CHP'yi yönetenlerin CHP'ye yaptıkları...

Ergün Aydoğan

                                     

Tüm uyarıların aksine hiç merak etmeyin yüzde 60’la kesin kazanılıyor denilen tarihi seçim kaybından sonra değişim talepleriyle başlayan tartışma CHP’ye zarar verecek, kitlelerde güven kaybına yol açacak şekilde devam ediyor. Hani ‘kişinin kendi kendine verdiği zararı tüm ahali toplansa veremez’ denildiği gibi, CHP’yi yönetenlerin CHP’ye verdiği zararı hiç kimse veremez!

Kemal Kılıçdaroğlu tarafından önce seçim şatlarının eşit olmadığı savları ileri sürüldü sonra seçimin ahlaki meşruiyeti olmadığı iddia edildi o da yetmedi, seçimi kaybetmedik ki ‘kayıp olması için 60’a 40 olması lazım’ dendi. Onunla da yetinilmedi, sanki iki ay önce seçimler kaybedilmemiş gibi ‘yürekleri varsa sandığı şimdi getirsinler de görelim’ deniyor. Oysa 14/28 Mayıs seçimleri kaybedildi, AKP 21 yıllık iktidarından sonra bir 5 yıl daha yani 2028’e kadar yönetme yetkisini aldı. Mevcut yöntemle kazanılamadığına göre, adı geçen adaylara seçime gidilseydi kazanılacağı iddia edilebilir.

Şimdi sırada yerel seçimler var, bu dağınıklıkla gidilecek seçimlerde yüksek başarı elde etme ihtimali kolay gözükmüyor. Sızan zoom toplantısından sonra il ilçe belediye başkanları ve Pazar günü yapılan Parti Meclisi toplantısında söylenenler daha uzun süre konuşulacak.

Gelelim birinci ağızlardan tahrip gücü yüksek söylemlere…

Kemal Kılıçdaroğlu aynen iktidar partisi gibi hiç sorumluluk almıyor. Seçimlerden hemen sonra adaylık için adı en çok geçen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş için ‘onlarda sorumlu onlarda kaybetti’ dedi. Ardından milletvekili listelerinden haberi olmadığını, MYK üyelerinin hak edenler yerine ‘eş dost, akrabalarını’ milletvekili listelerine yazdıklarını söyledi. Hak etmeyenlerin ve oyları yüzde bir bile olmayan partiler adına 79 (seçilen 39) isim yazıldığında milletvekili listelerine en son haliyle onay veren Kemal Kılıçdaoğlu değil mi? Yani hem seçim sürecinden hem de milletvekili listelerinden sorumlu olmadığını... Son günlerde çok tartışılan Ümit Özdağ ile yapılan gizli protokolle verilen üç bakanlık tartışması çıkınca Kılıçdaroğlu ‘’Ümit Özdağ’a bakanlık verdiysem partimizin hakkından verdim. Çalışsaydınız da beni bu duruma sokmasaydınız’’ açıklamalarını yaptı.

Neymiş, MYK, PM üyeleri, belediye başkanları ve CHP örgütü çalışmadığı için ilk turda seçimler kazanılamadığından Ümit Özdağ’a üç bakanlık vermek zorunda kalmış!

CHP örgütü ve kamuoyunu ayağa kaldırdığını ‘’CHP’de hiç mi geçmişi temiz kimse yok’’ yazımıza gelen tepkilerden de anlıyoruz. Kılıçdaroğlu belediye başkanları toplantısında ‘’geçmişi temiz birisi olsa yarın bırakırım’’ açıklaması CHP içinde haklı olarak büyük tepkilere yol açtı. Bu kabul edilemez sözlerin yarattığı tepkinin artarak devam edeceği çok açık. Tabi bu açıklamayla aynı zamanda AKP’nin eline büyük koz verilmiş oldu. Önümüzdeki süreçte AKP ve CHP’ye karşı siyaset yapan tüm partilerin ‘’CHP’de siyaset yapanların hepsinin geçmişi kirli, temiz kimse yok’’ dediğinde hayır, CHP’de geçmişi ‘kirli’ kimse yok denilebilir mi, dendiğinde partinizin genel başkanı bile ‘’geçmişi temiz kimse yok demedi mi’’ dendiğinde ne cevap verilebilir.

CHP’ye zarar veren açıklamalar bu kadar mı, yok daha neler var…

Belediye başkanları toplantısında Ekrem İmamoğlu’na yüklenen Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu hızını alamamış, katıldığı TV’lerde AKP’ye gerek kalmayacak şekilde, dalga geçen açıklamalar yaptı. Parti disiplinine büyük önem veren parti yönetimi ne düşünür bilmiyoruz!

Kerimoğlu, İmamoğlu ile ilgili ‘’Başarılı olduğu çok alan var. Reklam, tanıtımı, PR, lansman, toplantılar yapma konusunda ciddi bir başarısı var’’ hızını alamıyor ‘’yabancı dili çok iyi’’ diyerek dalgasını geçiyor.

Bir ilçe belediye başkanı kendi partisinin büyükşehir belediye başkanıyla TV’lerde dalga geçiyor. Sonra partinin genel başkanı ve yetkili ağızları İmamoğlu’nun ‘aday olmasın isteriz’ diyorlar. Bir karar verin gerçekten İstanbul iddia ettiğiniz gibi sizin için önemli mi, İmamoğlu’nun aday olmasını istiyor musunuz yoksa istiyormuş gibi mi yapıyorsunuz. Öyleyse yarın aday yaptığınızda rakipleriniz sizin sözlerinizle size ve adayınıza yüklendiğinde ne cevap vereceksiniz. Yoksa 25 yıl sonra alınan İstanbul’u kaybetme pahasına, rakip olmasından rahatsız olunan İmamoğlu’nu ekarte etmek için başka planlar mı yapılıyor!

Rakibe gerek kalmadan CHP’yi yönetenler her gün CHP’yi tüketmeye devam ediyor.