14/28 Mayıs seçim kaybının arından, İYİ Parti, 13 Eylül’de çok tartışılan ‘’81 il ve tüm seçim çevrelerinde seçime kendi adaylarıyla girme’’ kararı almış…
CHP Kurultay sürecinde Kemal Kılıçdaroğlu değil de ‘değişim’ diyenler kazanırsa İYİ Parti aldığı bu kararı gözden geçirerek ‘ittifak, işbirliği’ yapabilir iddiaları uzun süre siyasetin gündemindeydi…
Kurultayı Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı olduğu ‘değişim’ ekibi kazandı. Özgür özel, İYİ Parti Genel Merkezinde Meral Akşener’i geçen hafta ekibiyle birlikte ziyaret ederek başta Ankara ve İstanbul olmak üzere 2024 yerel seçimleri için ‘işbirliği’ önerisi götürdüğü İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu öneriyi daha önce ‘’seçimlere kendi adaylarıyla tek başına girme kararı’’ alan GİK’in onayına sundu.
CHP’nin ‘işbirliği’ önerisini görüşmek üzere toplanan İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nda (GİK) yapılan gizli oylamada, 14’e karşı 35 oyla CHP’nin seçim işbirliği önerisi reddedildi. İYİ Parti örgütü ve Milletvekili grubunun ağırlıklı olarak CHP ile işbirliğinden yana olmasına rağmen, Meral Akşener’in ‘özü başımıza’ seçimlere gireceğiz kararı değişmedi. Partilerin genel başkanlarının istemediği hiçbir karar parti kurullarından çıkmaz.
Neyse partilerde demokrasinin olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu…
İYİ Partinin seçimlere ‘müstakil’ girme kararının 2024 yerel seçimlerine etkisi hiç olmaz demek gerçekçi değildir. GİK’ten çıkan bu karar elbette en çok iktidar çevrelerini olduğu kadar, kurultayda kaybettiğini düşünen CHP’lileri de çok mutlu etmişe benziyor. Özgür Özel’i ‘ittifak, işbirliği’ yapmayı beceremeyen biri olarak suçlayıp, bu işin mimarının Kılıçdaroğlu olduğunu iddia edip hemen arkasında Ekrem İmamoğlu’na yüklenerek; hadi bakalım İstanbul’u kazanda görelim diyorlar!
Esas önemli olan ise, 2018’den bu yana ‘rejim tehlikesi’ iddiasıyla oluşturulan ‘ittifak’ ların bugün ‘gereksiz’ görülmesidir. Mayıs seçimlerine gidilirken iktidarın değiştirilmesi ülkenin ‘beka’ sorunu olarak görülürken, bugün iktidar yine kendi ittifakını güçlendirirken muhalefetin ‘ittifak, işbirliği’ ni gereksiz görmesi nasıl açıklanabilir. Ne oldu, 2019’da, 2023’de olan ‘rejim tehlikesi’ biranda ortadan kalktı mı? Değiştirilmesi zorunluluk olarak görülen iktidar-rejim katlanılır hale mi geldi?
2023 seçimlerine muhalefet 2019’da elde ettiği yerel seçim sonuçlarının psikolojik üstünlüğü ile giderken bugün hem iktidarın Mayıs seçimlerini kazanması hem de muhalefetin dağınık hali, kendi öz gücünü ispat iddiası şimdilik iktidarın elini güçlendirmiş görüntüsü vermektedir.
Kamuoyu İYİ Partinin bu keskin tavrı üzerinde değerlendirmeler yaparak ittifaktan neden vazgeçtiğini, seçimlerden nasıl bir sonuç beklediğini, nasıl bir sonuçla çıkacağını merak ediyor. Bir iddiaya göre İYİP’nin CHP’yle ittifak yapmamasını, CHP’nin HEDEP’le olan ilişkisinden rahatsız olması ve HEDEP’in olduğu masada biz olmayız dediği... Oysa aynı İYİP bugüne kadar, CHP HDP ilişkisi devam ederken ittifakın içindeydi. İYİP’nin bugün bu gerekçeyle işbirliğinden uzaklaşması ne kadar gerçekçi!
İYİ Partinin AKP karşıtlığından, kutuplaşmadan rahatsız olduğu, iktidara yakınlaşmak istediği iddialarının gerçekliğini zaman gösterecek. Ayrıca CHP’ye mahkummuş görüntüsünden, CHP’yle anılmaktan pek memnun olmadığı, yükselen milliyetçilikten pay almak istediği ve AKP CHP kutuplaşmasında taraf olmak yerine kitlelere üçüncü bir yol önerme, seçenek sunma iddiasıyla işbirliğinden kaçındığı iddia edilmektedir.
Toplum bu üçüncü yol önerisini ne kadar benimser, İYİP siyasi bir seçenek haline gelebilir mi elbette yerel seçim sonuçları belirleyici olacaktır. Her ne kadar İYİP karar vericilerinin sonuç ne olursa olsun biz yolumuza kararlı bir şekilde ‘hür ve müstakil’ olarak devam edeceğiz kararının siyasi sonuçları olacaktır.
İYİP ‘özü başına’ gireceği 2024 yerel seçimlerinde 16 ilçe belediye sayısını artırabilecek mi, bunun üzerine il ve büyükşehir belediyeleri ilave edebilecek mi, mevcut şartlara göre il ve büyükşehir belediyeleri alabilmesi çok kolay gözükmemektedir. Birde elindeki 16 ilçe belediyesinden herhangi birini kaybederse…
Ayrıca bugüne kadar ittifakla kazandık bizim denilen muhalefetin elindeki 11 büyükşehir belediyesinde kayıplar yaşanır, düne kadar gönderilmezse ülke için ağır tehdit denilen Cumhur İttifakı yerel seçimlerden yüksek başarıyla çıkarsa bugün alınan kararların ağır siyasi sonuçlarının olması kaçınılmazdır.
Siyasetin önceliği ülke ve ülke insanının geleceğinden çok kendi geleceği, elde edeceği siyasi avantaj, kuracağı siyasi üstünlüktür…
‘’Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır…’’ Franklin D. Roosevelt.