galadan ayrıldıktan sonra öğrendim.

Galada Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Sedat Önal ve eşi Figen Önal da benim masamdaydı.

Bilseydim bunu ona sorar ve daha kesin bir haber yazabilirdim.

Şimdilik sadece duyduğum dedikoduyu yazıyorum.

Amerikan deyişi ile “Talk of the town.”

Şehir efsanesi yani.

Aslında asıl merak ettiğim şuydu: Ayasofya ziyareti programda niye yok?

Aslında merak ettiğim bir başka konu da şuydu.

Ayasofya 2020 yılında müze olmaktan çıkarıldı ve tekrar ibadete açıldı.

Bu, bir Papa’nın o tarihten sonra ilk defa Türkiye ziyareti olacak.

Geçmişte bütün papalar Türkiye’ye gelince Ayasofya’yı ziyaret ederdi.

Vatikan’ın geçen hafta açıkladığı programda ise Ayasofya ziyareti görünmüyordu.

Acaba ben mi atladım, yoksa gerçekten ziyaret yok mu merak ettim.

Ama geç kaldığım için öğrenemedim.

Şimdi geleyim geçenin renkli taraflarına…


Amerikan Türk Cemiyeti yıllık balosu

Time 100 galasının yapıldığı salonda bir Great Gatsby gecesi

Önce şunu söyleyeyim.

Bu davet edildiğim dördüncü, katıldığım üçüncü Amerikan Türk Cemiyeti yıllık galası oluyor.

Hepsinin içinde en iyisiydi.

Cipriani’nin Grand Central İstasyonu yakınındaki devasa balo salonu, dev mermer sütunları ve özellikle tavanı ile Floransa’yı hatırlatıyor.

Time dergisinin ünlü “Yılın 100 İnsanı” galası da burada yapılıyor.

Salon çok güzel dekore edilmişti.

O tarihi dekorun ortasında 1940-50’ler New York’unun caz ruhunu anlatan mükemmel bir retro sahne hazırlanmıştı.

Bir ara salonun sonuna gidip oradan genel bir panorama çektim.

Bana Great Gatsby filminin dekorunu hatırlattı.


Mehmet Yılmaz, Suzan Sabancı, Önder Fırat ve Elif Mısırlı

Türk patronların ikinci ve üçüncü nesli galaya damgasını vuruyor

Son üç yıldan beri bu galayı izleyen bir sosyolog olarak şunu söyleyebilirim.

Bu yıl patronların ikinci veya üçüncü nesilleri artık galaya damgasını vurmaya başlamış.

Mesela ABD’nin en büyük savunma teknolojisi şirketleri arasına giren “Sierra Nevada”nın ikinci nesli yerini almıştı.

Aydın Doğan ailesinden müzayedeye Arzuhan ve Mehmet Ali Yalçındağ’ın oğlu Doğan Yalçındağ katıldı.

Amerika’da savunma sanayinde Türk devi Sierra Nevada’nın kurucusu Özmen ailesi

Devlet protokolünden iki büyükelçi ve başkonsolos

Katılanlar arasında dolaşırken rastladığım insanlar şunlardı.

Önce devlet protokolünden başlayayım.

Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Sedat Önal ve eşi Figen Önal ile BM temsilcimiz Ahmet Yıldız ve eşi Emine Yıldız da oradaydı.

New York Başkonsolosu Ahmet Yazal ve eşi Zeynep Sayım Yazal da devlet protokolünden karşılaştığım insanlardı.

Kimler 20 bin dolar verip masa aldı?

Her galada en merak ettiğim konulardan biri, masaları kimler para ödeyerek alıyordu?

Yönetim Kurulu üyeleri 20’şer bin dolar ödeyerek birer masa almışlar.

Bunlar Suzan Sabancı, Linda Wachner, Banu Basar, Kerem Kamışlı, Metin Negrin, Barbaros Karaahmet, Andrew Cohen, Selin Gülçelik, Ahmet OkumuşErtem Osmanoğlu, Saad Toma, Cem Topçuoğlu, Arzuhan Doğan Yalçındag, Yeşim Philip Farshid


Teknoloji devi Sierra Nevada’nın kurucu ve sahibi Özmen ailesi ikinci nesliyle birlikte galada

30 bin dolarlık masaları kimler aldı?

Bir de 30 bin dolara masa alan konuklar var.

Akbank’tan Çiğdem Sabancı (Akbank), Hamdi Ulukaya (Chobani), Özmen ailesi ( The Sierra Nevada Corporation) Özmenler, Ayfer Şengir (Sipay Elektronik), Mehmet Kutman (Ege Liman). Türk Hava Yolları ise 50 bin dolara bir masa almış.


Hamdi Ulukaya ve eşi Louise Vongerichten Ulukaya

Gecenin en çok resim çekilen iki Türk ünlüsü

Uzaktan takip ettiğim iki Türk vardı.

Biri Chobani Şirketi’nin kurucusu Hamdi Ulukaya ve eşi Louise Vongerichten Ulukaya’dı.

Özellikle geceye katılan genç nesil Türklerin ilgisi büyüktü.

Bir gece önce onunla küçük bir özel yemekte birlikteydik.

Ulukaya yemeği, eşinin babası, 3 Michelin Yıldızlı şef Jean-Georges Vongerichten’in restoranında verdi.

Hayatımda yediğim en güzel etlerden biri vardı menüde.

Yemekte Fenerbahçe’nin eski Yönetin Kurulu üyelerinden Önder Fırat da vardı.

Ulukaya’ya Fenerbahçe’ye sponsorluk işinin ne durumda olduğunu sordum.

Ayrıca Ulukaya’nın aile ofisi olan Sheperd Futures’un Başkanı Mehmet Lütfü Kırdar ve eşi de masadaydı.

Anladığım kadarı ile Fenerbahçe’nin yeni başkanı Sadettin Saran’la temas kurulmuş ama henüz kapsamlı bir konuşma yapılmamış. Oysa masada anlattığına göre sadece futbol kulübü değil, kulübün kadın sporcuları ile ilgili projeleri de var.

Refik Anadol tam bir süper star olmuş

Ulukaya’nın verdiği Jean-Georges’daki yemekte ünlü yapay zekâ sanatçımız Refik Anadol ve eşi Efsun Erkılıç da vardı.

Bence olağanüstü bir çift onlar.

Sanat ve business kısmını mükemmel bir ortaklık gibi yönetiyorlar.

İkisinin de keyfi ve neşesi çok yerindeydi.

Geçen hafta Los Angeles’teki “DATALAND” müzesinin resmi olmayan açılışını yapmışlar.

Ünlü mimar Frank Gehry’nin yaptığı binada bu müze.

Açılışa 500 kişi bekliyorlarmış 1500 kişi gelmiş.

Los Angeles’in en üst yöneticileri oradaymış.

Son olarak da New York’ta MOMA’dan (Modern Sanat Müzesi) sonra bir başarıya daha imza attı.

Dünyanın en büyük finans kuruluşlarından JP Morgan’ın yeni yapılan merkez binasına onun eserleri yerleştirildi.

Galada da büyük ilgi odağıydı.

Türkiye’den çıkmış bir süperstar artık Refik Anadol.


Refik Anadol ve Suzan Sabancı

First lady ve İngiltere düşesini giydiren tasarımcı masamda

Tasarımcılar açısından zengin ve renkli bir geceydi.

Benim masamda Miami’nin ünlü tasarımcılarından Naeem Khan oturuyordu.

Yanında nişanlısı model Madlena Kalinova vardı.

Nişanlısı ile neredeyse hemşeri çıktık.

Çok güzel bir Bulgar kızı.

Rusçuk’ta doğmuş.

Benim ailemin de Kırcali’den olduğunu öğrenince gece güzel bir sohbet başladı.

Naeem Khan adı son yıllarda daha çok duyulan Hint asıllı bir Amerikalı designer.

Adını ilk defa Michelle Obama’yı ve İngiltere Düşesi Kate Middleton’u giydirdiğinde duymuştum.

Son olarak 2023’te Smithsonian Tasarım Müzesi ödülünü kazanmıştı.


Naeem Khan, Madlena Kalinova ve Ertuğrul Özkök

Suzan Sabancı’nın elbisesini kimin diktiğini Türk tasarımcılardan öğrendim

Geceye tanıdığım ünlü Türk tasarımcılar da katıldı.

Mesela son yıllarda adını sık sık duyduğum Raisa Vanessa oradaydı.

Adı yabancı ama tamamen Türk tasarımcılar.

Dilek Hanif de oradaydı.

Ayrıca Elif Mısırlı ile bol bol moda konuştuk.

O tasarımcı çevresinden öğrendiğim bilgi de şu.

Bu yıl Suzan Sabancı’nın elbisesini Zuhair Murad dikmiş.

Lübnanlı bir tasarımcı.

Özellikle “kırmızı halı” tasarımları ile tanınıyor.

Yeni medya ile geleneksel “çakma Vanity Fair pozu” pozunu verdik

Üç yıldır bu galalara katılan gazeteci arkadaşlarımızla, davet sahibi Suzan Sabancı’yı da aramıza alarak geleneksel hale gelmiş bir şeyi yapıyoruz.

Bir tür Vanity Fair dergisi pozu.

Anne Lebowski’nin çektiği kadar güzel olmasa da çakma bir pozu yaratmaya çalışıyoruz.

Tabii bizim gazeteci kadromuz, Cumhurbaşkanı’nın A 330 uçağındaki kadrodan farklı.

Daha çok yeni medya ağırlıklı.

Bu yıl da T24 ve Oksijen yazarı Mehmet Yılmaz, Ekonomim gazetesi yazarı ve yöneticisi Vahap Munyar, bağımsız sosyal medya gazetecisi Şelale Kadak ve T24, 10 Haber, Ekonomim, Patronlar Dünyası ve Bizim TV yazarı ve Nr1 FM yorumcusu olarak ben katıldım.

Aslında ekipte Harpers Bazaar dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Gülen Yelmen de vardı ama fotoğraf çektirirken onu bulamadığımız için kareye girmedi.


Suzan Sabancı, Mehmet Y. Yılmaz, Şelale Kadak, Vahap Munyar ve Ertuğrul Özkök

Gecenin ünlü Amerikalıları

Gözümden kaçanlar mutlaka vardır ama karşılaştığım yabancılar şunlardı.

George Sotelo (Yapımcı), Yossi Benchetrit (Altice USA sahibi) ve karısı Gaelle Pereira, Keith Gollust ve eşi Barbara (Gollust, Tierney & Oliver, Inc CEO’su) Rehan Jaffer (H Partners hedge fonunun sahibi) ve eşi Junu Olivier… Sharmin Mosavvar-Rahmani (Goldman SAchs’da Strateji Grubu başkanı ve CIO) ve eşi; Marigay McKee (Saks Fifth Avenue’nun eski genel müdürü)

Kardashian’ın mücevhercisi Jennifer Lopez’in düğün organizatörü

Galada New York, Miami ve Los Angeles’in eğlence ve estetik dünyasının ünlüleri de vardı.

Mesela masada tam karşımda Colin Coleman oturuyordu. Afrika kökenli. Goldman Sachs’ın eski ülke başkanlarından. Ama artık mega organizasyon işleri yapıyor.

Jennifer Lopez’in son düğününün organizasyonunu o yapmış.

New York organizasyon ve restoran dünyasının tanınmış isimlerinden Omar Hernandez de her yıl olduğu gibi salondaydı.

New York’un en eğlenceli Halloween partilerinden biri onun restoranının özel kapısından geçilerek girilen “saklı kalsın” türü bir salonda yapılıyor. Geçen yıl ben de katılmıştım.

Bu yıl galaya katılan yeni bir ünlü daha vardı.

Angela Arabov

Kardashianlar’ın, Jennifer Lopez’in kuyumcusu.

ABD’nin en kıdemli estetik doktorlarından Joel Kassimir de gecenin dikkat çeken isimlerindendi. Bir diğer ünlü tıp mensubu da cerrah ve uzun yıllar Hampton Medical Society gibi önemli kurumun başında kalmış Dr. Peter Michalos’du.


Ali Arıkan ve Ertuğrul Özkök

Bu yıl müzayede de bağış rekoru kaç dolarla kırıldı?

Her yıl galada, yetenekli Türk gençlerini ABD’de eğitim kurumlarına göndermek için müzayede yapılıyor.

Bu yıl müzayede ilginç paketler çıktı.

İstanbul Bebek Otel ve Bodrum Maçakızı’nda bir tatil.

Bordeaux’da çok özel bir şarap turu.

Toskana gezisi.

Miami’de tatil.

Bu yıl müzayede de 1 milyon 180 bin dolar bağış toplandı.

Bu rakam galalar rekoru oldu.

Muhteşem bir müzayede yöneticisi

Bu galada üç insan özellikle dikkatimi çekti. Birincisi Suzan Sabancı’nın danışmanı Ali Arıkan’dı.

Toplantının sunuş konuşmalarını o yaptı.

Mükemmel bir İngilizce, mükemmel vurgular.

Mükemmel ve kısa bir konuşma ile herkesin takdirini topladı.

Ama gecenin bir numaralı sahne yıldızı hiç şüphesiz müzayedeyi yöneten Harry Santa-Olalla’dı.

Muazzam bir enerji, inanılmaz bir dinamizm ve takipçilikle bu başarının en büyük mimarı oldu.

Gecede toplanan bağışın 47 bin doları onun yönettiği müzayededen elde edildi.


Ertuğrul Özkök, Amerikan Türk Cemiyeti yıllık balosunda

24 bin dolarlık saat kimin masasına gitti?

En heyecanlı müzayede 24 bin dolarlık saat için yapıldı.

Jacob&Co EPICX BY BENJAMIN MULLER saatin müzayedesi için farklı bir yol tercih edildi.

Bir tür çekiliş yapıldı.

Katılmak isteyen herkes 1000 dolar verdi.

Katılan herkesin elindeki numara bir kutuya kondu ve çekiliş yapıldı.

Çekilişte saat, Mehmet Kutman’ın aldığı masada oturan İsmail Polat’a gitti.

Müzayedeye katılanların yüzde kaçı Türk, yüzde kaçı yabancı?

Müzayedeyi seyrederken kafamda cevabını çok merak ettiğim bir soru vardı.

Acaba elindeki müzayede numarasını kaldıranların yüzde kaçı Türk yüzde kaçı Amerikalı ve yabancıydı?

Çünkü bu yıl galaya katılım sanki eşit gibiydi.

Dün bunun cevabını da aldım.

Müzayedede bağış yapanların yüzde 65’i Amerika’da yaşayan veya Türkiye’den gelenlermiş.

Yüzde 35 ise Amerika veya başka ülkeden gelen davetliymiş.

Bu iki Türk bana göre dünyanın en iyi entertainer’lerinin arasına rahat girer

Gecenin parti kısmında benim çok sevdiğim ve üçüncü defa yazdığım iki Türk müzisyen vardı.

Trompetçi Merih Ermakastar ve DJ Bartu.

Onları ilk defa Akbank’ın bir davetinde dinlemiş ve hayran olmuştum.

Salona olağanüstü bir enerji veriyorlar.

Repertuvarları çok iyi.

Seçtikleri Türk şarkıları, dünyanın her yerinde her türden insanı sahneye fırlatan bir büyüye sahip.

Gerçekten çok kabiliyetli ve başarılı eğlence sanatçıları.

Dışarda Halloween, içerde Bella Ciao, Onuncu Yıl Marşı ve Cumhuriyet

28 Ekim gecesiydi.

New York’ta dışarıda Halloween kutlamaları vardı.

İçeride salonda ise Cumhuriyet Bayramı kutlamaları başlamış gibiydi.

Sezen Aksu şarkılarından sonra şahane bir Bella Ciao geldi.

Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı’na seçim kazandıran şarkı olarak geçti hafızamıza.

Ve gecenin kapanışı “Onuncu Yıl Marşı” ile yapıldı.

Kısaca şahane bir geceydi.