‘’Tarih’’i ‘’tekerrür’’ diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?... Bu söz daha çok geçmişte yaşanan olaylardan ders çıkarılmak için kullanılmaktadır.
Tarih dediysek, tarih olmayacak kadar yakın bir tarih 14 Mayıs seçimlerinde ‘hatalı’ davranıldığı, ‘hatalı’ davranmanın sonucu ‘tarihi’ seçimlerin kaybedildiği yönünde yaygın bir kanaat kamuoyunda oluşmuş durumda. Bazı kamuoyu araştırmacılarının da ‘başka bir aday’la seçimlere gidilseydi seçimlerin kazanılacağını iddia eden sözleri kamuoyunda yer aldı.
Öyle ki…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel son grup konuşmasında bu tezi doğrularcasına ‘’Seçimler için şimdiden aday tartışması başlatılması çelme takmaktan başka bir şey değildir. Hiçbir arkadaşımızın bu tartışmalara dahil olmasını doğru bulmam. Genel başkan olarak kendi adaylığımı dayatmak, birilerinin tükenmekte olan iktidarına yardım etmek, CHP’nin tarihi bir fırsatı kaçırmasını sağlamak gibi bir hata yapmayacağımdan herkes emin olsun.’’
Demek ki…
Aday tartışmaları, adaylık dayatmasıyla CHP kazanılabilecek tarihi bir seçimi kaybetmiş, tükenmekte olan iktidarın ömrü uzatılmış!
Peki, bu tartışmalar nereden çıktı, Özgür Özel bu açıklama yapma ihtiyacını neden hissetti?
CHP tam 47 yıl sonra birinci parti olmuş. Yenilmez, seçim kaybetmez denilen Erdoğan yenilmiş, partisi 22 yıl sonra ikinci parti olunca AKP’de ‘ikinci’ olmanın sebepleri tartışılırken, CHP’de başarının ‘mimarı’ tartışmaları açık açık olmasa da parti kulislerinde tartışma hararetlenmiştir. Öyle ki, başarının mimarı ‘aday olsaydı seçim kazanılırdı denilen İmamoğlu’mu yoksa partinin genel başkanı Özgür Özel mi tartışmaları başlatılmıştır.
Öyle olunca siyasetin doğası gereği parti içinde bazı siyasiler erken ‘pozisyon’ alma telaşı olarak görülebilecek bazı davranışlar içine girince, kamuoyuna yaptıkları açıklamalar tartışmayı alevlendirmiş Özgür özel o açıklamayı yapma ihtiyacı içine girmiştir.
Öncelikle…
CHP Grup Başkanı Ali Mahir Başarır Sözcü TV’de İpek Özbey’e ‘’Ben Erdoğan’ın yerinde olsam Özgür Özel ile yarışmak istemem.’’ Dedikten sonra, İpek Özbey ‘’Diğer adaylardan (İmamoğlu ve Yavaş) daha mı zor?’’ sorusuna. Ali Mahir Başarır ‘’Bana göre öyle’’ demesi…
CHP Milletvekili Mustafa Sarıgül’ün TV 100’de, gönlünüzden geçen CHP adayı kim sorusuna, Sarıgül’ün ‘’Siyaset uzun vadeli bir şey, bakarsın hiç umulmayan bir adam bir şey yapar ve marka olur, onun için daha çok erken ama Özgür Özel’e dikkat edin’’ demesi.
Sadece parti içinden yapılan çıkışlar değil aynı zamanda iktidar cenahından yapılan açıklamalarla Erdoğan’a atfedilen ‘güç ve başarı’ metaforuyla, Erdoğan’ın ‘siyasi rakibini belirleme’ becerisinde olduğu, her zaman rakibini belirleme özelliğine sahip olduğu algısı üzerinde yapılan değerlendirmelerde. Kamuoyunun, Erdoğan’ın rakip olarak Özgür Özel’i tercih ettiği yönündeki değerlendirmelerine… AKP medyasının da bu tartışmanın içinde yer alması, Özgür Özel’i öne çıkaran çaba içine girmesine bakılacak olursa…
47 yıl sonra elde edilen başarının elde ediliş biçimlerini değerlendirmek, başarı nasıl kalıcı hale getirilebilirin arayışı içine girmek yerine; CHP’de erken başlayan bir ‘adaylık’ yarışı-tartışması görüntüsü yaratılmıştır.
Oysa…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel adaylıkla ilgili kendisine sorulduğunda önce teknik direktör, futbolcu metaforuyla ‘’Şu anda takımda iki forvet var. Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu. Maçın son dakikasında bir penaltı kazanıldığında teknik direktör, ‘Bırakın ben atacağım’ demez. En formda oyuncusuna attırır.’’
Özgür Özel’in adaylık tartışmalarıyla ilgili son açıklaması ‘’Ben çok iyi bir CHP Genel Başkanı olurum ama çok iyi bir cumhurbaşkanı olur muyum? Benden iyisi varsa, benden daha çok oy alabilecek varsa o aday olur’’ açıklaması ‘’Bu yarışta bende varım’’ anlamında olarak değerlendirilmektedir.
Anlaşılan o ki, iktidar ve CHP içi bazı çevrelerinde katkısıyla Mayıs sürecine benzer erken ‘adaylık’ tartışmaları hız kesmeyecek gibi duruyor. Böyle devam ederse ‘malum sonuç’ ortada, kazanan kaybeden belli! Tabi geçmişten ‘ders’ alarak rasyonel bir süreç yönetilecek olursa sadece ‘pozisyon’ kaygısına düşenler değil herkes, tüm Türkiye kazanır!
Başarı kişilerin değil, anlaşmış birbirlerine güvenen ve aynı ortak amaca yönelmiş bir ekip işidir.
En büyük savaş kafanda biriktirdiklerinle, kalbinde hissettiklerin arasındadır.
‘’Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.’’ Mark Kay