Bugüne kadar 3 harfli deyince hep akla C..N çağrışımları gelirdi meğerse iktidarları süresince büyümesine ve bugünlere gelmesine vesile olan 20 yıllık AKP iktidarına en büyük tehdit 3 harfli zincir marketlermiş!
İktidarın 3 harfli düşman yaratma ihtiyacına girmeden önce iktidarın 3 harflilere yönelik karşıtlığına muhalefet ‘fiyat artışlarının tek suçlusu bu 3 harfli marketlerse, suçları da sabitse hadi gel hepsini kapatalım dese, bu yönde bir teklif getirse’ iktidarın tepkisi ne olur dersiniz?
Bunların kapatılmasına yönelik elinde hiçbir hukuki gerekçe olmasa bile inanın en çok kendi seçmen kitlesine hitap eden bir zamanların ‘ucuzcu!’ market zincirlerine yine iktidar sahip çıkar. Yakın zamana kadar zamanın bu ‘ucuzcu!’ olarak biline 3 harfli marketlerin müşteri kitlesi orta-alt ve alt gelir gruplarıydı. Enflasyonun önlenemez yükselişi, dayanılmaz hayat pahalılığı, yok olan orta gelir grubu ve üst-alt gelir gruplarını da bu marketlere mecbur hale getirdi.
AKP iktidarı mazlum rolü oynamayı çok seviyor. 20 yıl iktidarda olsa bile hep mazlum, hep mağdur! Mağrur ama mağdur!
Önce ‘müesses nizam’ bizi istemiyor dendi sonra ‘vesayet sistemi’ çalışmamıza engel oluyor dendi bu engelleri bugün terör örgütü olmakla suçladıkları cemaat-FETÖ ile birlikte alt ettiklerini kendileri söylüyor. İktidarda paylaşım sorunu çıkınca en büyük düşman dünün yol arkadaşları cemaat-FETÖ terör örgütü oldu. İktidara gelirken her türlü ilişkiyi kurdukları küresel güçler, küresel sermaye bir ara düşman addedildi, şimdi yine küresel çevrelerden gelen destek mesajları biranda onları düşman olmaktan çıkardı, küresel ilişkiler kaldığı yerden devam ediyor. Enflasyonun sorumlusu olarak tek başına dış güçlerin gösterilmesi kamuoyunda pek kabul görmeyince yeni bir düşman ihtiyaç haline geldi ve 3 harfliler düşman ilan edildi.
Oysa bugünün günah keçisi ilan edilen 3 harfli zincir marketler görece üst gelir grubuna hitap eden bazı büyük marketlere karşı, kendi tabanına hitap edeceği hesabıyla kontrolsüz bir biçimde her sokak başına açılmasına, büyümesine iktidar eliyle destek sağlandı. Dün büyümesine, çoğalmasına göz yumulan bu 3 harfliler şimdi enflasyonun sorumlusu ve FETÖ’cü oldu. Eğer iddia edildiği gibi FETÖ terör örgütüyle ilişkileri varsa bugüne kadar neden göz yumuldu. Yok FETÖ üzerinden bazı iktidar çevrelerinin istediği gibi buralara el konulmak isteniyorsa başka bir durum!
MHP lideri Devlet Bahçeli ‘’sürekli zam yapan zincir marketlerin, FETÖ ile irtibat ve ilişkisinin titizlikle araştırılması’’ gerektiğini söyleyince.
BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç ‘’FETÖ’yle bizi tehdit eden parti liderlerine söyleyeceklerimiz var. Bre ahlaksızlar, densizler sizlere bundan sonra sizin tonunuzda cevap vereceğim bunu bilesiniz’’ diye sert bir açıklamadan sonra, özür açıklamasının ardında istifa etti.
Ardından suç örgütü liderliğinden yargılandıktan sonra ‘’güvenlik’’ gerekçesiyle serbest bırakılan Yakup Kürşad Yılmaz, Aykaç’ı ‘’kime kimlere hangi güce güveniyorsanız bütün güvendiğiniz güçlerle birlikte hepinize diyorum tuttuğunuz köşe başları mezarınız olur’’ ifadeleriyle tehdit etti.
Yerleşik sermayeye karşı, kendi sermaye sınıfını yaratma adına düne kadar her türlü yakın ilişki içinde olunan 3 harfli marketler siyasi iktidar tarafından hedef gösterilince Ağrı’da, Antalya’da bir BİM mağazasının camlarına ‘’Devlet Baba’’ yazıldığı, yine Antalya’da başka bir BİM mağazasının camlarının kırıldığı haberlerinin paylaşılması, farklı noktalardan saldırılara maruz kalmaya başlaması tehlikeli bir süreçtir. Kraldan çok kralcı, iktidara yakın yazarlarında fiyat karşılaştırmalarıyla 3 harfli marketleri hedef haline getirmesi de oldukça ilginçtir.
Aslında tablo gayet açık ve net iktidar sorunları çözemeyince sorumlu arıyor. Bugüne kadar hiçbir sorun olmayan marketler neden bugün sorun olarak görülüyor. Fiyat artışlarının tek suçlusu bu 3 harfliler mi? Ülkeyi yönetenlerin aldığı yanlış ekonomik kararların, girdi maliyetleri; enerji, akaryakıt, ücretler, vergi, sigorta gibi temel girdi fiyatlarının aşırı yükselmesinin etkisi yok mudur. 20 yıldır sorun olmayan aynı 3 harfliler bugün sorun olarak görülüyorsa ortada başka bir durum var demektir.
BİM, ŞOK 1995 yılında, A.101 2008’de kurulmuş. Hepsi AKP’ye yakın cemaatlerden, ailelerden ve sermaye gruplarından oluşmaktadır, bir anlamda AKP kendi yarattığı eseriyle kavga ediyor denilebilir!
Serbest piyasa ekonomi kuralları bir tarafa iktidarın, şube sayısını artırdığı Tarım Kredi Kooperatifi (TTK) marketleri, zabıta baskınları da sonuç vermeyince devletin resmi güçleri dışında başka güçlerin ‘tehdit ve şantajıyla’ piyasa kontrol altına alınmaya kalkılırsa durum vahim demektir.