İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararının, en TEPE’den verildiğini hiç kimse yadsıyamaz.
Bu karar sonucunda yalnız AK Saray ve CHP başta siyasi KARŞITLARI açısından, yalnız önümüzdeki seçim değil, öncesi ve sonrası nasıl ve neler gelişir sorusuna erken yanıt verenlerin yanılacağını görür gibiyim.
O nedenle kararı değil de sonucundan doğrudan hesabı olan varsa(!) Birileri için daha önce de anımsattığım Kolombiyalı Gabriel Marquez’in bütün dillerde basılan ve onu dünya yazarı yapan kitabı “Yüzyıllık Yalnızlık”tan bir sayfayı bir kez daha paylaşmak istedim:
***
“Albay Aureliano Buendia, öfkelendiğini hiç belli etmedi ama öfkesi ancak muhafızları evi yağmalayıp bir kül yığını haline getirdikten sonra yatıştı. Albay Marquez ‘yüreğini kolla, Aureliano,’ dedi, ‘ölmeden çürüyorsun’. Albay Aureliano Buendia, o günlerde, ileri gelen asi komutanları ikinci kez toplantıya çağırdı. Bu toplantıda her çeşit insan vardı; ülkücüler, gözünü hırs bürüyenler, serüven arayanlar, toplumla bağdaşamayanlar, adi suçlular bile geldi. Diğer yargılarındaki ayrımlar yüzünden bir iç patlamanın eşiğine sürüklenen bu her boyadan boyalı toplulukta, bir tek otorite sivriliyordu; General Teofilo Vargas. General Tanrı’nın kendisine ödevler verdiğini çevresindekilere yutturan, düzenbaz, saf kan bir Kızılderili idi. Albay Aureliano Buendia, subaylarına ‘Gözümüzü üzerinden eksik etmememiz gereken vahşi bir hayvan bu’ dedi. Bunun üzerine her zaman çekingenliği ile tanınan genç bir yüzbaşı ürke ürke parmağını kaldırdı. ‘Kolayı var, albayım,’ dedi. ‘Bu adamı öldürelim’. Albay Aureliano Buendia, önerinin soğukluğuna şaşırmadı da, bir saniye farkla kendisinden önce davranmış olmasına içerledi. ‘Böyle bir emir vermemi beklemeyin’ dedi. Doğrusu istenirse, böyle bir emir de vermedi. Ne var ki, iki hafta sonra pusuya düşen General Teofilo Vargas kamış baltalarıyla paramparça edildi ve Albay Aureliano Buendia başkomutanlığı üstlendi. Bütün asi komutanların kendisini başkomutan olarak tanıdığı gece, Albay Aureliano Buendia uykusundan korkuyla fırladı, bir battaniye istedi. Bu üşüme yüzünden birkaç ay uyuyamadı; sonra üşüme alışkanlık haline geldi. İktidar sarhoşluğu, tedirginlik dalgalarıyla dağılmaya başladı. Aureliano, belki üşümesine iyi gelir diye, General Teofilo Vargas’ın öldürülmesini öneren genç subayı kurşuna dizdirtti. Aureliano’nun emirleri, daha ağzından çıkmadan, kendisinin göze alamayacağı aşırılıklara vardırılıyordu. Albay Aureliano Buendia, erişilmez gücün yalnızlığına battı.