CHP'de değişim olur mu?

Ergün Aydoğan

                                               

Toplumun önemli bir kesimi özellikle muhalif seçmenin sadece CHP’de değil siyasette topyekûn bir değişim talebi var. Tabi kendini vazgeçilmez gören siyasetin ‘yerleşik yapısı’ yıllardır siyasete yön veren siyasi aktörler değişimden kendilerini ‘muaf’ tutarak, kendileri dışında bir değişimi savunarak; yine kendilerini değişimin öncüsü olarak topluma sunuyorlar!

Oysa siyasetin en önemli aracı ‘Güven’dir, kayboldu mu yeniden tesisi kolay değildir. Ve muhalefet, geçen 21 yıla rağmen toplumda o güveni tesis edebilmiş değildir. Kim ne derse desin, muhalif seçmendeki geleceğe dair karamsarlık, umutsuzluk hatta bazı değerlendirmelere göre duygusal kopuş yok sayılamaz. Reel bu tabloya rağmen bugüne kadar siyasette etkin olanların hiçbir şey olmamış gibi, ‘aynı şeyleri tekrar ederek farklı sonuç beklentileri’ hayalden öte bir şey değildir.

Elbette burada bütün gözler muhalefetin en büyük partisi CHP’dedir. Kaldı ki dünyanın en eski köklü 100 yıllık partisi CHP bu değişimi sayısız kez yapabilmiş bir parti olarak toplumun dikkatine mazhar oluyor! Tarihe yön veren ‘O’ 100 yıllık parti her ne kadar geleceğe yön verecek, kitleleri geçmişi ve gelecek vizyonuyla sarsacak, iz bırakacak boyutta 100. Yıl kutlamaları yapmadıysa da; politikasızlık ve tüm kötü yönetimlere rağmen hala beklenti yüksektir!

ÖZEL VE ÖYMEN ADAYLIĞI VE DEĞİŞİME KARŞI DİRENÇ

CHP Grup Başkanı Özgür Özel ve Prof. Dr. Örsan Öymen aynı gün CHP Genel Merkezinde CHP Genel Başkanlığına aday olduklarını açıkladılar. Henüz açıklanmasa da başka isimlerinde adı geçmektedir.

Özgür Özel ‘’Parti içi iktidarı kazanmak için değil, CHP’yi, Atatürk’ün partisini iktidar yapmak için Cumhuriyet Halk Partisi adaylığımı ilan ediyorum’’ diyerek. ‘’Değişimin yüzyılı, yüzyılın değişimi’’ başlıklı  ‘Tutum Belgesi’ adıyla açıkladığı basın toplantısına katılan PM üyeleri ve milletvekili sayıları üzerinden ne kadar desteklendiği yorumları yapıldı. Açıklanan ‘Tutum Belgesi’ içeriği genel anlamda beğenilmesi yanında Özgür Özel’in 5 dönemdir milletvekili olması aynı zamanda 8 yıldır CHP Grup Başkanvekili olarak görev yapmış olması bugüne kadar alınan kararlarda kendini pay sahibi yapmış olması üzerinden yoğun olarak eleştirilmektedir.

Eleştiriler haksız ve temelsiz değildir. Eğer ortada bir başarısızlık ve yanlış karar süreçleri varsa en etkin görevlerde olanların kendilerini bu süreçten bağımsız tutmaları anlaşılır değildir. Genel olarak yapılan eleştiri Özgür Özel’in ortak yönetim süreçlerinin bir paydaşı olarak kritik süreçlerde ‘yapmak isteyip de yapamadıklarına dair’ hesap vermesi, özeleştirir yapması beklenmektedir!

Neyse adaylık ve yol haritasıyla ilgili daha geniş değerlendirmeler yapılacaktır esas olarak Özgür Özel’in katıldığı kongrelerde yaşanan kamuoyunun güvenini bir kez daha sarsacak ‘tartışmalı’ tablolara bakmakta yarar var.

Afyon’daki ‘kavgalı, tartışmalı’ Merkez İlçe Kongresinden sonra, Özgür Özel’in katıldığı İzmir, Konya, Karaman kongrelerinde de benzer tablolar yaşandı. İzmir’de Özel konuşurken bir grup genç ‘’gençliğin umudu Kılıçdaroğlu’’ sloganları karşısında Özel, ‘beni Soylu bile susturamadı’ yönünde çok talihsiz bir cevap verdi.

Slogan atan İzmirli gençlerin umudu belki Kılıçdaroğlu’dur ama Türkiye’deki gençlerin umudu olmadığı 14/28 Mayıs seçimlerinde sandıkta daha yeni görüldü!

Peki mevcut CHP yönetiminin ve değişim talep edenlerin en büyük vaadi ne; Demokrasi! Kongrelerdeki tartışmanın esas sebebi ne; delegeler seçimlerin ‘çarşaf listeyle’ yapılmasını istiyor, yapılıyor mu, yapılmıyor. Yine bilindik bir uygulamayla yerleşik hakim irade farklı bir ses istemediğinden kendi yaptığı listenin eksiksiz olarak kabul edilmesi yani listesinin ‘blok’ seçilmesini-onaylanmasını istiyor. Blok liste; bütün birimlere seçileceklerin liste olarak yazılması, oy verecek delegenin listeyi olduğu gibi sandığa atmasıdır. Yani delege listede istemediği isimler olsa bile listeyi olduğu gibi kabul etmesi, liste dışından istediği bir veya birden fazla kişiyi istemediği kişilerin yerine seçme hakkının olmadığı bir yöntem. İtiş kakışın yaşandığı, yumrukların sıkılması ve kolluk kuvvetlerinin kongre salonuna müdahale etmesi de bundandır. Kavgalı eve kız, kavgalı partiye oy vermezler ilkesi göz ardı edilerek…

Daha yolun başında demokrasi talepleri yine havada, karşılıksız kaldığı görülüyor. Kongrelerdeki bu gergin hava kurultaya ne kadar yansır bilinmez ama bilinen bir şey var ki o da kurultayda da seçimlerin ‘blok liste’ ile yapılacağı ihtimalinin kuvvetli olmasıdır.

Hani ‘güven’ deniyor ya işte o ‘güven’ sanıldığı gibi öyle kolay elde edilmiyor; kaybı çok kolay olsa bile!

Kılıçdaroğlu yönetimi psikolojik üstünlük oluşturma faaliyetini her alanda baskın olarak sürdürüyor. Bunun sonucu Kılıçdaroğlu’nun kazanacağı kanaati oluşturulmak isteniyor…

Kamuoyunun merak ettiği bir başka konu ise aynı gün adaylık açıklaması yapan ve önemli açılımlar yapan Prof. Dr. Örsan Öymen’in neden kamuoyunca değerlendirme dışı tutuluyor olmasıdır.

Kamuoyunu merak ettiği yerel seçimlerde ne olacağı, parti içi iktidardan daha önemli değildir!