Tabanın beklediği, değiştirilenlerin beklemediği ‘değişim’ değiştirilenler tarafından hala kabullenilebilmiş değil. Kabullenmekte zorlanan ‘değişim’ karşıtları ‘değişim’e her alanda direnç geliştiriyorlar. Oysa bugün bu direnci gösterenler uzun yönetim süreçlerinde her türlü olumsuz sonuca, başarısızlıklara rağmen farklı sesleri ‘durun, susun’ ŞYZD (Şimdi yeri zamanı değil) Erdoğan’ı-AKP’yi gönderme zamanı, bu seçimde kesin gönderiyoruz yoksa ‘’siz Tayyib’in kalmasını mı istiyorsunuz’’ diye baskıladılar.
Değişmek istemeyen bu değişim karşıtları daha kırkı çıkmayan Özgür Özel ve yönetimine sanki yerel seçim süreci başlamamış yaklaşık 100 gün sonra tarihi sayılabilecek seçimler önemsizmiş gibi acımasızca saldırıyorlar. Sanki dönemlerinde her şey kusursuzmuş, parti içi demokrasiyi kusursuz işletmişler, her kademede önseçim yapmışlar… demokratik Tüzük yapmışlar ve ona uymuşlar… Verdikleri sözleri eksiksiz yerine getirmişler gibi… hani söz vermiştin, nerde kaldı verdiğin söz; niye önseçim yapmıyorsun, niye Tüzük Kurultayı yapmıyorsun diyorlar!
Sosyal medya ortamlarında hesaplaşma naraları atıyorlar, Özgür Özel’i ‘ittifakı’ becerememekle, acemilikle suçlayıp; hadi yap da görelim! İttifak beceri ister, tecrübe ister, arka kapı diplomasisi ister onu da Kılıçdaroğlu yapar diyorlar. Hatta Kemal Bey’e atfen ‘’Özgür Özel, Meral Akşener görüşmesinin, arka kapı diplomasisi, altyapısı hazırlanmadan ‘acemice’ yapılmış’’ bir iş olduğunu söylediği iddia ediliyor. Ankara ve özellikle İstanbul’u kazanında görelim; yalnızsınız, biz yokuz… Ekrem İmamoğlu’na tehdide varan söylemlerle yüklenip ‘sana oy yok’ kaybedeceksin kampanyası yürütüyor, bazı hesaplardan bugün şu kadar ismi sana oy vermemeye ikna ettim paylaşımı yapılıyor.
Demek ki bugüne kadar Erdoğan-AKP tehdit değilmiş, esas önemli olan iktidarı göndermek değil, parti içi iktidarda kalmak daha önemliymiş! Bugüne kadar AKP karşıtlığı üzerinden siyaseti kutuplaştıranlar, partili iseler! CHP’nin belediyeleri kaybetmesini, AKP’nin olmasını yeğler hale gelmeleri kaygı verici! Hatta pazı hesaplardan ‘’CHP’yi teslim almaya şu kadar gün kaldı’’ paylaşımları yapılması hayra alamet değildir. Nasıl olacak o teslim alma; başta 11 büyükşehir ve diğer belediyelerde kayıplar yaşanacak, CHP başarısız olacak…
Kemal Bey’in Ofisi paralel CHP Genel Merkezi gibi…
Kurultayın hemen akabinde beklenenin aksine Kemal Kılıçdaroğlu emeklilik yerine siyasette aktif kalmayı seçerek, CHP genel merkezi yakınlarında, siyasi parti genel merkezlerinin olduğu bölge Mustafa kemal Mahallesinde açtığı ofis ziyaret edenlerce ve haberlere yansıdığına göre her gün ‘dolup taşıyor’ muş! Yine gidip gelenlerin iddiası ve yansıyan haberlere göre ziyaretçiler ‘’CHP’nin hali pür melalinden’’ memnun olmadığını dile getiriyorlar! Genel başkan başta olmak üzere parti yönetimini bir anlamda şikayet ediyorlarmış!
Birkaç gün önce gazeteci Gürkan Hacır Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaretinden sonra, ‘’Kemal Kılıçdaroğlu’nun çalışma ofisi ziyaretçi akınına uğruyor. Günde 40-50 kişinin ziyaret ettiği ofis CHP siyasetinin yeni uğrak noktası oldu’’ diyerek, merhum Süleyman Demirel’in Güniz sokağına benzeterek, ‘’şimdi Kemal Bey’in ‘Barış Sitesi’ siyasetin yeni merkezi olma yolunda’’ diye paylaşım yaptı. Süleyman Demirel’in Güniz sokağının siyasette ne anlam ifade ettiğini bilen bilir!
Adaylık için genel merkezde parti yöneticileriyle görüşme trafiğinden fırsat bulanlar muhtemeldir ki CHP genel merkezinden önce veya sonra Kemal Bey’in ofisini de ziyaret edip adaylık için ‘destek’ talep ediyor olmalılar. Kemal Bey kendisini ziyarete gelenlere destek sözü verip vermediği, parti yönetimine adaylık tavsiyesinden bulunup bulunmayacağı, parti yönetiminin Kemal Bey’e sorup sormayacağını, olursa önerilerine uyup uymayacağını görmeye az bir süre kaldı.
Ama şu bir gerçek ki, daha önce görevden ayrıldıktan sonra kendisine ısrarlı ofis açma talepleri iletildiğinde ‘’açılacak ofis, ikinci bir genel merkez gibi olur. Genel merkezden çıkan ofise, ofisten çıkan genel merkeze gider, partiye zarar verir’’ diyen merhum Deniz Baykal’ın dediği gibi ikinci bir genel merkeze dönen ‘’Barış Sitesi’ndeki ofisin’’ yansımaları 31 Mart’ta görülecektir. Umarız tarihi nitelikteki yerel seçimler parti içi iktidar savaşlarına feda edilmez…
Ama sosyal medyadaki ‘’kaybedeceksin Ekrem’’ ve ‘’CHP’yi teslim almaya şu kadar gün kaldı’’ tarzı paylaşımları görünce bunca yıl AKP korkusuyla baskılanan muhalefet seçmen kitlesinin kaygılarının her geçen gün daha çok artmadığı düşünülemez…
Hiçbir şey umduğumuz gibi de, korktuğumuz gibi de gerçekleşmez…