CHP Genel Başkanı K.K.’nın gitmeye hiç niyeti olmadığı 28 Mayıs seçiminden sonra partili organ ve belediye Başkanlarıyla ilgili ettiği sözler ve yaptığı görüşmelerle anlaşılmıştı.
Son, nabızlarını tuttuğu İl Başkanları Toplantısından çıkan Bildiri ile de Ekim Kurultayına “Tek Aday (Adam) olarak gitmeyi ve en azından Yerel (Belediye Başkanlıkları) seçim sonrasına kadar Başkanlık Postunu bırakmayacağını ilan etmiş oldu.
Bu gerçek karşısında en önde ve en hevesli rakibi olan İstanbul Belediye Başkanı E.İ.’nun ne yapacağını merak edenler, CHP’nin ülke değil, kendi iç hesaplaşmaları ve gidişatı konusunda medyaya malzeme vermeye devam ede dursunlar…
Ben, artık Genel Başkanlığı başarılı(!) bir şekilde sürdüreceği kesin olan Sayın K. Kılıçdaroğlu’na, (bundan böyle olsun AK Saray karşısında eğer yapacaksa) bir Muhalefet Parti Başkanı olarak, geçmiş deneyimlerimle ilgili önemine inandığım kısa bir bilgi notu düşmek istiyorum;
Çünkü “Değil 6’lı, -ezberi CHP’nin varoluş ilke, amaç ve hedefleri olanlar dışında- her siyasi inançtan, imandan, davadan, kitaptan, tarikattan, cemaatten, türbeden, zaviyeden herkesle helalleşir ve o Masayı 16’ya çıkarırım” vaadinden vaz geçer ümidimi korumak istiyorum!
xxx
Prof. Necmettin Erbakan’ın başlattığı Milli Görüş siyasetinden yola çıkan ve bugün ülkeyi yöneten Partili Cumhurbaşkanlığı (Tek Adam) Zihniyeti* (Dinî Siyaset) hedefine vardı demesek te, (Tanrı reva görmesin, Reis’in ömrü vefa ederse) çok yaklaştığı bir gerçek.
“Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak”** hedefine yüz seksen derece karşı olan bu Zihniyetin hiç vaz geçmediği üç temel amacı (hedefi) vardır:
Birincisi, 1974’teki CHP-MSP hükümetinde Bakan iken iç yüzünü çok yakından tanıdığım Milli Görüşün kurucusu Necmettin Erbakan Hocanın sözüyle, “Batı taklitçiliğinden” kurtulmak. Bunun özü, Uygar Dünya ile bağları koparmak ve İslam Dünyasına dönmek ve er zamanda “Ümmetin Başı -Halifesi- olmak.
İkincisi, Yahudi karşıtlığı yaftası altında, halkın yaşam koşullarını, (eğitim, kültür, sanat, gelenek-görenek ve hatta tarih ve dil dahil) Araplaştırmak. Ancak, akla ve bilme dayalı olanlar gibi yakın tarihi de okumadığı için (One Minute şovuyla Arap Milliyetçiliğinin liderliğine soyunan R.T. Erdoğan, kendi yarattığı ekonomik-mali krizden çıkmak için sonunda Arap kral, emir ve şeyhlerine minnet eder duruma düştü.
Üçüncüsü ve bence en önemlisi, yine Erbakan Hocanın sözü ile “arka bahçesini” yani İmam Hatip Okullarını, milli eğitim sistemimizin alt yapısı haline getirmek.
Özellikle İstanbul başta 2019 belediye seçimlerini yitirdiğinden beri Milli Görüş siyasetinin mirasçısı R.T. Erdoğan, hedefi olan bu Zihniyet (Sünni İslami Cumhuriyeti) yolunda kendisini, (geçmişte laik demokratik cumhuriyete bağlı CHP G.B. Bülent Ecevit ve DP’nin devamı DYP’nin G.B. Süleyman Demirel benzeri)*** tek Ana Muhalefet CHP’nin durdurabileceği korkusuna kapıldı.
O yüzden de, içinde hiç bir zaman dinmeyen CHP’ye karşı duyduğu kin ve nefret duyguları şiddetle kabardı. 1950 öncesinden İsmet İnönü’ye ve CHP’ye dönük hemen hepsi dinî uydurma ya da yakıştırma olayları dilinden düşürmez oldu.
Bilinçaltında kökleşmiş bu Zihniyeti ile 11 yıl Başbakanlık yapan ve AK Sarayda 9. yılını sürmekte olan Partili Cumhurbaşkanı, bu cumhuriyetin kuruluşunda asli payı olan bir partiyi, hem de PKK ve Fetö’ye göz yummak dahil, çok ağır sıfatlarla suçlayacak kadar kin yüklü ise---?
20 yıl tek başına iktidarda olan bir partinin Genel Başkanı, yok ettiği demokrasi için, adalet için, ekonomik istikrar için, iç barış ve güvenlik için “Yeni Yüzyıl Vizyonu” vaat ediyor ise---?
(ise…?) diyerek bunları size niye soruyorum derseniz; Ben yetkili ve sorumlu bir CHP’li (laik demokratik cumhuriyet sevdalısı) olarak bu Zihniyetin banisine daha kırk yıl önce “Hocam, ülkenin ve halkın birliğini ve dirliğini istiyorsanız bu Zihniyetten vaz geçin” diyen CHP G.B. D. Baykal’ın**** tek tanığıyım.
Onun yerinde oturan Birisinin bu Zihniyeti, Sahiplerini ve helalleşmek saçmalığı ile bu Zihniyete Bulaşanları bundan böyle olsun gerçek yüzleri ile tanısın, diye. (Başta, CHP’nin onca özverisinden sonra, 6’lı Masanın tek işe yarar ayağı İYİP G.B. Hanımefendinin son kongresindeki gerçek yüzü)
(*) “O ZİHNİYET”: Dinî inanç için değil, insan yaşamını katı tarikat emirlerine zorlayan dinî siyaset.
(**) Çağdaş uygarlık Düzeyine Ulaşmak: Demokrasiyi, Hukukun üstünlüğünü, İnsan Haklarını, Azınlıklara saygı gösterilmesi ve korunmasını, İşleyen bir piyasa ekonomisinin varlığını ve Birlik içinde piyasa güçleri ve rekabetçi baskı ile baş edebilecek kapasiteyi garanti eden kurumların istikrarını sağlamış olmalıdır.
(***) Karaoğlan Halkçı Ecevit’in ve Çoban Sülü Demirel’in karalandığı ve unutturulduğu bir ortama geldiğimiz bir gerçek artık.
(****) 1996’da Başbakan olduğu koalisyon hükümetini kurarken, güvenoyu gereksinimi olmadığı halde, sırf Asker’e karşı sigorta olması için CHP’yi hükümete katmak için Erbakan Hoca O. Asiltürk’le geldiğinde Kadim Genel Başkanım D. Baykal, bu sözleri yüzlerine karşı söylerken yanında ben vardım.