Böyle ise CHP GENEL BAŞKANI NE YAPMALI

Erol Çevikçe

Abidin Dino en yakın arkadaşı Fikret Mualla’yı yazdığı kitapta şunları söylüyor: “Olayları oldukları gibi değil, olmalarını dilediğimiz gibi hatırlıyoruz. Evirip çeviriyor, düzeltiyoruz çok kez dileğimizce. Belgelere gelince, anılardan bile daha aldatıcı olabilirler kimi zaman. Donmuş tezek nesnelliğine erişirler. Kitaplar dolusu sahte belgeleri, birbirine karıştırıp doğru ve yalan yumağını nasıl çözmeli?”.

Bu satırları okuyunca, ressam-yazar ve kültür adamı Dino’nun bu özeleştirişiyle kendimize göre evirip-çevirip çoğu aktardıklarımızla ve anlattıklarımızla, nasıl birer karakter zayıflığı içinde olduğumuzu, yüzümüze tokat gibi vurduğunu duyumsadım.

Denebilir ki, “Dino gibi yıllar öncesine dönük olur da, bu gün artık, sesli ve görüntülü yani somut canlı birer belge olarak izlediğimiz olayları ve olaylardaki kişileri aktarırken (anlatırken), yanılma ve yanıltma nasıl olur”. İşte, tam da bu günlerde akılları aşan o, cap-canlı ve rengârenk yalanlar, ithamlar, karartma ve karalamalar Dino’nun ikrarını (savını) kat be kat doğruluyor.

Hemen soruyorum, hangimiz daha bir-kaç saat önce ekranda ya da kulaklıkta izlediğimiz olaylar ya da kişilerle ilgili gerçeği, doğruyu yakalayabildik. Hiç birimiz. Çünkü aktaranın ve aktardığının, kimin ve hangi tarafın istediğine göre seçildiğini ya da kurgulandığını asla bilmiyoruz, bilemiyoruz. Ya da tahmin etsek bile Dino’nun dediği gibi biz de, kendi koşullu ezberimizin  (algımızın) baskısından kurtulamıyoruz.

Olayın tezgâhçıları da, dinlerken ve izlerken sinsi bir gülüşle yüzleri hiç mi-hiç kızarmadan kendini soyutlayabiliyor. Ne acı ki, ülkede birlik ve dirlik bırakmayan onlarca yıllık Partizan Başkanlar, can ve kan yitmiş olayları gerçeğin yüzde yüz tersine, halkın kulağında ve gözünde kendi oy hesabına göre yankılansın ve yansısın, istiyor.

Son Manisa’da genel başkanlıkta acemilik dönemini yaşayan CHP Genel Başkanının başına gelenleri, “teröre kesinlikle karşıyız” yazılı bildiride -bir kelime yok- diye, 31 Martçılar gibi çapulcuların ağızları köpürerek yarattığı olayı, TV ekranlarında ırkçı tahrikle seçim propagandasına dönüştürenleri izledik.

Bunları, 31 Mart 2024 yerel seçimine giderken hala başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde CHP’li adayları geçecek aday bile çıkaramayan AK Sarayın gündem değiştirme tuzağına dikkat çekmek için yazıyorum., 

Son CHP kurultayını çağırdığında K. Kılıçdarolu’nun planı yerinde kalmaktı. Herkesten önce O’nun kalamayacağını gören E. İmamoğlu, kendini riske edemediği için Ö. Özel’i çıkardı. (Gerçek değilse bile öyle gözüktü; bilinsin ki, politika ve politikacı için esas olan, gerçekte ne olduğu değil ne ve nasıl gözüktüğü-görüldüğüdür)

CHP’nin son Grup Başkanı Ö. Özel,  bütün iyi niyet ve aşırı heyecanına karşın, CHP Genel Başkanı olduğunu yansıtmak ve anlatmakta hala zorlanıyor. Üstelik karşısında devletin hazinesi dahil bütün güçlü araçlarını halkın üzerinde istedikleri algıyı yaratmak için kullanan bir İKİLİ PARTİZAN var.

Böyle ise ne yapılmalı; 14 Mayıs 2023 seçiminden yeterince ders çıkarmış ve yenilenerek özgüvenini pekiştiren CHP Genel Başkanı,  başta AKP ve MHP Genel Başkanları olmak üzere karşıtlarının ne dediğini-ettiğini bırakıp, halkın gerçek gündemini (aş-iş-hizmet) evlere, sokaklara, mahallelere, köylere-kentlere hâkim kılmayı başarmalıdır.

Not: Değerli okurlarıma yeni yıl için esenlik dileklerimi sunarım.