Meseleleri mesele etmemek

Ergün Aydoğan

                                        

Ne deniyor ‘meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz.’

Ne güzel değil mi, mesele var ama siz yokmuş gibi yapınca en büyük mesele-sorun mesele olmaktan çıkıyor, sizde böylece meseleden-sorundan kendiliğinden kurtulmuş oluyorsunuz!

Yok yok enflasyonmuş, hayat pahalılığıymış, işsizlikmiş, döviz faiz işleriymiş onları mesele etmeyi bırakalı çok oldu; epistemolojik kopuş yaşandı!

Yönetenlerin bizim dışımızdaki ülkelerde bizim yaşadıklarımızla oranladığımızda bize göre daha küçük olsa da daha büyük olduklarını, bizden daha zor günler geçirdiklerini yönetenlerden duyunca kendi meselelerimizin ne kadarda önemsiz olduğunun farkına vararak rahatlıyoruz! İşsizliği, hayat pahalılığını, ödenemeyen faturaları, dövizi, faizi, krediye ulaşamamayı hiç dert emiyoruz hemen aklımıza AB ve ABD vatandaşlarının kuyruklardaki çilesi, yoksulluğunu getirip rahatlıyoruz!

ABD ve bütün Batı ülkelerinin iş insanlarına, mastır öğrencilerine vizeyi zorlaştırmasını, fırsat bulduğunda özellikle gençlerin Batı ülkelerine hücum edeceğini göz ardı ederek; Batı ülke insanının haline içleniyor-dertleniyor, kendi yoksul halimize şükrediyoruz!

Mesele önceliklerimizde farklı, mesela son dönemin yolsuzluk ve suiistimallerini mesele etmiyoruz onlar bizim dönemize ait, ama 30-60 yıl önce yapılan işleri mesele haline getirebiliyoruz çünkü onlar üzerinden 100 yıl da geçse muhalefete ait meseleler.

Nasıl mı?

35 yıl önce 1987’de ANAP’lı Başkan döneminde İzmir Belediyesince yapılan bir işlemden dolayı bugünün belediye Başkanı Tunç Soyer ve muhalefet belediye başkanları hakkında İçişleri Bakanlığı soruşturma izni verirken… Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kendi bakanlığına kocasının ortağı olduğu şirket üzerinden dezenfektan aldığı iddiaları çoktan unutuldu!

AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, eşi THK Üniversitesi Rektörü Ünsal Ban, SPK Başkanı kardeşi hakkında ayyuka çıkan yolsuzluk iddialarında ağır aksak bir süreç ilerliyor. Şikâyetçi olmak isteyen duyarlı çevreler şikâyetlerini iletebileceği bir Cumhuriyet Savcısı bulmakta zorlanıyorlar.

İddiaların bir başka boyutunda olan, görevlerinden ayrılan veya ayrılmak zorunda olan Saray Danışmanları Korkmaz Karaca ve Serkan Taranoğlu ile ilgili de hiçbir adli işlem başlatılmıyor. Eğer haklarındaki iddialar asılsızsa Karaca neden istifa etti, Taranoğlu görevden neden alındı? İddiaların aslı olduğuna dair bir şüphe kuşku varsa adli işlemler neden başlatılmaz? İçişleri Bakanının iddia ettiği ‘mafya liderinden’ ayda 10 bin dolar alan siyasetçinin kim olduğu da hala belli değil!

Şikâyete tabi olmadan bu ve benzeri iddialar ile ilgili resen soruşturma başlatması gereken Cumhuriyet Savcılarının görevi bu değil mi? Yoksa Cumhuriyet Savcılarının görev tanımı değişti de bizim mi haberimiz yok!

Enflasyon çok yüksek, hayat pahalılığı çekilmez hale mi geldi, aldığınız ücret insani ihtiyaçlarınızı karşılamıyor, hayatınızı idame ettirmekte zorlanıyor musunuz; mesele etmeyin! Yönetenlere kulak verin ‘sürünen!’ Avrupalıları aklınıza getirip rahatlayın!

Siz bir maaş bulamazken iktidara yakın olanların lüks hayat yaşaması, üçer-beşer-onar maaş almalarını; mesele etmeyin! Yönetenlere kulak verin ‘Avrupa’daki gıda kuyruklarını aklınıza getirip rahatlayın!

Siz her alanda tasarruf yapıp sofranızdan, gıda harcamalarından kısarken, çocuğunuzun eğitim masraflarını karşılamakta zorlanırken, elektrik, doğalgaz, telefon, internet faturalarınızı ödeyemezken, 30 TL’ye ulaşan akaryakıt fiyatı nedeniyle aracınıza binemezken; mesele etmeyin! ‘Nankörlük’ yapıp yönetenleri suçlamayın, Avrupa’da yaşayanların halini düşünüp halinize şükredin!

Ha bu sorunları kim içinden çıkılmaz ‘mesele’ haline getirdi derseniz herhalde ülkeyi 20 yıldır yönetenler getirmemiştir, yönetenler ‘mesele’ var ama bizden kaynaklı değil, bakmayın çözemediğimize iktidarımız bir dönem daha devam ederse çözeriz; ama bugün üzerimize gelen bütün o dış güçler üzerimize gelmez, operasyona devam etmezse… biz çözeriz!

Sorunun parçası olan, sorunu yaratandan sorunu çözmesini beklemek rasyonel değildir.

Yönetenlerin aksine ‘meseleniz’ var ve siz buna kayıtsız kalamıyor ‘meselenizin’ çözülmesini istiyorsanız o zaman meseleleri çözmek yerine içinden çıkılmaz hale getiren, mesele olarak görmeyen yetki verdiklerinizi değil, ‘meseleyi, mesele’ edinenleri terci edeceksiniz.

Ha diyorsanız ki ‘bunların ne önemi var, bende olsam aynısını yapar; cebimi doldurur, eşimin dostumun, çevremin menfaatine bakarım’ mesele etmeye gerek yok! Tamam, mesele yokmuş gibi mutlu mesut yaşamınızı daim kılacak yönetenlere sahip çıkmaya devam edin!