31 Mart yerel seçimleri, Mayıs seçimlerinin aksine cumhur ittifakı ittifakını sürdürürken, millet ittifakı dağılmış durumda. Her parti kendi adaylarıyla seçime gireceği-boyunun ölçüsünü alacağı bir seçim olacak; bundan da herhalde en çok memnun olacak iktidar cephesi olacaktır!
Yine Mayıs seçimlerinde olduğu gibi cumhur ittifakının en büyük seçim söylemi ‘’terör ve inanç’’ üzerinden CHP’yi DEM ile ilişkilendirmelerinden belli. DEM Parti kendi adaylarıyla seçime gideceğini, 40 il ve İstanbul’la birlikte 16 büyükşehir belediye başkan adaylarını açıklamalarına rağmen hem Erdoğan hem de Bahçeli CHP’ye DEM üzerinden yüklenmeye devam ediyorlar.
Şimdi günlerdir çeşitli senaryoların üretildiği, Başak Demirtaş’ın İstanbul adaylığı ve DEM’in karar sürecine kısaca göz atalım.
Başak Demirtaş, 21 Ocak’ta eşi Selahattin Demirtaş’la Edirne Cezaevi’nde görüştükten sonra ‘’İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için henüz DEM Parti’den bize bir öneri gelmedi ama halk ister, partimiz uygun görürse, demokrasi ve toplumsal barışın önünü açacağına inanırsak düşünebiliriz’’ açıklamasından sonra siyasetin en sıcak tartışma süreci başladı.
AKP cenahı bu gelişmeye çok sevindi, sevindiğini de açıkça ilan etti. Biranda DEM’e sıcak mesajlar verilmeye başlandı! Birçok AKP yetkilisi bu yönde açıklamalar yaptı. AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ‘’Başak Demirtaş aday olursa, İmamoğlu meselesi kapanır’’ açıklamalarını yaptı.
Muhalefet çevreleri ise bu gelişmeyi acaba Erdoğan’la ‘’Selahattin Demirtaş’ın tahliyesine’’ yönelik yeni bir durum değerlendirmesi veya pazarlık mı var yorumları yapıldı.
Tabi siyaseti yakından takip edenlerin bildiği Selahattin Demirtaş ile DEM Parti yönetiminin çok uyumlu olmadığı, Mayıs seçimlerinden sonra ‘aktif siyaseti’ bıraktığını açıklayan Demirtaş’ın gölgesinden kurtulmak isterken adaylıkla tekrar Demirtaş’ın etkisi altına girmek istemeyeceği yönünde parti çevrelerinin çekincesi olduğu anlaşılmaktadır.
21 Ocak-9 Şubat arasında geçen yoğun senaryolu, kulisli tartışmaların sonunda DEM Parti yönetiminden Başak Demirtaş yerine, Erzurum Milletvekili Meral Daniş Beştaş ve eski İzmir Milletvekili Murat Çepni aday olarak ilan edildi.
Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan açıklamasında, ‘’Kaybettirmek ya da kazanmak seçeneklerine sıkıştırılmayacak kadar güçlü ve tecrübeli bir siyasi hareketiz. Kimseye rest veya jest yapmıyoruz’’ dedi.
Ama bu karar kime yararsa, yarayan tarafın bizim taleplerimizi dikkate almasını da bekleriz…
Başak Demirtaş, DEM yönetimiyle 5 Şubat Pazartesi günü bir araya gelerek ‘’adaylık irade beyanından güç aldıklarını belirterek bizleri onurlandırmıştır. Benim İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylık beyanımın bir başvuruya dönüşmemesi konusunda da partimizle ortak görüş birliğine varmış bulunmaktayız’’ açıklamasıyla 7 Şubat 2024’de kamuoyuna duyurmasının ardından.
İstanbul adaylarının açıklamasından sonra Selahattin Demirtaş’ın ‘’Kirlenmiş şeyler uğruna’’ başlıklı 4 sayfalık açıklamasını eşi Başak Demirtaş sosyal medya hesabından duyurdu. ‘’Başak Demirtaş’ın adaylık iradesi, DEM Parti’nin ısrarla kurmaya çalıştığı üçüncü yol siyasetini görünür kılmak içindi…’’ ifadeleriyle birlikte ‘’bütün süreçler birlikte yürütülmüştür halkımız bilsin, DEM Parti ile ayrılık gayrılık olmadığını’’ açıklayan ifadeleri dikkat çekicidir.
O halde, DEM Parti üçüncü yol siyasetini görünür kılmak istemiyor mu yoksa görünür kılacak isim olarak Başak Demirtaş’ı mı uygun görülmüyor sorusu akla gelmez mi?
Siyasetin yönünü İstanbul seçimlerinin belirleyeceği üzerinden hesaplar yapıldığı için seçimler yaklaştıkça daha çok hesapların değişeceğini, bugün yan yana olanların yarın ayrı, ayrık duranların bir araya geleceği, dost gibi görünenlerin rakip, rakip gibi görünenlerin dost olabileceği gelişmelere tanıklık edebiliriz…
Erdoğan ve Bahçeli DEM üzerinden CHP’ye yüklenmeye devam ederlerken…
AKP’li Ali İhsan Yavuz’un ‘’AKP Türk partisi değil, AKP Türkiye partisidir.’’ DEM Mardin Eş Belediye Başkan adayı Ahmet Türk’ün ‘’CHP, Kürt sorununu çözebilecek kabiliyette değil, Erdoğan isterse çözebilir, çünkü o bir lider.’’ Selahattin Demirtaş’ın ‘’DEM Parti, AKP ile görüşebilir ve uzlaşabilir.’’ Bu açıklamalar iktidarla DEM arasında geçmişte olduğu gibi sıcak bazı gelişmelerin olabileceği yönünde dikkate değer açıklamalardır.
CHP’yi, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde terör ile kol kola olmakla suçlayıp şimdide CHP DEM’leniyor diyenler DEM’lenmeye başlarsa şaşırtıcı bir gelişme olmaz! Erdoğan için İstanbul olmazsa olmaz ise DEM’den gelen bu açıklamaların gereğini yapmanın yolunu bulacaktır. Bahçeli mi; mutlaka her durumda olduğu gibi haklı gerekçeleri olacaktır!
Ve elbette Leyla Zana’nın çok uzun bir sessizlikten sonra ‘’Sayın Cumhurbaşkanı ‘süreci dondurucuya kaldırdım’ diyor. E artık miadı geçmek üzere, bence dondurucudan çıkarıp bu işi esastan ele almak gerekiyor’’ açıklamalarına dikkat etmekte yarar var.