İktidar CHP’yi terör, yolsuzluk, kurultay ve son olarak Abdullah Öcalan’ı ziyaret konusu üzerinden baskı altına, kıskaca almaya çalışıyor. Bunları yaparken de kendilerinin değil CHP’lilerin CHP’lileri şikayet ettiği iddiası üzerinden bunları yapıyor. CHP’yi zora sokmak için yine eski CHP’lileri kullanıyor, İstanbul kayyım Gürsel Tekin örneğinde olduğu gibi.
Ve tabi ki CHP içinde AK-CHP’li haline gelenler partide 13 yıl genel başkanlık yapan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan güç aldığı, Özgür Özel yönetimine muhalif olanların Kılıçdaroğlu’yla hareket ettiği son açıklamayla teyit edilmiş oldu.
Abdullah Öcalan’a yapılması planlanan ziyaret günlerce konuşulduktan sonra CHP gitmeme yönünde karar verdi; sen misin gitmeme kararı veren! İktidar bloku bir taraftan, iktidarla ortak olmanın aşkıyla yanıp tutuşan DEM’liler bir taraftan ve en önemlisi CHP’nin 13 yıllık genel başkanlığını yapan Kemal Kılıçdaroğlu ve onunla hareket eden AK-CHP’liler hep birlikte Özgür Özel yönetimine saldırıya geçti.
Kemal Kılıçdaroğlu, daha önce mutfakta çektiği ‘atletli’ videolarına benzer bir mizansenle arkada Atatürk’lü fotoğraf, bayrak, masa üstünde yer alan birkaç kitapla, kırmızı kapaklı bir dosyadan oluşan bir dekor eşliğinde yaptığı müsamerenin içeriği ve zamanlaması tesadüf değildir.
Videonun CHP yönetiminin ‘’Terörsüz Türkiye’’ komisyonunun Öcalan’la yapacağı ziyarete katılmayacağını açıklamasının ertesi günü yapılması; İktidar cenahı ve AK-CHP’lilerin bu videoya büyük anlam yüklemesine yol açtı. Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının merkezinde ‘’arınma’’ mesajı vardı. Kılıçdaroğlu’na göre yolsuzluklara bulaştığı iddia edilen partililer –aslında kast ettiği kişi Ekrem İmamoğlu’ydu- yargı önünde hesap vermeli, CHP’de bunlardan biran önce arınmalıydı. Kılıçdaroğlu bu açıklamalarıyla iktidarın söz konusu davaların siyasi değil hukuki olduğu yönündeki söylemine sahip çıkıyor.
Videodaki ikinci önemli mesajı ise, CHP’nin ‘’devletin ali menfaatleri’’ gereği sürecin içerisinde olması, tarihin doğru tarafında yer alması gerektiğini söyleyerek iktidarın yanında konumlanıyor, CHP’ye karşı açık pozisyon alıyordu.
Zamanlama kadar verdiği iki mesajda son derece önemlidir. Kılıçdaroğlu döneminde ‘’Adalet yürüyüşü’’ ve bazı politikalarda olduğu gibi bu videonun içeriği ve zamanlaması itibariyle ‘’Devlet’’ politikası olduğu yabana atılmamalı.
Kılıçdaroğlu’na yakın AK-CHP’liler, CHP yönetiminin kararlarını boşa düşürmek isteyen vidonun milyonu aşan izlenmesini öne çıkararak Kılıçdaroğlu’nun halktaki karşılığının yüksekliğine vurgu yaptılar ama yüzde 98’e varan olumsuz değerlendirmeleri göz ardı ettiler.
MUHATAP ÖCALAN DEĞİLDİR
‘’Öcalan’la aynı masaya oturmam, muhatap Öcalan değil Meclis’’ diyen Kılıçdaroğlu, gelinen noktada CHP yönetimini İmralı’ya gitmedi diye video çekmesi hala görev beklentisi içinde olduğu ve bu görevin örgütten, delegeden değil, iktidar kontrolündeki devam eden yargıdan beklediği açık olarak görülmektedir.
BAĞIMSIZ YARGI, ARINIP GELME
Kılıçdaroğlu’nun video mesajındaki önemli mesajlardan biri de ‘’arınma’’ çıkışı. Kemal beyin ne zamandan beri iktidar yargısına güvenmeye başladı; iktidarı kaybettikten sonra mı?
Yargıya güvenmediği için ‘’Hak, Hukuk, Adalet’’ diye İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen Kemal Kılıçdaroğlu, ‘’İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Bu ülkede yargı bağımsız mı? Yargı içinde çeteler oluştu! Yargının bağımsız değil; karar Saray’da yazıldı o da kararı okudu. Yargının talimatla iş yaptığını, parayla iş yaptığını hepimiz biliyoruz. Bunlar adliyeye siyaseti soktular. Devlette her şey bir kişinin iki dudağı arasında; hukuk benim diyor. Hakim karar verirken Saray’a bakıyor, nasıl karar vereyim diye; gelen talimata göre karar veriyor. Türlü ayak oyunlarıyla CHP’lileri siyaset dışına itmeye çalışanlara açık ve net tavrımdır; yargıya talimat vermeyi bırak. Tek bir CHP’liyi Saray yargısına teslim etmeyeceğiz. Bu ülkede adaletin olmadığını, adaletin bunlara çalıştığını, yargının bunlara çalıştığını ve yargının da bir merkezden talimat aldığını, o talimatın gereğini yerine getirdiğini… İmamoğlu size büyük lokmadır, boğazınıza takılır boğulursunuz…’’
Genel başkanlığında yargının bağımsız olmadığı, iktidar kontrolünde olduğu yönünde daha birçok ifadeleri ortada iken bugün ne oldu da yargıya güven ifade ederek siyasi operasyonlarla gözaltına alınan belediye başkanlarına ‘’arının’’ da gelin diyor. Bu ‘’arınma’’ iddialarıyla tam da iktidarın istediği pozisyonda bir açıklamayla iktidarın CHP’yi yolsuzluk algısıyla kitlelerin gözünde itibarsızlaştırma politikalarına katkı vermiş olmuyor mu Bay Kemal!
Kılıçdaroğlu’nun videosu iktidarı memnun etmiş, Erdoğan’dan övgüler almış, CHP’nin Öcalan’a gitmeme kararına karşı oluşan havaya katkı sağlamış, Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu ve belediye başkanlarını iktidar yargısının insafına terk etmiştir.
İktidar CHP’yi bölme, kendi içinde kavgalı gösterme, etkisizleştirme politikalarında en büyük desteği AK-CHP’lilerden almaktadır.