47 yıl sonra yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkan CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel seçimlerin ardından kamuoyunu şaşırtan bir şekilde ‘’seçmenden erken seçim için oy istemedik, sarı kart gösterin dedik, seçmeni aldatamayız, erken seçim demiyoruz’’ sözlerinden sonra ‘’birinci parti olmanın sorumluluğu gereği Erdoğan’la görüşmek istiyoruz’’ diyerek bir kez daha kamuoyunu şaşırttı.
Ve tartışmalar başladı ‘’görüşmeli mi, görüşmemeli mi?’’ klasik siyasetçiler görüşmemeli tezini ileri sürerken, kutuplaşma siyasetinden mustarip olan çevreler siyasetin normalleşmesi adına görüşmenin yararlı olacağı tezini ileri sürerken. İlk adım Erdoğan’dan TBMM’de 23 Nisan resepsiyonunda çay içme teklifiyle geldi, çaylar içildi, özel kalemlerin en kısa zamanda görüşmeyi planlaması prensip olarak kabul edildi. Muhtemeldir ki, hafta içinde birinci parti CHP Genel Başkanı özgür Özel ile ikinci parti AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan bir araya gelecekler.
CHP 47 yıl sonra ve 22 yılın ardından ilk kez AKP’yi geçerek AKP’nin önünde birinci parti oldu. Bu başarı için birçok şeyden söz edilebilir. Ama kimsenin aklında olsa bile cesaret edemediği değişim fitilini bir anda ateşleyen, 28 Mayıs şokunun sabahında Ekrem İmamoğlu ‘’Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemeyeceğiz’’ dedi ve 10 ay içinde farklı şeyler yaparak 47 yıl sonra zafere ulaştı CHP.
Özgür Özel yönetimindeki CHP yerleşik tabuları yıkarak ‘farklı şeyler’ yapmaya devam etmek istiyor. Gelgelelim CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP içinden bazı çevreler bilinen siyaset tarzlarıyla Özgür Özel, Erdoğan görüşmesine karşı çıkıyor.
Kılıçdaroğolu görüşmeye karşı çıkan paylaşımında bilinen, yaşanan yakıcı sorunları sıralayarak ‘’Bu düzenin kurucusu sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir…!’’
Bunca yıl çözülmenin aksine katmerlenen, birçoğu da ‘’muhalefetin yetersizliği ve katkısı’’ sonucu kronikleşen yakıcı sorunlar ‘’Özgür Özel, Erdoğan’la görüşmediğinde ortadan kalkmayacağına göre’’ Özgür Özel, Erdoğan görüşmesine ‘’Müzakere’’ anlamı yüklemek, sanki mücadele etmeyecekmiş gibi bir anlam yüklemek doğru ve gerçekçi değildir.
Bizde muhalefetin yetersizliği üzerinden, muhalefetin etkisiz siyaset tarzını ‘’dokunulmazlıkların kaldırılması, mühürsüz oyların geçerli’’ sayılmasıyla rejimin tahkim edilmesine yol açan dünün yanlışlarını sıralayacak değiliz.
Sadece CHP içinde değil, iktidar karşısında konumlanan muhalif çevrelerden de görüşme ile ilgili şimdiye kadar olduğu gibi Erdoğan’a güç atfederek Erdoğan ‘’Özel’i tuzağa düşürerek yeni anayasa için olur alabilir, birinci olan CHP’yi etkisiz hale getirebilir’’ kaygıları dile getiriliyor.
Erdoğan’ın bugüne kadar her olayı lehine çevirmesinden yola çıkarak görüşmeye itiraz koyanlar Erdoğan’ın seçimlerde yenilmesine rağmen Özel’le yapacağı görüşmeyle psikolojik üstünlüğe lehine çevirme endişesi taşıyor olabilirler…
Ama bu ila nihai sürekli böyle olacağı anlamına gelmez. Geniş halk yığınları devletin kurumsal aklının tek akla teslim olmuş olmasından, ekonomik sorunların her geçen gün ağırlaşmasından, sorunların çözülemiyor olmasının yanında siyasetin kutuplaşmasından, siyasetçilerin bir araya gelememesinden memnun değil. Toplumun geniş kesimleri iktidarıyla muhalefetiyle bir araya gelerek ülkenin sorunlarına çözüm üretilmesini bekliyorlar. Özgür Özel başkanlığındaki CHP’nin diyaloğa açık tavrı toplum tarafından olumlu karşılanmakta, umutları yeşertmektedir.
CHP Genel Başkanı özgür Özel ‘’Değişenle değişmeyen yarışırsa değişen kazanır. Eskiyle yeni yarışırsa yeni kazanır. Elbette hepimiz devletimizi çok seviyoruz ama devletle millet yarışırsa, millet kazanır.’’
Erdoğan’la yapılacak görüşme Erdoğan’a meşruiyet kazandırma, yapılmak istenen anayasaya CHP’nin destek olacağı. Bugüne kadar uymadığı yok saydığı anayasayı bundan sonrada uymayabileceği, yok saymaya devam edeceği anlamına gelmez.
Tam aksine, özgüveni düşük, edilgen bir tavır içinde olmak yerine, özgüveni yüksek bir CHP Genel Başkanı olarak Erdoğan’ın anayasal sınırlar içinde kalması, kurumsal devlet aklıyla devletin yönetilmesi, derin yoksulluk çeken kitlelerin sorunlarının çözümüne odaklanılması gerektiği, enflasyonun, işsizliğin, emeklinin sorunlarına çözüm üretilmesi gerektiği. Hukuk sınırları içinde kalınması, hukukun siyasallaştırılmaması, siyasi saiklerler kim olursa olsun tutuklanmasının kabul edilemeyeceği mesajları iletilir.
Bu görüşme, AKP politikalarına, yeni anayasaya destek verileceği değil, ülkeyi çıkmaza sürükleyen AKP politikalarına karşı, kararlı bir duruş sergileneceği, iç ve dış politikada ülkeyi refaha kavuşturacak, rahatlatacak çıkış yollarının olduğunu göstermeye...
Özgür Özel, Erdoğan görüşmesi ‘Anayasa müzakere’ görüşmesi değildir. Bu görüşme ‘’Erdoğan’la mücadele’’ edilmeyeceği anlamı değil tam aksine Erdoğan’a, bak biz Türkiye’nin birinci partisiyiz demektir. Bu görüşme ‘’Türkiye ittifakı’’ olarak kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden, kapsayıcı yeni bir siyaset anlayışıyla Türkiye’nin sorunlarını çözmeye biz hazırız demektir.
Alternatif yok diyen kitlelere alternatif CHP demektir…