Kamuoyu araştırmalarına güvenilmese de; önemsiz değildir

Ergün Aydoğan

            

Türkiye raporunun araştırması, halkın %35,6’sının Kürt sorununun olmadığı görüşünde. Kürt sorunu %27,4 ‘’dış güçlerin oyunu’’, %13,6 ‘’etnik ırkçılık sorunu’’, %10,6 ‘’sınıfsal/ekonomik bir sorun’’, %6,4 ‘’terör ve ihanet sorunu’’ olarak tanımlarken, % 6,4 ‘’bilmiyorum’’ yanıtını vermiş.

Kürt sorunu vardır/yoktur temeli üzerine siyaset inşa etmek isteyen siyaset kurumunun kamuoyunun bu refleksini dikkatle değerlendirmelidir.

Metropoll araştırma şirketinin anketinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olması halinde kazanacağına yönelik inancın son bir yılda giderek azaldığını ortaya koyuyor. Kesin kazanır/kazanır diyenlerin oranı %44, kazanamaz diyenlerin oranıysa %50 olmuş.

Erdoğan ‘kazanamaz’ diyenlerin oranı yüzde 50 olsa bile, bu kadar uzun iktidar süresi, yıpranmışlığı, yeni hikaye yazamıyor olması, kendini tekrar etmesine rağmen hala kazanır diyenlerin oranı oldukça yüksek bir oran.

Metropall araştırma şirketinin bir başka anketine göre ise, Türkiye’nin en beğenilen siyasetçisi %55,5 beğeni oranıyla Mansur Yavaş olduğunu gösterirken, liderlerin beğeni oranları; Ekrem İmamoğlu 47, Meral Akşener %43,5 Erdoğan %40,8, Devlet Bahçeli %33,3, Kemal Kılıçdaroğlu 31,4 olarak gözükmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beğeni sıralamasında en üstlerden 4’üncü sıralara düşmesi ve Erdoğan’ı beğenmeyenlerin beğenenlerden %10 daha fazla olması toplumdaki değişim arzusunu çok açık göstermektedir. Millet İttifakı toplumdaki bu değişim arzusunu/talebini değerlendirirken bu hassasiyetleri gözetmelidir. Mansur Yavaş isminin öne çıkmasında seküler milliyetçi yeni bir sosyolojinin siyasetteki yansıması olarak da okunabilir.

Metropoll’ün araştırmasında, toplumun %36’sının Millet İttifakı’nın seçimi kazanması halinde yaşam biçiminin tehdit altında olacağını düşündüğünü ortaya koyarken, bu görüşü paylaşmayanların oranı ise %56 olarak gözükmektedir.

AKP ve MHP ittifakının kutuplaştırma siyaseti seçmenine de yansımış, bugüne kadarki yaşanmışlıkların olası bir Millet İttifakı iktidarında yaşam biçimlerine tehdit oluşturacağı konusunda endişeli olduklarını ortaya çıkıyor. Bugüne kadarki kutuplaştırma siyaset algısının değişmesi için Millet İttifakı bileşenlerinin ‘’kimsenin yaşam biçimine tehdit oluşturmayacağız’’ söylemi seçmen üzerinde yeterince ikna edici olmayabilir, Millet İttifakı yönetimindeki yerel yönetimlerin bugüne kadar olduğundan daha fazla kapsayıcı uygulamaları endişe duyan kesimler üzerinde daha ikna edici olabilir.

Sonuç olarak Türkiye’nin köklü siyasal dönüşüm sürecinin içinde olduğu yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkmaktadır.

Bugüne kadar anketlerle arası en iyi olan, iktidara gelmeden önce başladığı düzenli kamuoyu araştırmalarını 20 yıllık iktidarı süresince sürdüren AKP iktidarı son zamanlarda anket sonuçlarını dikkate almadığını, anketlerin güvenilmez oldukları yönündeki kanaatleri bizzat Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Oysa herkes biliyor ki kamuoyu araştırma sonuçlarına göre siyaset geliştiren ve düzenli anket yaptıran Erdoğan’dır. Öyle ki geçmişte beraber oldukları bazı anket firmalarının Andy-Ar araştırma şirketi başkanı Faruk Acar, ANAR Genel Müdürü İbrahim Uslu, MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat gibi isimlerin AKP’yle çalışmaktan vazgeçip diğer partilerle çalışma kararı alması, ciddi siyasi transfer olarak görülmektedir.

Kamuoyu araştırma şirketleri artık güvenilmez kuruluşlar olarak görüldüğü gibi ‘siyasal/toplumsal mühendislik’ yapmakla suçlanır hale gelmiştir. Elbette yönlendirme amaçlı, çalıştıkları Parti/kuruluşlar lehine davranış gösterebildikleri, yüksek yanılgılar içinde olanlar olduğu gibi, doğruya yakın sonuç ortaya koyan araştırma sonuçları da olmuştur.

Muhalefet açısından ise öyle kamuoyuna yansıttıkları gibi ‘’ her şartta seçim kazanmanın çantada keklik olmadığı gibi hangi isim olursa olsun Erdoğan’ın karşısında seçim kazanmakta kolay değil’’ kazanmak için en iddialı isim kimse onunla seçime gidilmesi gerektiği çok açık ortadadır.

Elbette karar vericiler karar sürecini hassasiyetle değerlendirecektir ama karar verici siyasiler, siyasi kariyer gelecek hesapları yapmadan karar vermeliler. Kamuoyu araştırma sonuçları ve kamuoyunun genel nabzı her ne kadar ‘belediye başkanları’ görevlerinde kalsın denmiş olsa da, yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında iki isim en önde çıkmaktadır. Doğal olarak kazanma potansiyeli en yüksek isimler Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş olarak gözüktüğüne göre CHP açısından adaylık sürecinin daha dikkatli yürütülmesi, seçimin şansa bırakılmaması, yaşamsal önemdedir.