Erdoğan, Erdoğan'a karşı!

Ergün Aydoğan

                                        

Biraz garip bir başlık oldu ama parti başkanı Erdoğan, partili cumhurbaşkanı Erdoğan’a da karşı denilebilirdi. Sistemin ucubeliği içinde bulunulan garipliği tanımlamakta zorlanır hale getirmektedir.

Zaten sistemin içinden çıkılmaz lığı bazen Erdoğan’ın kendisine muhalefet etmesine tanık etmiştir. Mesela diyor ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üst düzey bürokrat atama yetkileri artırıldı! Kendi kendisinin yetkilerini artıran yönetim sistemi!

Tek kişiye dayalı yönetimde, tüm yetkilerin verildiği Erdoğan’a hesap soramıyorsunuz ‘sorumsuz’ sadece ona değil, Erdoğan birileriyle ülkeyi yöneteceğine göre etrafında görevlendirdiği kimselere hesap soracak mekanizma olmadığı için o sorumsuz yöneticilere de soramıyorsunuz; sorumsuz ama etkili yönetenlerle yönetilmeye çalışılan koskoca ülke Türkiye!

Cumhurbaşkanlığının 5,5 milyar TL’lik 2024 bütçesini daha yılın 7 ayında tamamen bitirmesini kim denetleyecek, kim hesap soracak. Denetleyecek, hesap soracak kurum var mı? Görünürde var gibi gözükse de o kurumların ‘bağımsızlığı’ var mı yok! Çünkü o kurumlara atanma için aranan şartlar keyfileştirilmiş; o görevlere gelenler hak ettikleri için değil, atayanın takdirine göre atandığını, bulunduğu makamı atayana borçlu olduğunu düşündüğü geldiği makamın gereklerini yapmak yerine ‘atayanın isteklerine göre’ görev emrini yerine getirmektedir.

Doçent kısa sürede profesör yapılıyor, profesörlükte geçirmesi gereken süreyi geçirmeden üniversiteye rektör olarak atanıyor. Yüksek yargıya, Anayasa Mahkemesi’ne atanması için gereken hizmet sürelerini tamamlamadan atamalar yapılıyor. Kaymakam aynı gece vali yardımcısı sabahında kayyım olarak atanıyor. Bir hafta öce kaymakam, bir hafta sonra kayyım yani 7 günde hem kaymakam hem kayyım olunabiliyor! Valiler artık devletin değil ‘atayanın’ yani partinin il başkanı gibi görev yapıyor.

Meclis çoğunluğuna hakim olarak Saray’dan gelen kararnameler aynı şekilde yasalaşıyor! Bazen Meclis yani iktidar grubu kendi çıkardığı yasayı bir süre sonra Saray’dan gelen düzeltmeyle yaptığının tam tersini yapabiliyor! Eh zaten muhalefetin her söylediğine kulak tıkayıp, muhalefetin hareket alanını ‘daraltınca’ Meclis işlevsiz hale geliyor!

Böyle olunca zaman zaman Erdoğan kendine karşı muhalefet görevini de yerine getiriyor! En büyük sorun enflasyon, bir türlü düşmüyor. Erdoğan sürekli olarak enflasyon düştü düşecek, düşüyor diyor ama enflasyon düşmüyor. Enflasyonda inşallah tek haneli rakama inecek demiş 2020’de… önceliğimiz şüphesiz ki enflasyonu süratle tek haneli rakamlara ardından da orta vadeli seviyelere çekmektir. Ve bunu 6 yıl boyunca her yıl ‘yılbaşından sonra enflasyonun boynunu kırmış olacağız… enflasyon sorunun geçmişte olduğu gibi tek haneli rakamlara mutlaka indireceğiz… enflasyondaki düşü trendi inşallah hızlanarak devam edecek…

Bunu sadece Erdoğan söylememiş, Berat Albayrak, Nurettin Nebati ve Mehmet Şimşek olmak üzer bütün Maliye Bakanları bir sonraki ayın bir önceki aydan çok çok daha iyi olacağı vaatlerini sürekli olarak tekrar etmişler…

Ve en son açıklanan rakamlara göre taze sebzede enflasyon aylık yüzde 30, normal sebzede yüzde 20, yumurtada yüzde 15, kuzu etinde yüzde 5, reçel bal yüzde 5’leri bulmuş; dikkat edin bu rakamlar yıllık değil, aylık artışlar!

Erdoğan yerel seçimlerde ‘’Türkiye’nin ekonomisini belediye başkanlarının düzeltme şansı var mı, belediye başkanlarının Türkiye’nin ekonomisine yön verme şansı var mı? Belediyelerin çoğu batık, bitik, personelinin maaşını ödeyemiyor. Sanki yerel seçimler bitecek Türkiye’nin ekonomisini düzletecek. Yalan söylemeyin bu millete Türkiye’nin ekonomisinin sorumlusu ‘benim ben, benim’. Şu anda devletin başında kim var R. T. Erdoğan var. Kim var 14 tane bakanı var.’’

Tamam güzel o zaman düzeltin, sürekli yarın bugünden güzel olacak hayali pazarlamayın; elinizi tutan mı var?

SURİYE İLE NELER DEMİŞ…

2018 ‘’hala Esed’le bir araya gelelim diyen zavallılar var…’’

2018 ‘’Esed’le masaya oturun diyenler var, biz Esed’le neyi konuşacağız…’’

2024 ‘’ailece görüşmelere varıncaya kadar Sayın Esed’le biz bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur. Suriye ile ilişkilerin yeniden kurulmaması için hiçbir sebep yok. Suriye’yle geçmişte nasıl birlikteysek yine aynı şekilde birlikte hareket ederiz. Biliyorsunuz Sayın Esed’le ailecek biz bu görüşmeleri yaptık yarın olmaz diye bir şey mümkün değil yine olur…

BEN GÖREVDE OLDUĞUM SÜRECE...

‘’Papazı alamazlar’’ aldılar…

‘’Deniz Yücel’i bırakmayız’’ bıraktı…

‘’Faiz yükselmez’’ o kadar yükseldi ki, nasıl düşüreceğiz diye uğraşılıyor…

‘’Sisi ile barışmam’’ barış çubukları yakılalı çok oldu…

Mitçotakis ile görüşmem’’ görüşüldü…

‘’Kaşıkçı dosyasını Suud’a vermem’’ verildi…

‘’EYT’yi asla gündeme almam’’ yasalaştı, ekonomik sorunları sebebi olarak gösteriliyor...

‘’Bedelli askerliği asla düşünmem’’ uygulamada…

‘’NATO’nun Libya’da olmasını kabul etmem’’ NATO müdahalesine destek olundu…

‘’İsveç ve Finlandiya NATO’ya giremez’’ verilen destekle NATO’ya girdiler…

Erdoğan, Erdoğan’a karşı her an değişebilen ‘vizyon er’ dış politika…