Erdoğan iktidar olduğu günden bugüne yaptığı her konuşmada sürekli eski dönemleri suçlayarak siyasetini inşa etti. Eski defterleri sürekli karıştırdı, eski defterlerden sürekli bir şeyler cımbızlayarak bazen siyasi, bazen ekonomik söylemler üretti, ağır suçlamalar yaptı.
Ekmeği karneye bağladılar… yağ, şeker, akaryakıt kuyrukları… ekonomik krizler… Kılıçdaroğlu SSK’yı batırdı suçlamalarını sürekli tekrar etti.
Yetmedi ‘iki ayyaşın’ kurduğu cumhuriyet dedi. O da yetmedi Lozan teslimiyettir dedi.
Neler demedi ki; kendilerinden önce buzdolabı bile olmadığını iddia edecek kadar ileri gitti!
Şimdi artık iktidar da, defterleri eskiyecek kadar uzun süredir ülkeyi yönetiyor. Defterleri eskiyen, dolup taşan iktidar, geriye dönük defterlerinin açılmasından oldukça rahatsız…
Hem ne rahatsızlık!
Önce Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun iddialarına bakalım.
Ankara BBB Mansur Yavaş kendisinden önce 25 yıl Ankara’yı yönetmiş Melih Gökçek ile ilgili ’40 suç duyurusunun kamuya toplam bedeli 3 milyar (katrilyon) ifadesiyle usulsüzlük ve yolsuzluk dosyalarını’ savcılığa bildirdiğini kamuoyuna duyurdu.
Mansur Yavaş kendisinden önceki dosyaları gündeme taşırken, önceki döneme ait ‘yolsuzluk’ dosyalarını neden açıklamıyor diye eleştirilen İstanbul BBB Ekrem İmamoğlu da 15.4 milyonluk kamu zararı gerekçesiyle 23 kişi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu kendilerinden önceki 25 yıllık döneme ait kamuyu zarara uğratan iş ve işlemlerle ilgili Teftiş Kurullarının incelemeleri sonrası ortaya çıkacak ‘usulsüzlük ve yolsuzluklarla’ ilgili dosyaları yargıya intikal ettireceklerini açıkladılar.
İktidar çevrelerinde öyle bir tedirginlik ve rahatsızlık yarattı ki hemen konu hakkındaki dosyalara-haberlere erişim engeli getirildi.
Yani kontrol ettikleri medyanın yüzde 95’inde bu konular zaten haber yapılmıyor, geri kalan yüzde 5 medya haberlerine de engel getiriliyor.
Erişim engeli getirmekle kalınsa iyi!
Partisinin il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, suç duyurusuna konu yolsuzluk dosyalarıyla ilgili ‘uyduruk’ olduğunu, aradan iki yılın geçtiğini, eski defterlerin karıştırıldığını söylüyor.
AKP iktidarının en çok korktuğu konu belediyelerdeki yolsuzluk dosyaları; özellikle İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinde geçmişe yönelik yolsuzluk dosyalarının açılacak olması korkulu rüyaları olsa gerek!
Sürekli vurgu yapılan ‘Yargı Bağımsızlığını’ düzenleyen Anayasa’nın 138. maddesi var. Buna göre hiç kimse yargıya talimat veremez, telkinde bile bulunamaz diyor. Ama muhtemelen Erdoğan hariç olmalı! Çünkü partili Cumhurbaşkanı Erdoğan iddiaya konu yolsuzluk dosyalarını henüz savcılık bile incelememişken, kapakları bile açılmamışken! Erdoğan, görmediği dosyaların ‘uyduruk’ olduğunu söylüyor.
Partili cumhurbaşkanının baştan ‘hüküm’ vermesi savcı ve hakimlere gözdağı olmaz mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘uyduruk’ dediği dosyalarla ilgili hangi savcı ve hakim ‘menfi’ karar verebilir?
Hiç kimse geçmişi bırakalım geleceğe bakalım, devri sabık mı yaratılmak isteniyor diye düşünmemeli. Toplumun kafasında geçmişe yönelik sayısız usulsüzlük ve yolsuzluk algısı yerleşmişken, belediyeler eliyle haksız zenginleşmeler ortada iken; ortada ne kadar usulsüzlük ve yolsuzluk varsa hesabı sorulmalı, sorumlular hesabının vermeli.
Tabi ortada yürütmenin dışında ‘Bağımsız ve tarafsız bir yargı’ varsa!
Bugün yolsuzluk dosyalarının açılmasından rahatsız olanlar ‘3Y’ ile adlandırdıkları ‘yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk’ diyerek iktidar olmadılar mı?
Yolsuzluk var, dosyalarına erişim YASAK (her şeyin yasak olduğu gibi). Yoksulluk her geçen gün artıyor; Bakanlığın açıkladığı verilere göre 2012 yılında 23.7 milyon, 2014’te 30.5 milyona ulaşınca Bakanlık Sosyal Yardım Bülteni çıkarmayı durdurma kararı almış. 2018 yılında 35 milyon kişiye ulaştığı tahmin ediliyor. Her 10 kişiden 4’nün sosyal yardımlarla geçimini idame ettirmeye çalıştığı hesap ediliyor.
Araştırmalara göre önceki yıl nüfusun yüzde 34’ü sosyal yardım almış, COVİD-19 salgını ile oran daha da artmış. Sadece İstanbul’da yardım alan aile sayısı bir ayda yüzde 170 yükselmiş.
BÜYÜKŞEHİRLER MUHALEFETTE OLMASAYDI
Açıklanan Covid-19 rakamların gerçek vaka ve ölüm sayılarının bu kadar yüksek olduğunu toplum olarak öğrenemeyecektik.
Bugün bile gerçekliğine inanılmayan vaka ve ölüm sayıları, Sağlık Bakanlığı tarafından büyükşehir belediyeleri bulaşıcı hastalıklardan ölenlerin sayılarını ilan edince, ilk günlerde açıklanan rakamların çok üzerinde sayıları açıklamaya başladı. Bu açıklananların bile gerçeği yansıtmadığı diğer ülkelerin açıklanan rakamlarına bakıldığında gerçeğin gizlendiği algısı yerleşmiş durumda.
Askıda ekmek, askıda fatura, ayni ve nakdi yardımlar; iyi ki büyükşehirleri muhalefet kazanmış.
Bir de, merkezi iktidar değişirse neler olur neler…