Vedalar hep hüzünlü ve buruk olur hele ki dönüşü olmayan sonsuzluğa yolculukların ayrı bir hüznü, burukluğu kaçınılmazdır. Ve bir de sonsuzluğa uğurlanan yaşamında değerler üretmiş, ailesine, çevresine, dostlarına, topluma-insanlığa önemli değerler katmış, iz bırakmışsa kaybı geniş kitlelerde büyük hüzne yol açar.
Dün böyle bir değerimizi, son zamanlarda az görülen, ülkenin değişik illerinden gelenlerle, toplumun her kesiminden sevenlerinin yoğun katılımıyla sevilen bir sanatçımız Edip Akbayram’ı sonsuzluğa yolcu ettik.
Edip Akbayram Askeri darbeleri, cuntaları, sokak ortasında kurşunlanmaları, genç ölümleri, darağaçlarını, Madımak yangınını, eşkıyaları, garipleri, zalimleri, hasretle yanan gönülleri ve göçleri, yani bizlerin hikayesini anlattı türkülerinde, şarkılarında… Kalbe saplanan kurşun gibi… Çığlık oldu kimi zaman… Elbette gülümsemeyi unutmadan, coşkuyu azaltmadan, direnci atlamadan… Hüznü coşkuyla birleştirdi… Tarihimizin son yarım yüzyılına türkülerle, şarkılarla, her an umut, coşku, dayanışma direnç taşıdı. Aynı zamanda zarafetiyle milyonların gönlünü fethetmeyi başardı.
Edip Akbayram son röportajında ‘’12 bin 500 TL maaş alan, bir de ev kirası veren adamın ruhsal durumunu düşünebiliyor musunuz? Yaşayan ölüdür o. Kahvaltıda zeytin peynir bal, kaymak göremez. Ben ondan dolayı mutsuzum’’ diyebilen duyarlılıkta bir sanatçıydı!
FETÖ’nün FETÖ olduğu, herkesin ardına hizalandığı dönemde ‘’FETÖ ödülünü’’ almayan 11 yürekli sanatçıdan biriydi Edip Akbayram. 12 Eylül askeri darbesi tarafından sahneye çıkması, TRT tarafından yasaklandığı halde ‘’Benim ülkem cennet, cennet bir ülkedeyiz. Böyle bir asil ülke, böyle asil bir halk dünyada yok, bunu yaşadım ben, bu cennet vatan dünyanın hiçbir yerinde yok’’ diyen Akbayram ‘’Satılmadık, bizi satın almaya çalıştılar. Bize düşüncelerimizi satarak çok büyük paralar önerdiler ama insanın önce kendisine saygısı sonra yaşadığı topluma saygısı çok önemlidir. Kendimce ezilen sınıfların, emekçi insanların melodik sesi olmaya çalıştım. Kim olursa olsun etnik kimliği benim için önemli değildi. İnsan olan ezilen emeğinden yoksun olan herkesin yanında Edip Akbayram’ın durması gerektiğine inandım ve durmaya çalıştım.’’
Edip Akbayram benim için politik tavrı, devrimci duruşu, çok özel kıymet verdiğim sanatçılardandı. Gençlik heyecanımın, devrimciliğimin, solculuğumun, hayata-sisteme isyanımın simge sanatçısıydı. Kasetleri, CD’leri eksiksizdi… Güzel günler göreceğiz, motorları maviliklere süreceğiz çocuklar şarkısı 2007 seçim kampanya müziğimizdi.
Türk müziğinin en ünlü-güzel sesi Edip Akbayram, 4 Ocak’tan beri tedavi gördüğü hastanede 2 Mart akşamı vefat etti. Akbayram için 4 Mart günü saat 11.00’de Cemal Reşit Rey Gösteri Merkezi’nde anma töreni düzenlendi. Sabah 10.30’da salona geldiğimde dışarda bekleyen yoğun bir kalabalık vardı. İçeri girip eşi Ayten Hanım, kızı Türkü ve ailenin diğer üyelerine başsağlığı dileklerimi iletip ayrılan yerime oturdum. Hınca hınç dolu olan salonda ilk olarak Nebil Özgentürk tarafından hazırlanan belgesel yayınlandı.
Belgeselin ardından Zülfü Livaneli ‘’sevgilim korkma biz namuslu yaşadık’’, kızı Türkü ‘’seni saklayacağım baba’’ ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘’sesi gibi yüreği güzel insandı’’ sözleriyle uğurladılar.
Cemal Reşit Rey’den sonra Teşvikiye cami avlusuna sığmayan halkın yoğun katılımı yanında sanat camiasından birçok isim, Kültür Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2018 cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, milletvekilleri, belediye başkanları, Edip Akbayram’ı sonsuzluğa uğurladı.
Böylesi dev bir sanatçının son yolculuğunda Cemal Reşit Rey’de vali yardımcısı, camide Kültür Bakan yardımcısı dışında kimsenin olmaması, cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başsağlığı dilememesini kamuoyunun takdirlerine bırakıyorum!
Eşkıya dünyaya hükümdar olamaz… haramilerin saltanatını yıkacağız… başın öne eğilmesin… güzel günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere süreceğiz… diyen Büyük ses, büyük sanatçı, güzel insanı sonsuzluğa uğurladık… sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum, ruhu şad, mekanı cennet olsun.