Bugün hayatımın en ilginç günlerinden birini yaşadım.
Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’dan bir davet almıştım.
Galata Kulesi’nin yanındaki Güney Restoranda buluşup, Beyoğlu Kültür ve Sanat Yolu’nun yeni açılacak bir bölümünü ziyaret edecektik.
Giderken beni nasıl bir sürprizin beklediğini hiç bilmiyordum.
Meğer İstanbul’un tarihi bir anına tanıklık edecekmişiz…
BİR “KERHANENİN” KAPISINDAN
GİRERKEN GÖRDÜKLERİM
Başkan ve 15 gazeteci hep birlikte İstanbul’un ilk genelevi olarak bilinen Zürafa Sokak’ın kapılarını bir daha açılmamak üzere kapattık.
Yani 1884’de Şura-yı Devlet kararıyla kurulan genelevin, İstanbul’un ilk “Kerhanesinin” kapıları 20 Aralık 2020, yani bugün itibariyle tarihe karıştı.
Ve ben de oradaydım.
Burası Abanoz Sokak’ta başlayıp, sonra buraya yani Zürafa Sokağa taşınan bir “Red Light zone” yani “Kırmızı noktalı” bölgesinin sonuydu.
Burayı Yeşilçam filmlerinde kimbilir kaç defa görmüştüm.
Ayna’nın ünlü şarkısının klibi burada çekilmişti.
Kemal Sunal’ın bir filminde vardı.
HASILAT DEFTERİNE GÖRE BİR
KADIN EN ÇOK NE ÜCRET ALMIŞ
Mahalle Pandemi sonrası faaliyetini durdurmuş.
Bugün terkedilmiş bir halde.
Ama evlerde, o günlerden kalan çok hüzünlü bazı eşyalar ve belgeler var.
Mesela çalışan kadınların hasılat raporları.
Defterlere bakarken bir şey dikkatimi çekti.
Hasılat kaydedilirken kadırların soyadları konmamış.
Sadece isimleri var.
2/12/2003 tarihi itibariyle baktığım sayfada en fazla hasılan yapan kadın 795 milyon TL para getirmiş patronuna.
En az ise 48 milyon TL.
Tabii bu rakam 2005’de paramızdan 6 sıfır atılmadan önceki döneme ait.
Bu durumda en yüksek hasılat 795 TL, en düşük ise 48 TL olmuş.
SİGORTA FİŞİNDEKİ EKSİK
11 GÜNÜN ANLAMI NE
Defterlere devam ediyoruz.
Kadriye isimli bir kadının 3/12/2019 tarihli sigorta kayıdında şu bilgiler var.
Ücreti 938 TL olarak görülüyor.
11 gün eksik ödeme yapılmış. Çünkü istirahat günleri çalışmaları kanunen yasakmış ve sigorta kayıdına böyle işlenmiş.
BİR KADIN VİZİTE
BAŞINA KAÇ TL ALIYORDU
Peki bu hasılatı elde etmek için vizite başına kaç para alıyorlardı?
Bunu bugünün hesabıyla şu an yapabilmem güç.
Bir yerde 70 TL yazıyordu.
Bir başkasında 6.000 TL…
Bunlar bize Türk parasının ilginç serüvenini de anlatıyor.
Terkedilen evlerde kalan eşyalar arasında bir de ayakkabılar dikkatimizi çekiyor.
Çok sayıda ucuz terlik ve siyah kalın yüksek topuklu ayakkabı var.
AYNADA RUJLA YAZILMIŞ
MÜŞTERİDEN NAZİK BİR DİLEK
Hemen her yerde şu uyarı asılı:
“Prezervatif kullanmak zorunludur.”
Girdiğim bir evde aynanın üzerine rujla yazılmış şu cümle çok dikkatimi çekti:
“En iyi dost az meşgul edendir…”
Yani müşterisine çok nazik bir dille “Ne olur bana bir iyilik yap, beni zorlama işini hemen bitir ve git” der gibi bir ifade…
ÇALIŞAN KADINLARIN BENİ
ÇOK ŞAŞIRTAN YAŞ ORTALAMASI
Peki kimdir bu kadınlar? Kaç yaşındadır, nerelerden gelmişlerdir.
Fazla bilgi yok.
Ancak Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız bana çok ilginç gelen bir bilgi veriyor:
“Bir yerde okudum burada çalışan kadınların yaş ortalaması 40’mış” diyor.
Bana çok ilginç geldi.
Ortalaması 40 olduğuna göre demek ki çalışan 50’li yaşlarında bile kadınlar varmış bu sokakta.
Gözümün önüne çok hüzünlü fotoğraflar geldi tabi…
68’Lİ BİR MAHALLENİN
ANTİEMPERYALİST TARİHİ
Mahalleyle ilgili bir başka ilginç hikaye de şu.
Burası 1946’da İstanbul’a gelen Missuri zırhlısındaki Amerikalı askerlere hizmet vermiş.
Ancak 1968 yılında çok başka bir olaya tanık olunmuş.
Altıncı Filo İstanbul’a gelecek diye, mahallenin bütün evleri sokakları boyanmış.
Evler temizlenmiş ve Amerikalı askerle için hazır hale getirilmiş.
Ancak iki üç gün önceden solcu öğrenciler mahalleye gelerek burada çalışan kadınlara konuşmalar yapmışlar.
Ve Altıncı Filo’nun geldiği o gün, mahallenin kadınları işe çıkmamış.
Yani mahallenin bir de böyle 68 direnişi menkıbesi var.
HAYALET MAHALLENİN
GERÇEK KEDİLERİ NE OLACAK
Bugün burası bir hayalet mahalle…
Sokak ve evler sanki kedilere kalmış gibi…
Burada 60 yıl çalışmış birinin anlattığına göre, kadınlar kedilere çok düşkünmüş.
Şimdi insanlar elini ayağını çekince o kediler ne olacak?
Burası bir sanat sokağına dönüşecek. Eminim sanatla hayatını kazanan insanlar o kedilere sahip çıkacaktır.
Ama bu sokaklar büyük bir inşaat faaliyeti geçirecek. İnşallah o sırada Beyoğlu Belediyesi ve Hayvan kuruluşları onlar sahip çıkar.
EN ÇOK HASİLAT
YAPAN EV HANGİSİYMİŞ
Burası iki sokaktan oluşuyor. Biri Zürafa Sokak, öteki Alageyik Sokak. Daha doğrusu Alageyik Sokak’tan giriliyor ama asıl yer Zürafa sokak.
Demir kapıların üzerinde grafittiler var.
Evlerin bazılarının üst katlarından güzel bir İstanbul görünümü bulunuyor.
Bu arada ilginç bir şeyi öğreniyoruz.
En büyük hasılatı yapan ev en ucuz vizite ücretinin bulunduğu evmiş.
Sokağın iki tarafında iki kilise ve bir sinagog var.
MAHALLESİNİN TARİHİNİ
İYİ BİLEN BİR BAŞKAN
Bu genelev , 1884’de önce Abanoz Sokak’ta Cenevizli ve öteki yabancılara hizmet için kurulmuş. Abanoz Sokak kapatılınca Zürafa Sokak’a taşınmış.
Sokağın en büyük sermayedarı Matild Manukyan’mış…
Halen sokaktaki evlerin çoğunluğu onun mirasçılarına ait.
Sokak bir kültür ve sanat sokağı haline dönüşecek.
Beyoğlu Belediye başkanı Yıldız çok ilginç bir insan. Başında bulunduğu ilçenin tarihini çok iyi biliyor.
Çok rahat bir insan ayrıca. Sorduğunuz her soruya çok rahatlıkla cevap veriyor.
Eminim bu mahalleyi çok güzel bir kültür ve sanat bölesi haline getirecek.
Evlerin mülkiyetleri yine Manukyan ailesinin mirasçılarına ait olacak.
Ancak evler rezidans, sanat galerisi ve kafe haline dönüşecek.
Tabii kapanan sokakla ilgili çok önemli bir sorun var.
EVLERDE KALMIŞ, İSİMLER BULUNAN
MAHREM BELGELER NE OLACAK
Tabii terkedilen mahallenin büyük bir sorunu var.
Terkedilen evlerde çok sayıda doküman bırakılmış.
Çalıştıranların isimleri, çalışanların isimleri, aldıkları ücretler, polis kayıtları gibi mahrem olması gereken bilgiler bunlar.
Başkan”Bütün bunları topluyoruz. Bir arşiv yapacağız ama isimleri mahrem kalması için her türlü önlemi alacağız” dedi.
Eminim bundan 20-30 yıl sonra bulunan bu belgelerden çok ilginç yakın tarih eserleri ve çalışmaları çıkacaktır.
Ama daha şimdiden Türkiye’nin en iyi belgeci sinemacılarının buraya girmesinde yarar var.
Buradan çok güzel bir Netflix veya BluTV belgeseli çıkar.
Üstelik çalışanların bir bölümü daha hayattayken…