Devletin başı olarak cumhurbaşkanının genç Teğmenlerden hesap soracağız demesi akıl tutulmasından başka bir şey değildir; her ne kadar gündemden düşmüş gibi olsa da!
TSK tarihinde bir ilk olarak, Hava Harp Okulu, Kara Harp Okulu ve deniz harp Okulu’nun birincileri kadınlardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı, MSÜ Hava Harp Okulu’ndaki diploma ve sancak devir teslim töreninde, kız öğrencilerin başarılarını vurguladı ve teğmenlere başarılar diledi.
Aradan günler, 8 gün geçtikten sonra ne olduysa oldu biranda genç teğmenler iktidara darbeye hazırlık yapmakla, iktidarı kılıçla tehdit ettiği gerekçeleriyle Erdoğan’ın ve iktidar çevrelerinin hedefi haline geldi. Öyle ki, Kara Harp Okulu’nu birincilikle bitiren genç teğmenin fotoğrafı memleketi Ordu’da önce ‘’Akkuş’umuzun gururu’’ pankartı asıldı, sonra indirildi. Yukarılardan indirin talimatı gelmişse ‘vahim’ herhangi bir talimat gelmeksizin yukarıdan esen rüzgarın fırtınaya dönüşmesiyle indirilmişse; daha da vahimdir!
Erdoğan’ın, başarı dileyip kutladığı. Parti sözcüsü Ömer Çelik’in ‘’teğmenleri sahiplenen, koruyan açıklamalarından sonra Erdoğan, teğmenler için ‘’O kılıçları kime çekiyorsunuz? Hepsi temizlenecek’’ demesinin akılla mantıkla izah edilebilir bir tarafı yoktur.
Kılıçlı yemin TSK’nın geleneksel kutlamasıdır. Kılıçlar kendilerini en kıymetli hazinelerinden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahlara çektikleri varsayılır. Bundan dahili ve harici bedhahlar alınabilir ama Cumhuriyetin Cumhurbaşkanının rahatsız olmaması gerekir!
Ne oldu da 8 gün sonra tavır değiştirildi? İktidar ekonomiyi düzeltemediği, yerel seçimlerden sonra hız kazanan oy kaybını önleyemediği için çareyi her zaman olduğu gibi darbe mağduriyeti yaratmakta mı buldu. Allah aşkına neyin darbesi, darbeyi kim yapacak; darbe yapacak kurum mu kaldı 22 yılda bütün kurumları istediğiniz hale dönüştürmediniz mi? Toplumu bile dönüştürdünüz; dönüştüremediğiniz daha ne kaldı?
Ama yok, bir mağduriyet lazım. Ne diyor iktidar kalemşoru Cem Küçük, ‘’MİT’ten Erdoğan’a rapor gitti. Harp Okulu’ndaki bazı komutanların hükümet aleyhine faaliyet yürüttüğü tespit ediliyor. 300 kadar teğmen planlı bir şekilde bu işe katılıyor. 650 teğmen bu işe girmiyor.’’
İktidar kalemşorları mesajı almış, darbe paranoyası yayıyorlar…
Eğer MİT’ten rapor gelmişse Erdoğan ‘o törene’ neden katılıyor, yetmedi kılıçlı yemin eden birinci teğmenlere neden övgüler düzüyor; yoksa iddia edilen rapor 8 gün sonra mı geliyor?
O MİT’ ki yıllardır yapılan darbe hazırlığının istihbaratını alamamış, 15 Temmuz darbesinin olacağının istihbaratını devletin başına vermemiş ki, devletin başı darbeyi ‘eniştesi’nden öğrenmiş!
300-400 kişilik mezun grubunun toplanarak ‘’Mustafa Kemal’in askerleriyiz’’ sloganından rahatsız olunarak buradan ‘darbe’ çıkartmak, partili cumhurbaşkanı ve MSB Bakanı Yaşar Güler’in hesap sorulacak demesi anlaşılır ve iyi niyetli değildir. TSK’da görev alacak olan Teğmenler elbette Mustafa Kemal’in askeri olacaklardır; keşke Yunan galip gelseydi diyen fesli kadirgillerin ve ardıllarının askeri olacak değiller ya!
Teğmenlerin olağan yemininden ‘darbe’ endişesiyle ‘hesap sorulacak’ diyenler, Bilal Erdoğan’ın kürsüden izlediği TÜGVA çatısı altında topluca edilen ‘’Korku nedir bilmeyiz, biz TÜGVA erleri! Yuva yaptık göklere, baş döndüren yerlere! Engel tanımaz aşarız! Yüce engin dağlara! El verir uzanırız mor siyah bulutlara, ben TÜGVA’lıyım. Her yerde ben varım! Havada, karada, denizde, çölde, her zaman ve her yerde, Arakan’da, İdlip’de, Keşmir’de, Filistin’de, Libya’da, Yemen’de, Silivri’de, Çatalca’da. Adalar’da, Adalar’da. Rab Allah, Rehber Kuran, Önder Peygamber, Başkomutan Erdoğan, Başkomutan Erdoğan, Başkomutan Erdoğan’’ şeklinde komando yemininin değiştirilerek okunmasına ne diyorlar!
TÜGVA askeri okul mu, askeri birlik mi, nedir? Havada, karada, denizde; her yerde ne demek? TÜGVA askeri ordu, onun da başkomutanı Erdoğan mı, nedir?
Askerin simgesi Teğmenlerin kılıç kaldırmasından rahatsız olanlar!
Din adamı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ayasofya’da kılıçla hutbeye çıkmasından rahatsız oldular mı; din adamının simgesi kılıç mıdır? Teğmen’ler dahili ve harici düşmanlara karşı kılıç çekiyor peki din adamı kime karşı kılıç çekiyor; kendisi gibi inanmayan, farklı inanç ve mezhep gruplarına mı?
Teğmenlerin ‘’Mustafa Kemal’in askerleriyiz’’ demelerinden rahatsız olup ‘hesap soracağız’ denmesi darbe endişesi değil, 100 yıllık ideolojik hesaplaşmadır.