Muhalefet yuvarlak masada bir araya geldi

Ergün Aydoğan

                          

Dünya Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u ağırladığı uzak mesafeli masasını bizde Erdoğan’ın, boy sırasına göre mi, alfabetik sıraya göre mi oturacak sözleri sonrası altı muhalefet partisi genel başkanının nasıl bir araya geleceklerine odaklanıldı. Erdoğan’ın beklediği sorun olmadı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun davetiyle altı parti genel başkanı Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Gültekin Uysal ve Temel Karamollaoğlu Çankaya Belediyesine ait Ahlatlıbel’deki sosyal tesislerinde yuvarlak masa etrafında bir araya geldi.

Meşhur söz ‘hiçbir şey olmasa bile mutlaka bir şeyler oldu’ özdeyişinde! olduğu gibi ‘hiçbir şey olmasa bile altı parti genel başkanın bir araya gelmesi önemli’ ciddi bir başlangıçtır.

Siyasetin bu kadar gerginleştiği, kutuplaştığı, siyasi nezaketin kaybolduğu, hakaret dilinin siyasi dile dönüştüğü bir ortamda, sağda ve solda ideoloji, program ve birçok farklılıklarına rağmen altı siyasi partinin bir araya gelerek ortak Türkiye tasavvuru üzerinde konuşabilmeleri oldukça önemlidir.

5-6 saatlik yemekli toplantının yemek menüsünü merak edenler olabilir etsin, esas merak edilen ise bu birliktelikten bir şey çıkar mı, farklı farklı açıklamalar yapan partiler farklılıklarını bir tarafa bırakıp uzlaşı sağlayabilecekler, ortak bir hedef amaç doğrultusunda ortaklaşabilecekler mi?

Türkiye uzun süredir beklediği fotoğrafı cumartesi günü gördü. Toplantı sonrası altı genel başkan tarafından ortak açıklama metni kamuoyuyla paylaşıldı. Seçim süreci ve seçimler sonrası sürecin nasıl ilerleyeceğiyle ve sorunların hangi politikalarla ortadan kalkacağına ortak Türkiye tasavvuruna dair esas metnin ise 28 Şubat tarihinde kamuoyuna ilan edileceği tarih merakla beklenmeye başlandı.

Yayınlan metin oldukça sade, detaylara girilmeden hedefler belirlenmiş;

‘’Bugün, Türkiye için tarihi bir gündür. Birbirinden farklı altı siyasi parti olarak, bizler, Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldik.

…Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçmek ortak ve öncelikli hedefimizdir. Bu hedefe ulaşabilmemiz için sürecin nasıl işleyeceğinin ve bu süreçte ülkemizin nasıl yönetileceğinin yapıcı bir şekilde planlaması gerekmektedir. Bu nedenle geçiş sürecinin yol haritasının çalışılarak üzerinde mutabık kalınması ve vatandaşlarımızla paylaşılması konularında da uzlaşıya vardık.’’

Birlik içinde olma, ekonomik ve sosyal krizleri birlikte aşma, derin sorunları demokratik siyasetin alanının genişleterek, çoğulculuk temelinde çözmeye, yasama, yürütme ve yargı organlarının güçlendirilmesi, demokratik hukuk devletini güçlendirme amacıyla Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni üzerinde, kutuplaşmayı değil, istişare ve uzlaşmayı esas almışlar.

Güzel ama nasıl…

Şimdi bu mutabık kalınan yol haritası, geçiş süreci politikalarının takvimi denilen 28 Şubat tarihinde kamuoyunu ikna edecek şekilde açıkça ilan edilmelidir.

Türk siyaseti için bu tarihi birliktelik elbette önemlidir ve başarılı olması için desteklenmelidir ve fakat daha önce birkaç kez yazdık çok detaya girmeden kamuoyunun merak ettiği bazı detayları soralım…

Mevcut Millet İttifakının genişleyeceği bu toplantıdan anlaşılmaktadır. Şu ana kadar bu altı parti yetkililerinin kamuoyuna oldukça farklı açıklamaları vardır. Farklılıkların kamuoyunu tatmin edecek şekilde giderildiği, ortak bir yol haritası üzerinde uzlaşıldığı anlatılacak. Sorunların tespitinde ve öneriler üzerinde anlaşıldığı görülmektedir; bunun yol ve yöntemleri, hangi politikalarla yapılacağı açıklanmalıdır.

Bir araya gelen altı parti mutlaka ‘içimizden’ biri cumhurbaşkanı adayı olmalıdır mı yoksa seçimi kazanacak (bütüne veriler herhangi bir belediye başkanını gösteriyorsa) bir isim üzerinde uzlaşabiliriz mi diyorsunuz?

Sadece mevcut yönetenlere ve sisteme yönelik eleştiriler ve bu yönetenler gittiğinde, sistem değiştiğinde her şeyin düzeleceğine yönelik söylemler kamuoyunda çok karşılık bulmamaktadır. Sistemin değişikliğine yönelik gerekli olan en az 360 milletvekili bulunamadığında mevcut eleştirilen sistemle ne kadar devam edilip edilmeyeceği veya tekrar seçime gidilip gidilmeyeceği anlatılmalıdır. Referandumsuz 400 ve referandum için gerekli 360 milletvekili bulunamadığında geçiş sürecinin altyapısını oluşturmak için anayasal 5 yıllık sürecin tamamlanıp tamamlanmayacağı veya yeniden seçime gidileceği anlatılmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı kazanıldı, altı partinin hiçbiri birinci parti olamadı, altı partinin milletvekili sayısı 360’ın altında kaldı ne olacak; mevcut sisteme itirazımız var bu sistemle yönetmiyoruz mu denecek?

Olası sonuçlara göre yönetim modeli ve süresi anlatılmaz muğlak kalırsa, seçmen belirsizlikle karşı karşıya kaldığında, geleceği öngöremediğinde yaşadığı bütün ekonomik sıkıntılara rağmen sorunlarının çözümünü sorunları yaratandan çözmesini bekleyebilir.

Sonuç olarak bütün bu olumsuzluklar içinde altı parti genel başkanının bir araya gelmesi çok önemlidir, toplumun beklentisi çok yüksektir, toplumun beklentisi boşa çıkarılmamalıdır.