Ekim anketi: Trump görüşmesi ve Gazze masası Erdoğan’ın ve AKP’nin oyunu ne kadar etkiledi?

Ertuğrul Özkök

Her ay güvendiğim iki kamuoyu anket şirketinin sonuçlarını yakından izliyorum.
Her ay aynı şeyi yazıyorum.
Daha çok genel trendlere, geçici ve kalıcı durumlara yoğunlaşıyorum. Bir de sosyolog olarak, özellikle iktidar medyasının çok yoğun bir propaganda atağına kalktığı günlerde, yarattığı özel başarı havasının bu trendlere nasıl yansıdığını görmeye çalışıyorum.

İKTİDAR AÇISINDAN POZİTİF;
MUHALEFET İÇİN NEGATİF İKİ OLAY

Ekim ayı bu açıdan çok anlamlıydı.
Çünkü iktidar açısından çok güçlü ve etkili iki dış politika atağına tanık olduk.
Muhalefet açısından ise iki çok önemli iç politika olayı vardı.
Biri Ankara Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında “soruşturma izni” istenmesi…
Öteki ise İstanbul’un Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında ortaya atılan “casusluk iddiası…”

TRUMP GÖRÜŞMESİ VE GAZZE
MASASI İKTİDARA NE GETİRDİ

Kafamdaki soru da şuydu:
Dış politikada bu iki büyük “başarı algısı”, AKP ve Cumhurbaşkanının algılanmasını ne kadar etkiledi? CHP’nin iki seçilmiş büyükşehir belediye başkanı aleyhine başlatılan davalar ve medya kampanyası CHP’ye oy kaybettirdi mi?
Panorama şirketi 13-24 Ekim günleri sahaya inip halkın nabzını tutmuş.
Sonuçlarını okudum.
KONDA’nın sonuçlarını henüz görmedim ama şirketin başındaki Aydın Erdem’le görüştüm. İşte bu kritik ayın sonuçları:

PANORAMA’YA GÖRE İKİ DIŞ BAŞARI
AKP’YE HİÇBİR ŞEY GETİRMEMİŞ

Panorama’ya göre, Ekim’deki dış politika atağı bugün seçim olsa AKP’nin alacağı oyu Eylül ayına göre hiç etkilememiş.
Ancak geçen ay CHP için “Yüzde 40’a doğru gidiyor” demiştim. Bu gidişi bir tık duraklatmış.
“Bugün seçim yapılsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna verilen cevaplar şöyle:
CHP: Yüzde 35.8
AKP: Yüzde 34.4

Yani: Bu bir ayda CHP 0.8 puan kaybederek yüzde 36.6’dan yüzde 35.8’e gerilemiş. AKP ise 0.1 puan alarak yüzde 34.3’ten yüzde 34.4’e yükselmiş.
Ancak KONDA’ya göre durum tersi.
Eylül ayından beri çok küçük farkla AKP önde.

İKTİDAR MEDYASININ “ASRIN LİDERİ”
PROPAGANDASI HİÇ ETKİLİ OLMAMIŞ

Bunun anlamı şu:
İktidar medyası tarafından “dünya çapında başarı” olarak nitelenen bu iki olay vatandaşın oy verme eğiliminde neredeyse hiç değişikliğe yol açmamış.

KONDA GENEL MÜDÜRÜNÜN
DEĞERLENDİRMESİ BİR “TIK”

KONDA Genel Müdürü Aydın Erdem’e göre ise bu olay Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onay oranında bir “tık” yükselmeye yol açmış.
Benim yorumum da şu:
“Asrın lideri” yakıştırması belki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imajını konsolide ediyor ama bunun oya yansıması öyle olmuyor.

PANORAMA ARAŞTIRMA DİREKTÖRÜNÜN DEĞERLENDİRMESİ:
CHP İSTİKRARLI BİÇİMDE ÖNDE

Panorama Araştırma Direktörü Osman Sert’in değerlendirmesi şöyle: “AK Parti ile CHP arasındaki rekabetin trendine bakıldığında, Mart ayından bu yana, son sekiz aydır — Haziran ayında ölçülen çok yakın değerler istisna olarak görüldüğünde — CHP, AK Parti’den daha fazla oy almaktadır.
Aradaki fark daha çok iktidar partisinin oylarının jeopolitik ve iç siyasi gelişmelerden etkilenmesine göre değişmektedir.
CHP ise daha istikrarlı bir şekilde ilerlemektedir.
Kararsızların oy oranının süre içerisinde gerilemesi iki parti arasındaki dağılımı daha istikrarlı hale getirmektedir.”

CUMHURBAŞKANINI BAŞARISIZ
BULANLAR BU AY DAHA DA ARTTI

Benim için seçim sonucundan daha önemli gösterge şu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın performansını “başarılı” ve “başarısız” bulanların oranı Ekim ayında ne oldu?
(*) Eylül ayında Cumhurbaşkanının performansını başarılı bulanların oranı yüzde 38’di. Ekim ayındaki o iki büyük dış politika atağından sonra başarılı bulanların oranı 1 puan artarak yüzde 39’a çıkmış.
Ama çok ilginç bir ikinci rakam var.

(*) Aynı bir aylık sürede Cumhurbaşkanının performansını “başarısız” bulanların oranı da artarak yüzde 51.1’den yüzde 52.9’a çıkmış.
Yani iktidar medyasının başarı pompalaması iki tarafta da kutuplaşmayı artırarak hem başarılı bulanların hem başarısız bulanların oranlarını artırmış.
Ve işin garibi, başarılı bulanların oranı 1 puan artarken, başarısız bulanların oranı 1.8 puan yükselmiş.

İKTİDAR MEDYASININ PROPAGANDASI KUTUPLAŞTIRMAYI ARTIRMIŞ AMA BU ERDOĞAN’A DEĞİL MUHALEFETE YARAMIŞ

Bu rakamların bize söylediği gerçek şu:
Geleneksel “kutuplaştırıcı siyaset” artık CHP’nin lehine çalışıyor.
Bence, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve AKP’nin kurmayları bu rakamları çok iyi değerlendirmeli.
Ama tabii, topu topu 218 bin seçmeni olan Kuzey Kıbrıs seçiminde bile 30 puan yanılmayı başaran kendi öz araştırma şirketlerinin değil, güvenilir şirketlerin rakamlarına bakarak yapmalılar bunu.

HÜKÜMETİN EN BAŞARILI VE
EN BAŞARISIZ BAKANLARI

Bu arada Güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı Hükümetinin başarı algılaması açısından önemli bir sonucu da vereyim.
(*) HÜKÜMETİN KARNESİ ZAYIF: Hükümetin genel karne ortalaması 10 üzerinden 3.8 puan ile zayıf almaktadır.
(*
) EN YÜKSEK PUAN TERÖRLE MÜCADELE: Hükümet en yüksek puanları terörle mücadele (5.1 puan), sağlık (5.0 puan) ve dış politika (4.7 puan) alanlarında almaktadır.
(*) EN ZAYIF EĞİTİM VE ADALET: En düşük performans gösteren alanlar eğitim sistemi (2.7 puan), ekonomi (2.4 puan) ve adalet sistemi (2.4 puan).

DAVALARI SİYASİ BULANLARIN
ORANI HAZİRAN’DAN BERİ ARTIYOR

Geliyorum geçen ay muhalefet açısından önemli iki gelişmeye… Casusluk iddiası 24 Ekim günü açıklandı.
Bu araştırmada ise anketçiler 13-24 Ekim tarihleri arasında sahadaydı. Yani casusluk iddiası henüz ortada yoktu.
İmamoğlu ve seçilmiş belediye başkanlarına karşı yürütülen davalar hakkındaki algı 19 Mart’tan bu yana hiç değişmedi.
En ilginci de “Bu davalar siyasi amaçlıdır” diyenlerin oranı geçen Haziran’dan bu yana istikrarlı olarak artıyor.
Şundan eminim ki içinde inandırıcı tek unsur olmayan casusluk iddiası bu oranı daha da artıracak.

HALKIN YÜZDE 69’U “MANSUR YAVAŞ
YOLSUZLUK YAPMADI” DİYOR

(*) Bu davaların muhalefeti engellemek için siyasi amaçlı olduğuna inananlar Temmuz ayında yüzde 57.1 iken; Eylül’de yüzde 58.7; Ekim’de yüzde 62.1 oldu.
Buna karşılık bu davaları “hukuki” bulanların oranı da şöyle bir eğilim gösterdi:
(*
) “Hukuki davadır” diyenler Temmuz’da yüzde 30.3 iken, Eylül’de yüzde 28.6’ya, Ekim’de ise yüzde 28.1’e düştü.
Mansur Yavaş’la ilgili iddiaya gelince:
(*) Yüzde 68.8 “Yolsuzluk yapmamıştır” diyor. Bir ay önce bu rakam yüzde 58’di.

İKTİDAR MEDYASININ AĞIR
PROPAGANDASI TERS ETKİ YAPIYOR

Burada da aynı sosyolojik gerçeği görüyoruz.
Klasik ve geleneksel medyanın yüzde 90’ını kontrol eden iktidar, bu medyanın en ağır propagandasından bile sonuç alamıyor.
Hatta yer yer bu ters etki yapıyor.