‘’Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz’’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Yakın zamana kadar devlet erkanının Anıtkabir ziyaretinde resmi tören bitimine kadar avluya sivil vatandaşlar alınmazdı. Yeni uygulamayla, özel listeyle belirlenip, AKP örgütlerinden getirilen, slogan atıp, slogan atma görevleri bittikten sonra Mozole ziyareti bile yapmadan Erdoğan’la birlikte giden gruplar yine şaşırtmadı! AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki devlet erkanı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyetin ilanının 100’ncü yıldönümü ziyaretinde…
Anıtkabir avlusuna alınmış, bariyerlerin arkasında bekleyen bindirilmiş gruplar, ‘’Gençlik seninle gurur duyuyor. Her yer Tayyip, her yer Erdoğan’’ sloganları attı. Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdığı mesajı okurken de ‘’Recep Tayyip Erdoğan’’ sloganları duyuldu.
Şaşırmasına şaşırmadık da yakışmıyor bu tip yapay ‘’Kurucu lider Atatürk’ü gölgeleme, rol çalma’’ çabaları. Bir gün önce de sanki takvimde başka bir gün kalmamış, miting yapacak başka bir yer yokmuş gibi ismini silerek Millet Bahçesi yaptıkları Atatürk Havalimanında Gazze Mitinginde ne Cumhuriyetin 100’ncü yılından söz ettiler ne de, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten… Bir daha olmayacak olan 100’ncü yıl kutlamaları sanki bu Cumhuriyeti Atatürk kurmamış, kendiliğinden ortaya çıkmış gibi Atatürksüz Cumhuriyet kutlaması oldu.
Tamam başından beri her hareketiniz, her uygulamanızla kıskandığınız, onun yerini almaya çalıştığınız biliniyor! Bir anlamda rövanşist eylemleriniz dikkatlerden kaçmasa da! Bari gerçekten Atatürk’ün izlerini silmek, onun yaptıklarını yok etmek, cumhuriyetin niteliklerini ortadan kaldıracak çabalar yerine, daha ileriye taşıyacak uygulamalarınızla kıskandırsanız!
AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, ‘’Cumhuriyetimizi Mustafa Kemal Atatürk kurmuştur, onu muasır medeniyetler seviyesi düzeyine çıkartan Erdoğan’dır. Dolayısıyla Erdoğan, ikinci Atatürk’tür’’ ifadelerini kullanıyor.
Lafla kolay olsa da, kolay mı öyle Atatürk olmak!
Türkiye’nin hızla demokrasiden uzaklaşması, kontrolsüz göçle demografik yapısının tehlikeye girmesi, komşu ülkelerdeki siyasi karışıklıklarda rol üstlenme çabalarıyla hızla Ortadoğu ülkelerine benzeme kaygılarına yer yokmuş! Baksanıza muasır medeniyetler seviyesine çıkmışız da haberimiz olmamış!
Gelelim devlet yönetiminin mümkün olduğu kadar 100’ncü yıla yakışır kutlama yapmama, resmi kutlamalarla sınırlı tutma çabalarına rağmen Cumhuriyeti benimsemiş milyonların Cumhuriyet coşkusuna… yeri, göğü, her yeri kırmızı beyaz yapmasına…
Resmi anlayışın 100. yıla özel bir kutlama yapmamasına rağmen, öğrencisinden, işçisine, çiftçisine, çalışanına, ülkenin her bir yerindeki coşkulu Cumhuriyet kutlamalarıyla, emanetin bilincinde olan ‘’yenisiyle, eskisiyle, nesiller’’ cumhuriyetine sahip çıktığını bir kez daha gösterdi. En küçüğünden, en büyüğüne Anıtkabir’e Ata’sının huzuruna sel olup aktı.
En küçüğünden en büyüğüne gidenler arasında, yılların yorgunluğuyla beli bükülen bir teyzemiz, o yaşına rağmen, bir elinde baston, bir elinde Albayrak, koltuğunun altında sıkıca tuttuğu Ata’sına sunacağı bir demet çiçek, hızlı adımlarla Ata’sına kavuşma isteğidir Cumhuriyet. Bu sevgi, bu coşku, sırf lehinize slogan atsınlar diye getirilen zıpçıktıların yapay, çıkara dayalı heyecanıyla ölçülemez.
Aynı coğrafyada komşularının gıpta ettiği, yakın zamana kadar model olarak gördüğü Türkiye’yi, coğrafya kader demeyenler ülkenin kaderini Cumhuriyet’le değiştirdiler. Cumhuriyete inananlar demokrasiden, özgürlükten, tam bağımsızlıktan yanadır. Kendine inanan, böyle gelmiş, böyle gider değil, böyle gitmez diyen… bütün ümidim gençliktedir diyen Ata’sına ben mi kurtaracağım memleketi demeyenler, coğrafya kaderdir demeyenler bi’ ülkenin kaderini cumhuriyetle değiştirdiler. Ama biz biliyoruz ki Cumhuriyete sahip olmak yetmez Cumhuriyet, Cumhuriyet gibi yaşanmak ister.
Zaferi ancak kazananlar kutlar, kazandığını düşünmeyenler niye kutlasın ki!
Bayramların bayramı, en büyük bayram Cumhuriyet bayramımızın 100. yılı kutlu olsun, yaşasın Cumhuriyet; sonsuza dek Cumhuriyet…
‘’Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır’’ Atatürk.