Çiftçi, üreticinin hali değil; Öcalan'ın hali...

Ergün Aydoğan

                     

Mahalle yanarken ‘saçını tarayanlar’ gibi!

Çiftçi, üretici, köylü bu sene yine ‘İnim inim inlemekte’ siyaset üretenin derdiyle hemhal olmak yerine ‘’Yeni Anayasa, İsrail bize saldıracak’’ suni gündemleriyle meşgul olmaktadır. Siyasetin gündemiyle vatandaşın gündemi örtüşmemektedir.

Yaz mahsulleri biber, domates, salatalık toplayıcı yevmiyelerini bile karşılamadığı için ürünler tarlada bırakılmıştır. Üreticiler tohum, mazot, gübre, ilaç üretim maliyetlerinin aşırı yükselmesi, plansızlık sonucu kontrolsüz üretim, alıcıya herhangi bir yaptırımı olmayan sözde sözleşmeli üretim sonucu alıcının sözleşmeye uygun alım yapmaması üreticileri zor durumda bırakırken. Kentlerde yaşam mücadelesi veren yurttaşların sebze meyveye ulaşamıyor olması siyasetin ihmalidir. Çünkü tarlada bedava bile olsa ki üreticilerden bazıları Balıkesir/İvrindi ilçe hoparlörlerinden 100 dönüm domateslerini bedavaya alabilirsiniz diye ilan ediyor. Bu domatesleri toplatıp kentlere ulaştırmanın toplayıcı, otoyol-köprü maliyetleri nedeniyle pazarlarda 50 TL’nin altında domates bulamadı...

Zeytin üreticisi mi o da umutsuz ve çaresiz, önünü göremiyor, bir önceki yıla göre maliyetler iki kat artmışken zeytin ve zeytinyağı fiyatları bir önceki yılın fiyatlarının altında olacağı endişesi üreticiyi tedirgin etmektedir.

Programsızlık ve plansızlık sonucu ekimden vazgeçilmek zorunda kalınmış, verimli araziler boş kalmıştır. Üretimi teşvik etmesi gereken Tarım ve Orman Bakanlığı 22 Ağustos 2024 tarihinde 32640 sayılı yönetmelikle ‘’İşlenmeyen tarım arazilerinin tarımsal amaçlı kiraya verilmesine ilişkin yönetmelik’’ çıkarmıştır.

Yönetmeliğin amacı, üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazilerinin Bakanlıkça kiraya verilerek tarımsal üretime kazandırılmasına usul ve esasları belirlemektir. 5403 sayılı Toprak koruma ve Arazi Kullanım Kanunu çerçevesinde yapılmak istenen düzenleme iyi niyetli gibi görülse de…

Mülkiyet hakkında beklenmedik sorunlara yol açabilir. Ayrıca arazi sahibi ürettiğinin karşılığını alabiliyor olsa kendisi neden ekmesin veya başka ekiciler neden kiralamasın…

Yönetmelik, Hazinenin özel mülkiyeti veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tarım arazileri hariç olmak üzere, mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilere ait olan ve üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazilerinin, Bakanlıkça tarımsal amaçlı sezonluk olarak kiraya verilmesine ilişkin iş ve işlemeleri kapsar, diyor.

İki yıl üst üste ekilmeyen araziler çözüm aranırken hangi tarım ürünlerini neden ithal ediyoruz?

Türkiye 2024 ilk dönemde 536,2 milyon dolar ile buğday, 441 milyon dolar ile soya fasulye, 296,1 milyon dolar ile ham Ayçiçek yağı. 2018 yılında canlı hayvan ithalatı 1 milyar 767 milyon dolar, et ve et ithalatı ise 325 milyondu. TÜİK’in açıkladığı ‘Dış Ticaret istatistiklerine göre 2023 yılında 1 milyar 195 milyon 977 bin dolarlık canlı hayvan ithalatı yapıldı; 2002 yılına göre ithalat rakamı yüzde 561 artmış.

Cumhurbaşkanı Kararıyla 2025 yılından itibaren çitçilere ödenen mazot ve gübre destekleri kaldırıldı.

METROPOL Kamuoyu araştırmasının, son zamanlarda ülkemizde ekonominin iyi mi yoksa kötü mü yönetildiğini düşünüyorsunuz sorusuna:

İyi yönetildiğini düşünüyorum yüzde 16,3

Kötü yönetildiğini düşünüyorum yüzde 81,3

Fikrim yok/cevap yok yüzde 2,4.

Çiftçi boşuna umutlanmasın, 2025’de de iktidarın gündeminde çiftçi yok!

Tarım Kanunu’nun 21. maddesi, milli gelirin en az %1’inin tarıma ayrılmasını zorunlu kılmaktadır. Bugüne kadar hiçbir zaman bu oranda destek verilmediği gibi, Bakanlık 2025 yılı için tarımsal destek bütçesini 135 milyar TL olarak planladığını açıkladı. Bu rakam milli gelirden tarıma ayrılması gereken payın çok altında kalmaktadır. Bu, yalnızca kanunun ihlali değil, aynı zamanda çiftçiyi iktidarın gözden çıkardığı, ekonomik sıkıntıların daha da derinleşmesine yol açacak bir ihmaldir.

2007-2023 yılları arasında AKP iktidarı, tarımsal destekleri milli gelirin %1’inin yarısına bile ulaştıramamış; 2025 bütçesiyle bu oran beşte bire düşürülmüştür.

2025 bütçesi Türk çiftçisinin karşı karşıya olduğu yapısal sorunlara çözüm olmadığı gibi, gelirini artırmaya yönelik somut destekler sunulmamıştır.

AKP ve MHP’nin gündeminde asgari ücretli ve emekli olmadığı gibi çiftçi de yok esas derdi Abdullah Öcalan’ın TBMM’ye nasıl geleceği! Bu konuda aramızda görüş ayrılığı yok Meclis’e getirmeye kararlıyız diyorlar!