Siyasete ve siyasetçiye olan güvenin hızla kaybolması kadar normal bir durum yoktur. Her ne kadar ‘siyasette ebedi dostlukta, ebedi düşmanlıkta’ olmaz deniyor olsa da bu ne dostluk, ne de düşmanlıktır. Burada ilke, tutarlılıktır esas olan. Ama diyebilirsiniz ki, bu hızlı dönüşler toplum nezdinde veya partilerde bir karşılık buluyor olmalı ki bunlar sıkça yaşanıyor; toplumda değil, partilerde karşılık buluyor!
Bizim ülkemizde bazı istisnaların dışında bağımsız adaylıklar pek karşılık bulmaz esas olan parti, parti siyasetidir. İdeolojik, siyasi aidiyetler yoksa siyaset yapmak isteyen ZAT, seçim zamanı parti arayışına girer; kapağı attığı partiden seçildikten sonra biranda kıymeti kendinden menkul, kendini siyasetin vazgeçilmezi olarak görmeye başlar. Aday olabilmek için yaptığı ayak oyunlarını, taklaları, karar merci üzerinde etkili aracıları devreye soktuğunu unutur. Artık siyasetin merkezi o dur, siyaset onun etrafında dönmektedir. Ne partinin, ne partilinin, ne de ona oy veren partili seçmenin bir hükmü vardır; o nereye giderse seçmende arkasından koşarak geleceğini düşünür.
Ama o iş öyle değildir. Ve şimdiye kadar da hiç öyle olmamıştır. Yine istisnalar hariç parti değiştirenler her zaman ayrıldığı yerde itibar kaybettiği gibi, gittiği yerde de her zaman dışardan gelen bir ‘el, yabancı’dır!
Ne uzun girizgah yaptın demeyin; sadece siyaset dejenere olmuyor, ahlak, güven, itibarda ciddi anlamda dejenere hale geliyor, siyasete-siyasetçiye olan güven kayboluyor. Herhalde topuklayan efeden, onun peşine takılan Söke ve yolsuzluk dosyası kapatılan Şehitkamil belediye başkanından söz ettiğimizi anlamışsınızdır.
TOPUKLAYAN EFE…
Transfer olmasını gerekçelendirme çabası içinde bugüne kadar kendisine kapalı olan iktidar medyasında her gün boy gösteriyor. 23 yıl siyaset yaptığı CHP’de demokrasi olmadığı ve imar rantına karşı çıktığı için ayrıldığını iddia ediyor. Topukçunun ne kadar demokrat olduğunu Aydın siyaseti gayet iyi bilir; inandırıcılığı olmadığı için üzerinde durmaya gerek yok. Gelelim rant imarı iddiasına… CHP’de imar rantçılarının olduğu 15 yıl sonra mı aklına geldi. Niye böyle bir talep geldiği anda itiraz ederek, CHP’den istifa ederek bağımsız kalmadı. Niye hemen imar rantçılarını savcılığa ve gerekli mercilere suç duyurusunda bulunmadı.
İddialarının inandırıcılığı yok topukçu, ‘’yalancı, halkı kandırıyor’’ dediği, kendisine yemekhanede mazbatayı layık gören partiye sığınma ihtiyacı neden hissetmiştir?
Çünkü kabarık dosyaları önüne konduğunda Silivri’ye gitmekten korkmuştur. Eşi ve ailesinin mal varlığının tehlikeye gireceği korkusu geçmişte söylediklerini unutturmuştur. Yıllarca beraber siyaset yaptığı yol arkadaşlarının gösterdiği direnci, dik duruşu gösterememiş, kendisinde siyasi mücadele gücü, azmi, inancı görmemiş, yol arkadaşlarını yalnız bırakmıştır. İki dönem milletvekilliği, 15 yıl belediye başkanlığını yeterli görmüş, bundan sonra aday gösterilecek bile olsa bir kez daha seçilemeyeceğini görürse belki milletvekili olma düşüncesiyle AKP’ye transfer olmuştur.
Bu geçişle Silivri tehlikesinden kurtulmuş, ailesinin mal varlığını güvence altına almıştır. İktidar partisine geçer geçmez İller Bankası’nın sağladığı 860 milyar kredi ve iktidar nimetlerinden yararlanmaya başlamış; cumhurbaşkanının himayesine girmenin karşılığını almaya başlamış, güvenli limanın konforunu yaşamaya başlamıştır.
24 YILLIK HASRETE SON VERMİŞ!
CHP adayı olarak oyların yüzde 55’ini alarak Söke Belediye Başkanı olarak seçilen Mustafa İberya Arıkan, AKP’lilere kendisini kanıtlamak için ‘’Söke için tarihi gün, 24 yıllık hasreti bitirdiğim için çok mutluyum’’ diyen...
Ey Arıkan sen, AKP’lilerin oylarıyla AKP’nin 24 yıllık hasretine CHP’ye karşı mücadele ederek son vermedin sen, AKP’ye karşı mücadele edeceğim diyerek CHP’lilerin oylarıyla CHP’den seçildin, CHP’lileri kandırdın, milli irade hırsızlığı, milli irade gaspıyla AKP’ye transfer oldun.
DAVASI OLMAYAN DAVA ADAMI!
Davasız dava adamı Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, CHP’den seçilinceye kadar davası aklına gelmediği gibi, AKP’ye karşı mücadele edeceğim diyerek CHP’lilerin oylarıyla seçildin. Kısa sürede bir sürü yolsuzluk doysan önüne konduğunda biranda ‘’Davam, cumhurbaşkanımızın davasıdır’’ diyerek kendini kabul ettirdin. 10 yıl sonra 15 Temmuz davacısı haline geliverdin; zorun nelere kadir olduğunu gösterdin!
Rüzgar gülüyle yarışan kıymeti kendinden menkul siyaset gülleri herkesi kandırdığınızı, ikna ettiğini düşünebilirsiniz belki, aynaya hiç bakmaz mısınız, kendinizi ikna edebildiniz mi?
Bu transferler ne gelenlerin kıymetinden ne de alanların ihtiyacındandır, bu transferler halkın nezdinden iktidar umudu haline gelen CHP’ye yönelik operasyonun bir parçasıdır.