Henüz bilmiyoruz, bir ihtimal bu ay sonuna doğru öğreneceğiz.
Ama bana “ Her ikisi için de ne yazardın” diye sorarsanız onu çok iyi biliyorum.
Bu ülkede iki müzisyen için yazılabilecek en güzel iki yazıyı yazardım.
Tabi başkaları beğenir miydi bilemem.
MAJORELLE MAVİSİ İÇİNDE, YSL
KÜLLERİNİ ARARKEN GELEN MESAJ
Ajda’dan o mesajı aldığımda Fas’ın Marakeş şehrinde, hayran olduğum tasarımcı Yves Saint Laurent’in öldükten sonra küllerinin tam nereye serpildiğini bulmaya çalışıyordum.
Yani ünlü oryantalist ressam Jacques Majorelle’in, o şahane bahçesindeki, “Majorel mavisi” denilen renklerinden oluşan bir cümbüşün içindeydim.
Mesaj Ajda’dan geliyordu.
VOGUE BENİ KAPAK YAPIYOR
SEN DE BİR ŞEY YAZAR MISIN
Vogue dergisi önümüzdeki ay kapağına Ajda Pekkan’ı almaya karar vermiş.
Dergi neredeyse özel bir Ajda sayısı hazırlıyormuş.
Bunun için aylardan beri fotoğrafçılarla çalışılıyor, özel tasarımlar hazırlanıyor, dikiliyor.
Fotoğrafları Londra’da yaşayan ünlü bir fotoğrafçımız Cüneyt Akeroğlu çekti.
Duyduğuma göre üç ayrı kapak hazırlanmış.
Ajda, “Bu sayıya senin de bir yazı yazmanı çok istiyorum” diyordu.
Yazmam mı hiç, onur duyarım dedim.
ACABA AJDA İÇİN KİMLER
DUYGULARINI ANLATMIŞTIR
Merak ettim; Acaba Ajda için kimler duygularını veya anılarını anlatmıştır?
En merak ettiğim de şuydu:
Acaba Sezen Aksu bir şey yazmış mıdır?
Sordum.. Uzun bir liste varmış.
Tabii başında Sezen Aksu’nun da adı var. Yazdı mı bilmiyorum ama yazmasını çok isterdim.
Büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum.
AJDA ŞEHRAZAT’IN “SU GİBİ‘SİNİ”
SÖYLEMEYE HAZIRLARNIYOR
Şehrazat da var mesela.
Biliyorum Ajda sözlerini onun yazdığı ve daha önce Sezen Aksu’nun şarkısı “Su Gibi’yi” kaydetmeye hazırlanıyor.
Provalarında çekilmiş küçük bir videoyu seyrettim.
Sezen o şarkıyı harika söylemişti.
Ajda da başka bir yorumla şahane söylüyor.
GECELERİ SOHBET ARKADAŞIM
MAZHAR ALANSON DA VAR
Listede Mazhar Alanson da var.
Mazhar’la son yıllarda iyi bir telefon arkadaşı olduk.
Gece yarıları uzun uzun konuşuyoruz.
Bir zamanların huysuz Mazhar’ı yok artık. Biricik Suden’le beraberliği ona çok iyi geldi
Yaş hepimizin arızalarını gideriyor galiba.
İZZET ÖZ’SÜZ BİR TÜRK
POP TARİHİ YAZILAMAZ
Bir de İzzet Öz’ün adını gördüm.
Eee onsuz bir Türk pop müziği tarihi veya Ajda özel sayısı olur mu…
O Türk pop müziğinin yaşayan “Vikipedia’sı…”
Sonra o bahçede Yves Saint Laurent’ını düşünmeye başladım.
Yirminci Yüzyıl’da modanın en büyük devrimcileri kimdi diye sorarsanız, ilk üçe mutlaka yerleştireceğim tasarımcıdır.
93 YAŞINDAKİ MODA EDİTÖRÜNÜN
HATIRA DEFTERİNDEKİ PANTOLON
Fransız moda gazeteciliğinin en önemli isimlerinden biri olan Elle ve
Marie Claire dergilerinde önemli görevlerde bulunan Claude Brouet 93 yaşında hatıralarını yazdı.
Orada çok çarpıcı bir bilgi vardı.
1960’lı yılların ilk yarısında Elle dergisinde çalışanların pantolon giymesi yasakmış.
Yves Saint Laurent işte böyle bir dönemde, 1965 yılında “Le Smoking” tukedo tasarımını yaparak, erkek dünyasının en rafine üniforması smokini kadına giydirmeyi başarmıştı.
Tabi pantolonu da…
BEAT NESLİNİN SÜPERSTAR
MANKENİ BLUCİN GİYİNCE
Aynı yıl İngiliz Beat jenerasyonunun ilk süperstar mankenlerinden Jean Shripton’un moda tarihine giren bir fotoğrafı yayınlandı.
Altında bir blucin, üstünde bir tişört ve Burberry trençkotla
çekilmiş fotoğrafı, kendi personeline pantolonu yasaklayan Elle dergisinde yayınlanınca, hem pantolon, hem blucin yüksek modaya adımını attı.
SAINT LAURENT’I AKIL HASTANESİNE
DÜŞÜREN BEATNİK KOLEKSİYONU
Oysa aynı Yves Saint Laurent’ın , hazırladığı 1958 yılı “Beatnik” koleksiyonu Dior ve Fransız basını tarafından çok kötü yorumlar almış ve başına, onu akıl hastanesine yatacak hale getiren bir şey gelmişti.
Doğduğu Cezayir bağımsızlık savaşı verirken, Fransız ordusu tarafından zorla askere alınıp Cezayir’e gönderilmek istenmişti.
Ruh halinin kötüleşmesi üzerine bir hastaneye yatırılmıştı.
İşte o haldeyken Dior’un onu işten kovduğu haberini almıştı.
1962’DE BEATLES DEVRİMİ
GELİNCE YSL YENİDEN DOĞDU
Dior’un 1958’de anlamadığı Beatnik devrimi, Beatles sayesinde 7 yıl sonra İngiltere’den Fransa’ya sıçramış ve YSL markası, moda sanatının Pantheon’una girmişti.
“Beatnik” ve “Mondrian” koleksiyonları 1968 Mayısı öncesi sokak devrimini haber vermişti.
O bir öncüydü…
KÜLLERİMİ BAHÇENİN
HER YERİNE SERPİN
Yves Saint Laurent 1 Haziran 2008 günü Paris’te öldü.
Külleri, Jacques Majorelle öldükten sonra Yves Saint Laurent’ın satın aldığı bu olağanüstü bahçeye serpildi.
Bahçenin bir köşesinde bunu anlatan küçük bir anıt var.
Ama bilenlerin anlattığına göre o “Bu bahçede nerede yaşadım, nereye bastıysam oraya serpin küllerimi” demiş.
Büyük bir ihtimalle öyle yapılmıştır.
Türkiye içimi burkan bir seccade tartışması yaparken, ben o gün giyimi sanat haline getiren bu büyük tasarımcının
küllerinin üzerine ihtimamla basa basa yaşadığım şu hayatın şahsi tarih kitabına bir sayfa daha ekledim.