Siyaseti meydanlardan, kongre salonlarından mahkeme koridorlarına taşıyarak tartışılır hale getirmek, seçilmiş yönetimleri ‘tedbir’ kararlarıyla görevinden uzaklaştırmak, kongreleri icra memurlarıyla basmak siyasete herhangi bir değer katmayacağı gibi daha da değersizleştirir, siyasete az da olsa var olan güveni sarsar.
Ne olduysa 4-5 Kasım CHP Kurultay’ı ve 31 Mart yerel seçimlerinde oldu. 13 yıllık genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu kaybetmeyi hiç düşünmediği genel başkanlığı 38. Kurultayda kaybetti! 2023 Mayıs seçimlerinde bir kez daha kazanan partili cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart yerel seçimlerinde kaybetmeyi, CHP’nin kendisini geçerek ‘BİRİNCİ’ olmasını; elbette genel başkanlığı kaybedenlerde beklemiyordu! Ve bundan sonra CHP içinde kaybedenler ve belediyeleri kaybeden muktedir iktidar siyasi rakibi CHP’yi, araçsallaştırdığı yargı gücüyle baskı altına alma sürecini başlattı.
CHP, yargı kararlarının baskısı altında yaptığı 22. Olağanüstü Kurultay’ından sonra…
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2 Eylül’de verdiği kararla Ekim 2023’te (tam iki yıl sonra) düzenlenen CHP İl Kongresi’nin seçime ‘’hile karıştırıldığı’’ ve Seçim Kanunu’na ‘’muhalefet edildiği’’ gerekçesiyle iptaline hükmetti. Mahkeme İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve partinin il yönetimini görevden aldı.
Kurultay’da olduğu gibi, İstanbul’da da delegeler işe el koyarak noter tasdikli yeterli sayıda imzalarla 24 Eylül’de olağanüstü il kongresini yapma kararı aldı. Kongre ile ilgili tüm çağrı ve hazırlıklardan sonra Beşiktaş Süleyman Seba Kültür Merkezi’nde kongre toplandı.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Başkanlığı Olağanüstü Kongresi’nin mahkeme kararına aykırı olduğu gerekçesiyle, İstanbul Valiliği ile Sarıyer İlçe Seçim Kurulu’na yazdığı yazıda, mahkeme kararına aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan CHP İstanbul İl Başkanlığı Olağanüstü Kongresi’nin durdurulmasını talep etti.
Mahkeme, bu talebi tebliği etmek üzere görevlilerini kongre alanına gönderdi.
KONGRE SALONU ÖNÜNDE İCRA MEMURLARI
Salona biraz gecikmeli gittiğimizde bahçe girişinde yoğun bir basın-kamera 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararını tebliği için gelen icra memurları bekleyiş halindeydi… içerde kongrenin olağan akışı, divan başkanı Gökan Zeybek’in konuşmasıyla başladı. Mevcut yönetime güvensizlik oylaması, adaylık başvuruları, seçimlerin nasıl yapılacağının oylaması. Özgür Çelik’in tek aday olarak ilan edildikten sonra adaylık konuşması. İçeride tüm bunlar devam ederken dışarıda İcra Memurları ve 13.30’da açıklama yapması beklenen YSK’nın kararı bekleniyordu.
Aynı dakikalarda, gelişmenin yetki alanına girmesi üzerine Yüksek Seçim Kurulu (YSK) olağanüstü toplanma kararı aldı. YSK’nın olağanüstü toplantısı sonrası Ahmet Yener, başlamış olan bir kongre sürecinin durdurulması Anayasa’nın 79 ve seçim hukukuna ilişkin yasa maddeleri uyarınca mümkün değildir diyerek, kongrenin devam edebileceğini kameralar karşısında duyurdu.
Ve beklenen an dışarıda bekleyen partililerin ‘’hak hukuk adalet’’ sloganlarını atmasıyla içeride yükselen alkışlarla seçimlere geçildi. Özgür Çelik ve yönetim listesi delegelerin çağrısıyla yapılan kongrede, delegeler tarafından bir kez daha seçilmiş oldu.
ŞİMDİ NE OLCAK?
Farklı yönde tartışmalar devam ediyor. YSK’nın bu konuda tek yetkili organ olarak aldığı kararla çelişen bu adım, krizi çözer mi, yeni bir siyasi ve hukuki krizin kapısını mı aralar.
Kayyım Gürsel Tekin, ‘mahkeme kararıyla geldim, mahkeme kararıyla giderim’ diyerek gitmemekte ısrarlı; seçim beni bağlamaz diyor!
Bir görüşe göre, mahkemenin 24 Eylül 2025 tarihli yazısında, tedbir kararının geçerliliğine dikkat çekilerek, ‘’Verilen tedbir kararı henüz istinaf süreci başlamamış olup mahkememizce verilen karar güncel ve geçerlidir. Bu karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılmadan veya değiştirilmeden 24/09/2025 tarihinde yapılacak CHP İstanbul İl Kongresi seçimleri mahkeme kararına aykırıdır. Bu nedenle çalışmaların durdurulması gerekmektedir’’ ifadeleri yer aldı.
Bir diğer görüşe göre ise zaten 45 Asliye Hukuk Mahkemesi ‘fonksiyon’ gaspıyla yetkisi olmadığı halde kayyım ve görevden alma kararı verdiği, partilerin kongre süreçlerini durduramayacağı yönünde görüşler hakimdir.
Yargının siyasete bu kadar müdahil olduğu bir süreçte, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘’CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyım atayan hakim, AK Parti döneminde Karayolları Genel Müdürlüğü’nün avukatı, eşi de AK Parti dönemi İBB avukatı. Bu hakim nöbetçiyken davayı açıp tedbir kararıyla kayyım atadılar.’’ İddiaları siyasi müdahale olduğu tezini güçlendirir, bütün bu yaşananların siyasi operasyon olduğu görüşünü destekler mi; takdir kamuoyunun!
Hoş ülkede siyasetten bağımsız ne var ki diyebilir… AK Parti İlçe Başkanlığı binasında CHP’ye yönelik siyasi eleştiriler yapan Adalet Bakanı’nın olduğu ülkede başka ne beklenebilir ki diyebilirsiniz!