Günlerdir beklenen fındık fiyatını, Cumhurbaşkanı Erdoğan Ordu’da yaptığı mitingde 54 TL olarak açıkladı. Açıklanan fiyatın son zamanlarda bu kadar artan üretim maliyetleri karşısında üreticiyi tatmin etmesi mümkün değil.
Günler öncesinden Meral Akşener’in fındık fiyatının 74 TL olması yönündeki talebi iktidar üzerinde etki yapmamış olmalı.
Yıllardır fındık üreticisi fiyat memnuniyetsizliğini dile getirir, CHP-muhalefet konuya sahip çıkar, meydanda mitingler yapılır, fındıklar dökülür-yakılır ama yine Ordu’lu gider iktidara en yüksek oyu verir. Bakalım bu sefer sonuç değişecek mi görmek için fazla beklemeye gerek yok…
Anlaşılan o ki fındık fiyat tartışmaları seçime kadar canlılığını koruyacak.
Ama muhalefetin açıklanan fiyata yeterli değil demesinin, üreticinin de bu fiyatlarla maliyetimi karşılayamıyorum demesinin bir önemi yok! Tüm bunlarda haklı olunsa bile iktidarın yapacağı bir şey yok, çünkü fındık fiyatının düşük olmasının sebebi; TERZİ FİKRİ!
Ülkeden, Ordu’dan 42 yıl önce bir TERZİ FİKRİ geçmeseymiş fındık üreticisi bugün daha yüksek fiyat alabilirmiş!
Çünkü Erdoğan bugünü ve geleceği bıraktı 42 yıl önce dönemin aktörü olan kişiyi anlattı, öyle bir anlattı ki, bugünün sorunlarını ona bağladı!
Erdoğan Ordu meydanında ‘’Bu Ordu, terörün nemenem şey olduğunu iyi bilir. Ordu, Terzi Fikri’yi de iyi bilir, onların bedelini benim ordum çok ödedi’’ dedi. Demek ki Terzi Fikri (Sönmez) olmasaymış fındık fiyatı daha yüksek olabilirmiş!
Peki bunca yıl sonra fındık alım fiyatlarının açıklanacağı günde Terzi Fikri yani Fikri Sönmez kimmiş? 1979’da Fatsa Belediye başkanı seçilen ve 11 Temmuz 1980’de askeri operasyonla başkanlıktan uzaklaştırılıp, sonra tutuklandı. 1985’te cezaevinde kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
Erdoğan’ın açıklamalarından sonra tekrar gündem haline gelen gerçek adıyla Fikri Sönmez, 1938 yılında Ordu-Fatsa’nın Kabakdağı köyünde doğar. Ailenin ihtiyacı üzerine ilkokuldan sonra terzi yanında çırak olarak çalışmaya başlar. 20’li yaşlarda Türkiye İşçi Partisi’ne üye olur. 6. Filo’ya karşı düzenlenen eylemlere Dev-Genç saflarında katılır. THKP-C Davası’nın diğer sanıkları ile beraber 2 yıl tutuklu olarak yargılanır, 1974 affıyla tahliye olur.
1979 yılında belediye başkanı Nazmiye Komitoğlu’nun vefatı nedeniyle ara seçimde Bağımsız belediye başkanı olarak seçimi kazanır. Terzi Fikri’den önce Fatsa’nın en büyük sorunu çamurdur. Yolları ve kanalizasyonu yok, her yer sivrisinek ve halk hastalıktan kırılıyordur. Belediye çalışanları paralarını alamıyor, yağ, şeker, sigara gibi ürünler karaborsa satılıyordur. Kumar, alkol, rüşvet, kaçak elektrik ve susuzluk almış başını gitmiştir.
İlçe kısa süre sonra içinde sosyalist solun simgesi, sağ basın organları ve politikacılar tarafından eleştirilerin hedefi olur.
Rüşvet ve karaborsanın üzerine giden Terzi Fikri, tüm borçları kapatır, çalışanların ücretlerini düzenli ödemeye başlar. Bütün bunlar 8 aylık kısa süre içinde olur.
42 yıl sonra Erdoğan’ın gündeme getirmesinden sonra Terzi Fikri’nin konuşmaları sosyal medyada tekrar gündem oldu. Bir konuşmasında ‘’bu soygun ve sömürü düzeninin beyleri, ağababaları, faizcileri, karaborsacıları, bizleri yıllar boyu kendilerine köle etmişlerdir. Bugün fındığımız para etmiyorsa, hayat pahalılığı varsa, karaborsa varsa, her gün zam, zulüm varsa, bugün gençlerimiz kurşunlanıyorsa, halkımızı partilere bölerek, halkımızı eğitimsiz bırakıp bu toplumu amansızca sömürmüşlerdir’’ demiştir Fikri Sönmez.
O da ne, sanki iktidarın bugünkü söylemlerinin aynısını 42 yıl önce söylemiş…
Bugünde faiz bütün kötülüklerin anası ‘faiz sebep enflasyon netice’ deniyor, hayat pahalılığından şikayet ediliyor, birileri stokçulukla, karaborsacılıkla, her gün her ürüne zam yapmakla suçlanmıyor mu?
Soygun ve sömürü düzeninde şikayet edilip, birileri zenginleşirken, halk fakirleşmiyor mu?
Rahmetli Süleyman Demirel’e atfen söze göre ‘’dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz’’ denir.
Ne yani her çözemediğimiz, içinden çıkamadığımız, kendimizi çaresi hissettiğimiz her sorunda, sorumluları-çareyi geçmişte mi arayacağız; gerçekten yazık, çok yazık!