DAHA FAZLA SORUMLULUK

Erol Çevikçe

1961 seçiminden beri önce planlamacı sonra parti yöneticisi olarak hemen bütün seçimleri sandık düzeyinde gerçeğe yakın tahmin edenlerden olduğumu söylersem, bilgiçliğime vermeyin lütfen. Elbette, istatiksel olarak % 2-4 yanılma payı içinde.

Ancak, ülkenin her bakımdan sürüklendiği olağanüstü koşullar yüzünden ilk kez bu seçim için adeta nutkum tutulmuş gibiyim. Hem de son 10 günde esen olumlu rüzgârlara karşın?

Geçen haftaki yazımın sonunda, “İYİ Parti ve Genel Başkanını yargılamak benim derdim değil. Ama partim CHP’nin bu Devrik Masadan AK Sarayı devirecek bir sona erişebileceği konusunda iyimser olmak için sanılandan çok fazla değişiklik ve gelişme gerektiğini geçmiş yaşadıklarım bana gösteriyor” demiştim.

Beklenmedik çabuklukla dönen Millet İttifakı sahnesinin yeni adını CHP Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu, “Halil İbrahim sofrası” koydu. Ve hedefinin sofrayı büyütmek olduğunu açıkladı.

Bence evet sofrayı büyütmek kesinlikle gerekiyor. Yetmez, artık daha fazla değişiklik ve gelişme zorunluğu var.

Bunların hepsi de doğrudan CHP Genel Başkanına bağlı. Kısa süre sonra görülecek ki, yine seçmen partilerden çok daha önce ve önde iki adaya göre sandığa gidecek.

CHP Genel Başkanı, bir yıldır bence çok doğru olmayan aday olma çabasındaki son kavşaktan kendi dışında da olsa İYİ Parti Genel Başkanının hesaplamadan attığı adım sayesinde, “parlayan bir gerçek lidere” dönüş marifetini ustalıkla gösterdi.

Ne var ki, kendi dışındaki yanlışlardan yıldızlaşmak, sönmemek için gereken güç ve çabayı göstermekten kolaydır.

Yani CHP Genel Başkanının şu iki ayda atacağı her adım, edeceği her söz, geliştireceği her ilişki ve vereceği her fotoğraf, 6’lı Masanın devrildiği güne kadar geçen 1 yıldaki gibi değil, Halil İbrahim Sofrasını kurduğundan düne kadarki gibi sürmeli ve hatta kalıcı güven veren, şeffaf bir tutarlığa erişmeli.

2000 yılındaki Aş ve İş buhranı (ekonomik yıkım), 2002’de R.T. Erdoğan’ı yüzde 34 buçuk ile iktidar yaptı ama karşısında yüzde 19,5’luk bir tek parti vardı.

Şimdi halk çok daha ağır Aş ve İş derdiyle karşı karşıya. Ancak bu kez de iktidarda “son yüz yılın en büyük deprem faciasını “mağduriyete” dönüştürebilecek ve her türlü hukuk dışı yola başvurabilecek bir seçim ustası var. Karşısında da seçmenin gözünde yıldızı birden parlayan, “sanki yardımcılarına bel bağlamış gözüken uysal ve uzlaşmacı” yeni bir lider.

Bu durumu sonuca erdirmek şu son günde olanlar kadar sıradan olmayacaktır. 

Dileriz, AK Saray’dan (Tek Adamdan) halkı ve ülkeyi kurtarmanın da son fırsat olduğu bilincinin ve inancının, başta CHP Genel Başkanı olmak üzere sorumlu herkese hâkim olduğunu, çoğunluk seçmen anlayacaktır.

Not: Son gelişmelerden umudu yükselen CHP önceki Parti Meclisi üyesi deneyimli siyaset insanı Nuriye Berberoğlu’nun uyarısını da paylaşmayı önemli buldum: “Beyler..! Bu geleneğin Kutsal ve Onurlu Masasını  Körler Sofrasındaki Kaşık Dalaşına çevirenleri tarih affetmeyecek..”