Kılıçdaroğlu bugüne kadar birçok kez Silivri’ye giderek Ekrem İmamoğlu ile görüştü. Elbette görüşecekler, biri CHP’nin 13 yıl genel başkanlığını yapmış biri 25 yıl sonra İstanbul’u kazanan hali hazırda İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı. Devletleşen AKP iktidarı tarafından kendisi ve birçok CHP’li belediye başkanı ve İBB çalışanları yargı operasyonlarıyla cezaevlerine tıkılmışsa elbette görüşecekler, görüşmeliler…
Bu görüşmeye bugüne kadarki görüşmelerin aksine çok fazla anlam yüklenerek, taraflara yakın isimler tarafından farklı noktalara çekilerek olağan ötesi anlamlar yüklenmeye ve tartışılmaya devam ediyor. Bu tartışmalar tamda iktidar medyası ve siyasetçilerinin istediği tartışmalar olduğu için kamuoyunda daha fazla yer buluyor. Önceki her ziyaretten sonra açıklama yapılırken 12 Haziran 2025 Perşembe günü yapılan görüşme sonrası Kılıçdaroğlu tarafından herhangi bir açıklama yapılmaması soru işaretlerini çoğalttı.
Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen çevreler görüşme talebinin İmamoğlu’ndan geldiğinden tutun; ayrıca olabilir, ne var bunda. 30 Haziran’da çıkacak kararla eski yönetimin Kılıçdaroğlu başkanlığında partinin başına geri geleceği ve mevcut yöneticilerle ilgili gereğini yapacağına kadar birçok iddiaları gündeme getirip. İmamoğlu’nun da bu olası süreçte kendisiyle birlikte olmak istediği yönünde savları dile getirmeyi sürdürüyorlar. Neymiş İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’na ‘’sayın genel başkanım’’ demiş tabi ki öyle diyecek, başka ne diyecekti ki!
Kılıçdaroğlu ‘’bu süreç benim dışımda hukuki süreç. Şikayetçi olan ben değilim. Benim dışımda yürüyen bir yargı süreci var. Bana görev düşüyorsa, üzerime düşeni yaparım. Bölünmeden, parçalanmadan bir bütün olarak süreci tamamlamalıyız’’ sözleri bayramda kendisini arayanlara söylediği sözlerdir.
İMAMOĞLU GÖRÜŞMEDE NE DEDİ?
Kılıçdaroğlu görüşmesinden bir gün sonra parti başkanları, cumhurbaşkanı adayları, belediye başkanları, iş insanları, bürokratlarla Türkiye’nin ‘’siyasi üssü’’ haline gelen Silivri’deydim. Başta Ekrem İmamoğlu ve birçok belediye başkanımızla görüştüm. Öncelikle her birinin moralleri özgüvenleri olabildiğince yüksek. Ekrem İmamoğlu biraz kilo vermiş, başkanım zayıflamışsınız dedim ‘’ilk gözaltı karakol sürecindeki kilo kaybı şartların olumsuzluğundandı ama şimdiki kilo kaybı ‘yemeklerin düzenli olması, abu cuburda’ olmayınca böyle oldu’’ dedi.
İmamoğlu beklenenin, iddia edilenin aksine 30 Haziran’daki kurultay davasından partiyi zora sokacak bir karar beklemiyor. Bütün olumsuzluklara rağmen hala yargıya olan güveni devam ediyor. Hele hele birilerinin beklediği ‘yok hükmünde’ denilen ‘mutlak butlan’ kararını hiç beklemiyor. Kılıçdaroğlu ile ilgili görüşmenin çok olumlu ve iyi geçtiğini kendisine ‘’sizin önerinizle başkanlığını yaptığım kurultay ‘tertemiz bir kurultaydı’ dedim kendisi de ‘’evet öyleydi’’ dediğini söyledi.
İmamoğlu iktidarın belediyeler üzerinden yaptığı yargısal operasyonu parti üzerinden de yapmak istediğini, bu yargısal operasyonlara karşı kritik süreçte ‘bir ve beraber’ olunması gerektiğini, önümüzdeki tarihi kritik süreçlerin birlikte yürütülmesi gerektiğini Kılıçdaroğlu’nun da bu görüşlere katıldığını söyledi.
Anladığım Ekrem İmamoğlu’nun inancı, iddia edilenin aksine başkanlığını yaptığı kurultay tartışmalarının CHP’yi tartışılır kılmak için gerçekliği olmayan iddialarla yıpratmaya yönelik bir dava olduğu… Kılıçdaroğlu’nun da partiyi zora düşürecek bir davranış içinde olmayacağı ve davadan da olumsuz bir karar çıkmayacağı yönünde.
BAŞKANLARIN ÖZGÜVENİ YÜKSEK
Büyükçekmece’nin 31 yıllık belediye başkanı Hasan Akgün kendinden emin bir şekilde ‘’yıllardır sürekli denetleniyorum benimle ilgili şimdiye kadar hiçbir şey bulamadılar. En son sportif ve kültürel faaliyetlerdeki sponsorlar üzerinden ‘menfaat sağlanmış’ gerekçesiyle buradayım. ‘Evet, menfaat Büyükçekmece’nin menfaatidir’’ diyor. Hasan Akgün ‘’31 yıllık belediye başkanlığım muhalefet belediye başkanı olarak geçti, yolsuzluk yapmaya 31 yıl sonra mı karar vermişim’’ sözleri haksız mı?
Şişli’de rekor oyla seçilen en parlak belediye başkanlarından olan Resul Emrah Şahan ‘’bu bir siyasi operasyon, birileri bedel ödeyecekti, bedel ödemek bizim payımıza düştü, ödeyeceğiz ve bu devran dönecek’’ derken. Kamuoyu belki unutmuş olabilir ama Emrah Şahan ‘’terör’’ suçlamasıyla görevden alındı yerine kaymakam kayyım olarak atandı. Oysa Türkiye ‘’Terörsüz Türkiye’’ adıyla yeni bir sürecin içine girdi, terör kurucu başları artık ‘’kurucu önder’’ oldu…
İstanbul’un en büyük ilçesi Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özel ilk tutuklanan isimlerden. Ahmet Özel’de İmralı görüşmelerinde Abdullah Öcalan tarafından adı kullanıldı diye terörden tutuklanıp yerine kaymakam kayyım olarak atanmıştı. Ahmet Özel’in adını kullanan Öcalan’a ‘kurucu önder’ olarak değer atfedilip TBMM’ye çağrılırken, adı kullanılanın Silivri’de halen tutsak olması garip değilse nedir!
İktidar-Rejim varlığını sürdürmek için bütün düğmelere basmış, kamuoyunun da bunlara inanması bekleniyor…