Geçen hafta sağlı-sollu hemen bütün partilerin anma törenine katıldığı Prof. Necmettin Erbakan’ın başlattığı Milli Görüş siyasetinden yola çıkan ve bugün ülkeyi yöneten Partili Cumhurbaşkanlığı (Tek Adam) Zihniyeti* (Dinî Siyaset) hedefine vardı demesek te, çok yaklaştığı bir gerçek.
Batılılaşma (çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma) hedefine yüz seksen derece karşı olan bu Zihniyetin hiç vaz geçmediği üç temel amacı (hedefi) vardır:
Birincisi, 1974’teki CHP-MSP hükümetinde bakanken iç yüzünü çok yakından tanıdığım Erbakan Hocanın sözüyle, “Batı taklitçiliğinden” kurtulmak. Bunun özü, Avrupa Birliği’ne (Kopenhag Kriterlerine)** karşı olmaktır.
İkincisi, Yahudi karşıtlığıdır. (One Minute şovuyla Arap Milliyetçiliğinin liderliğine soyunan R.T. Erdoğan’ın, Mısır-Suudi Arabistan ve artık Katar’ın bile uzlaştığı İsrail’le ipleri koparması).
Üçüncüsü ve bence en önemlisi, yine Erbakan Hocanın sözü ile “arka bahçesini” yani İmam Hatip Okullarını, milli eğitim sistemimizin alt yapısı haline getirmek.
Özellikle İstanbul başta 2019 belediye seçimlerini yitirdiğinden beri Partili Cumhurbaşkanı, hedefi olan bu Zihniyet (Sünni İslami Cumhuriyet) yolunda kendisini CHP’nin durdurabileceği korkusuna kapıldı.
O yüzden de, içinde hiç bir zaman dinmeyen CHP’ye karşı duyduğu kin ve nefret duyguları şiddetle kabardı.
1950 öncesinden İsmet İnönü’ye ve CHP’ye dönük hemen hepsi dinî uydurma ya da yakıştırma olayları dilinden düşürmez oldu.
Bilinçaltında kökleşmiş bu Zihniyeti ile 11 yıl Başbakanlık yapan ve AK Sarayda 7. yılını sürmekte olan Partili Cumhurbaşkanı, bu cumhuriyetin kuruluşunda asli payı olan bir partiyi, hem de güncelleştirerek çok ağır sıfatlarla suçlayacak kadar kin yüklü ise---?
19 yıl tek başına iktidarda olan bir partinin Genel Başkanı, yok ettiği demokrasi için, adalet için, ekonomik istikrar için, iç barış ve güvenlik için “yeni bir anayasa lâzım” diyebiliyor ise---?
Partiler ve seçim kanunlarını değiştirmeden seçime gitmekten korkuyor ise---?
Ve Partili Cumhurbaşkanın nefret ve kin dolu bu Zihniyetinin banisi Necmettin Erbakan’ı anma*** törenine, şüpheli ittifak için CHP Genel Başkanı koşa koşa katılıyor ise---?
Ben niye size soruyorum derseniz;
Ben yetkili ve sorumlu bir CHP’li partizan olarak bu Zihniyetin banisine daha kırk yıl önce “Hocam, ülkenin ve halkın birliğini ve dirliğini istiyorsanız bu Zihniyetten vaz geçin” diyenin**** tek tanığıyım.
(*) “O ZİHNİYET”: Dinî inanç için değil, insan yaşamını katı tarikat emirlerine zorlayan dinî siyaset.
(**) Kopenhag Kriterleri: Demokrasiyi, Hukukun üstünlüğünü, İnsan Haklarını, Azınlıklara saygı gösterilmesi ve korunmasını, İşleyen bir piyasa ekonomisinin varlığını ve Birlik içinde piyasa güçleri ve rekabetçi baskı ile baş edebilecek kapasiteyi garanti eden kurumların istikrarını sağlamış olmalıdır.
(***) Karaoğlan Halkçı Ecevit’in ve Çoban Sülü Demirel’in karalandığı ve unutturulduğu bir ortama geldiğimiz bir gerçek artık.
(****) 1996’da Başbakan olduğu koalisyon hükümetini kurarken, güvenoyu gereksinimi olmadığı halde, sırf Asker’e karşı sigorta olması için CHP’yi hükümete katmak için Erbakan Hoca O. Asiltürk’le geldiğinde Kadim Genel Başkanım D. Baykal, bu sözleri yüzlerine karşı söylerken yanında ben vardım.