Hava soğuk mu soğuk, tam bir zemheri ayazı ve hafiften çiseleyen bir havada Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın gözaltına alınışının dördüncü gününde, Beşiktaş Belediyesi önünde halkın geniş katılımıyla yapılan toplantı ve sonrası…
Önce İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, ardından İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel Otobüsün üstünden meydanda toplanan kalabalığa daha çok da iktidara seslendi.
Ekrem İmamoğlu ‘’Bu konu artık yalnızca CHP’nin sorunu olmaktan çıkmıştır. Bunu sadece bizim belediye başkanlarımızın sorunu olarak görenlerin yarın kendi başına, dokunulmazlığı olan milletvekillerinin başına gelecek (geliyor da). İş dünyası yarın sisin başınıza gelecek. Bu akıl, malınıza el koyar (koyuyor…). İş dünyasına sesleniyorum, sizin de başınıza gelir (gelmiyor mu?). Ya bekleyeceğiz ve hepimizin başına gelecek ya da birlikte mücadele edeceğiz. 16 milyon insanın seçtiği bir insanın hakkını elinden aldılar (seçimleri iptal etmediler mi?). Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’’ diyerek. Toplumun tüm kesimlerini mücadeleye çağıran bir konuşma yaptı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ‘’Herkesin görmesi gereken bir gerçek var Erdoğan, milletin helal oylarıyla giremediği yere, yargı oyunlarıyla girmeye çalışıyor. Bu kirli düzenin sahiplerinin, FETÖ’nün ruhunu diri tutanların attığı çamur bize hiç bulaşmadı, bulaşmayacak. Biz milletimizle dimdik duracağız, bu kirli düzene teslim olmayacağız. Her bir üyemiz, adalete inanan her bir yurttaşımız daha büyük bir sorumlulukla mücadele edecek, hukuku ve demokrasiyi ayaklar altına alan bu iktidar, milletin iradesine yenilmekten kurtulamayacak’’ diyerek. Bu mücadelenin sadece CHP’nin mücadelesi olmadığının mesajını verdi.
Tüm Büyükşehir Belediye Başkanları, PM üyeleri, MYK üyeleri, milletvekilleri il-ilçe başkanları hepsi oradaydı. Konuşmalardan sonra çıkılan başkanlık katında herkes bunun iktidar tarafından siyasi amaçlar için araçsallaştırılan yargı eliyle CHP’li belediyelere yönelik bir siyasi operasyon oluğunda hemfikirdi. Dikkatler biraz sonra Çağlayan Adliyesinde başlayacak sorgunun nasıl sonuçlanacağına odaklanmıştı. Bu sürecin siyasi planın bir parçası olduğuna inanların yanında az da olsa ifadelerden sonra ‘tutuklama’ olmaksızın ‘tutuksuz’ yargılamanın devamı yönünde bir kararın çıkacağı beklentisi içinde olanlar vardı.
Yani az da olsa hala adaletten umudu olanlar yok değildi, ama olmadı…
Gecenin ilerleyen saatlerinde beklenen sürpriz olmayan bir kararla Sulh Ceza hakimliğine sevk edilen 39 kişiden aralarından Rıza Akpolat’ın da olduğu 23 kişi tutuklandı.
Cuma günü CHP İstanbul İl binasında olağanüstü MYK toplantısında ‘’olağanüstü bir süreç yönetimine ihtiyaç olduğu kararı alındı’’ ve gün boyu ve hafta başına kadar çeşitli toplantılarla teyakkuz halinin sürdürüleceği bizzat Özgür Özel tarafından ilan edildi.
Elbette suçu olan her kim olursa olsun ‘bağımsız’ ve ‘tarafsız’ yargı tarafından yargılanmalı ama akıllarda herhangi bir kuşkuya yer bırakmadan…
Partili cumhurbaşkanı Erdoğan sürecin bizzat sahibi olduğunu gösterir bir biçimde karardan sonra tehditkâr sözlerle, ‘’durun bu daha bir şey değil, turpun büyüğü heybede’’ demesi bunun ‘’siyasi bir hesaplaşma’’ olduğunu göstermektedir. Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı ve devlet kurumlarının değil de sadece Erdoğan’ın bildiği ama henüz ‘turpun büyüğü’yle ilgili işlem yapmanın zamanı gelmediği, ‘olgunlaşmayan’ bir süreç varsa çok vahimdir!
Ayrıca adı geçen Aziz İhsan Aktaş’ın ihale aldığı TBMM başta olmak üzere kamu kurumları ve AKP’li belediyelerle ilgili benzer işlemler neden yapılmadı/yapılacak mı? Eğer bu adı geçen Aziz İhsan Aktaş’ın iş yapma yöntemi ‘ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet vermek, suç örgütü’’ ise, ihale aldığı bütün kurumlarda da benzer işlerin yapılmış olması gerekmez mi?
Bunca devlet kurumundan bu kadar ihale almak kolay olmadığına göre bu Aziz İhsan Aktaş’a bugüne kadar yol verildi, şimdi gözden mi çıkarıldı yoksa bu süreç için kullanıldı mı; dikkatle incelenmeli!
Yani bu adı geçen şahsın aldığı bütün ihaleler, aldığı işler pirüpak, hepsi kurallara uygun bir tek Beşiktaş Belediyesi’nde ne olduysa oldu öyle mi…
Ekrem İmamoğlu’nun dediği gibi ‘’tuz koktu, su çürüdü’’…