20 Ekim Pazartesi günü (bugün), saat 11:00’de Silivri Cezaevi Yerleşkesi 1 no’lu Duruşma salonunda İBB Başkanı, CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun ‘’Diploma iptal’’ Davası’nın duruşması vardı.
Sabah 9:30’da evden çıkarak Kuzey Marmara Oto yolundan 10:35’de Marmara (Silivri) Kapalı Ceza İnfaz Kurumu önündeydik. İzleyici girişi ve avukat girişlerinde yoğun bir birikme, kalabalık vardı. Avukat giriş bölümünden kendimizi tanıtarak içeri giriş yaptık. İçerde baba Hasan İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu ve aile üyeleri. İBB Başkanvekili Nuri Aslan, üçüncü kez seçilen İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, çok sayıda milletvekili, belediye başkanı ve partililer vardı. Bu arada dışarıda kalan çok sayıda avukat ve izleyici grubu içeriye girmek için güvenlik görevlileriyle mücadele içindeydi.
Bütün uğraşlara rağmen mevcut yetkililerle sorun çözülemeyince, Adalet Bakanı, Bakan Yardımcısı, Yerleşke başkanına ulaşılma gayretlerine rağmen, hiçbirine ulaşılamadı! İlgililer CHP’li yetkililerin telefonlarına çıkmadı!
Dakikalar geçiyor, saatler ilerliyor, dışardan girmek isteyen avukat ve izleyiciler, içeride meraklı bekleyiş bir türlü sona ermiyor, 11:00’de başlaması gereken duruşma bir türlü başlamıyor. Sonunda duruşmanın olacağı salona geçiliyor, salon olabildiğince küçük. Müdafi avukatların çoğu dışarıda, aile ve aile yakınları, milletvekili, belediye başkanlarının çoğu ayakta, yer sınırlı. Mahkeme başkanı olabildiğince iyi niyetli, aile bireylerine, avukatlara, milletvekillerine durumu anlatmaya çalışıyor, yaşananların kendisinden kaynaklı olmadığını, ‘’dışarıda yaşananlardan sorumlu olmadığını, büyük salonda teknik arıza’’ olduğunu, bu salonda ‘’teknik hazırlık’’ altyapısının duruşma için hazır olduğunu ifade etti.
Salonun değiştirilmesi, dışarıda kalan avukatların içeri alınarak avukatlar odasına alınması talepleri iletildi. Bir süre sonra salon değiştirilerek biraz daha büyük bir salona geçildi. Bekleyiş bir süre daha devam etti. Uzun bir bekleyişten sonra, dışarda kalan avukat ve izleyicilerin içeri alınmaması sonucu Ekrem İmamoğlu duruşmaya katılmayacağı bilgisiyle, salonun boşaltılacağı bilgisini İl Başkanı Özgür Çelik açıkladı ve salon boşaltıldı.
BÜTÜN BUNLARA GEREK VAR MIYDI?
Ekrem İmamoğlu ile birlikte onlarca kişinin diploması ‘’evrakta sahtecilik’’ gerekçesiyle iptal edildi. Sonradan ortaya çıkan yüzlerce sahte diploma, yüksek lisans ve doktoraların üzerine gidilmemesi, sorgulanmaması, adli süreçlerin ilerlememesi ayrı bir durum olmakla birlikte! İmamoğlu ile birlikte diplomaları iptal olanlar içinden sadece Ekrem İmamoğlu’nun dosyası ayrılıyor, sadece İmamoğlu ‘’evrakta sahtecilik’’ iddiasıyla ‘’diploma davası’’ndan yargılanıyor.
Yani bir anlamda yargılanamıyor…
Davanın Çağlayan Adliyesi’nde değil de, Silivri yerleşkesinde yapılma gerekçesi ‘’güvenlik’’ ve daha ‘’büyük salon’’ olmasıdır.
Öyleyse, daha büyük salon olması, aleni yargılama gereği izleyiciye açık olan yargılamada izleyicilerin katılabileceği büyük salon niye yoktu. Duruşmanın olacağı günler öncesinden belli olduğu halde var olduğu iddia edilen ‘’teknik arıza’’ giderilemez miydi yoksa giderilmek mi istenmedi. Aile üyeleri, avukatlar, izleyiciler yüzlerce kişinin Çağlayan Adliyesi yerine git gel 200 kilometre yol çilesine rağmen Silivri’de ‘’salon’’ sorunu yaratılması kamuoyu algısı yaratmaya yönelik midir yoksa olağan yargılama süreçlerinde olağan işler midir?
Ekrem İmamoğlu duruşmalarına izleyici ilgisinin yoğun olacağı, farklı kesimlerin katılma isteğinin olduğu görüldüğü ve bilindiği halde ‘’teknik arıza’’ gerekçe gösterilerek planlı bir kriz mi yaratılmak istenmektedir.
Günler öncesinden belli olan duruşmanın, izleyicilerin katılım ortamının hazır edilmemiş olması ‘adil yargılama’ hakkının kullanımı açısından iyi olmamıştır.
Sınav sorularını çalanlarla ilgili, yüzlerce sahte diploma alanlarla ilgili, İmamoğlu ile birlikte adı geçen onlarca kişiden ayrılarak sadece Ekrem İmamoğlu’nun diploma davasından yargılanması kamuoyu vicdanını yaralamakta, bu davanın İmamoğlu’nun siyasi iddialarının bir sonucu, önünü kesmek için ortaya atıldığı inancına yol açmaktadır.
Bugüne kadar ki yargılamalarda yaşanmayan ‘salon’ sorununun görev değişiklikleri ve yeni atanan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının bir ilgisi var mıdır?