Bütün dikkatler muhalefetin üzerinde

Ergün Aydoğan

                              

20 yıldır işbaşında yani cumhuriyet döneminin 1/5’inde iktidar olan AKP iktidarı sorunları çözmekte zorlanıyor. Özellikle ekonomide sıkıntılar her geçen gün katlanılmaz boyutlara çıkarken AKP iktidarı sanki iktidara yeni gelmiş gibi hep geleceğe dönük vaatler veriyor. Geçen hafta açıklanan TÜİK tüketici fiyat endeksinin ocak ayında 2021 yılının aynı dönemine göre %48,69 arttığını açıkladı. ENAGrup, ocak ayında %15,52 arttığını ve son 12 aylık artışın %114,87 olarak gerçekleştiğini açıkladı. Enflasyon rakamları son 20 yılın rekorlarını kırarken, Türkiye’nin hızla hiper enflasyona doğru sürüklendiğini gösteriyor. Faiz sebep enflasyon netice tezi çoktan altüst oldu. İktidarın belirlediği girdi maliyetlerini doğrudan etkileyen ‘doğalgaz, elektrik, akaryakıt…’’ gibi temel maddelere sürekli yapılan zamlar hayatı çekilmez hale getiriyor. Özellikle küçük esnaf ve KOBİ’ler ayakta durmakta zorlanıyor. İşsizlik deseniz had safhada özellikle genç işsizlik oranları rekor kırıyor, nitelikli gençler kapağı yurtdışına atma derdinde, geleceğe dair umutları her geçen gün yok oluyor. Her dört gençten biri işsiz.

Tarım ve hayvancılıktaki plansızlıkla birlikte gübre ve akaryakıttaki fiyat artışları üreticileri sektörden çıkışa zorluyor. Geçtiğimiz günlerde bir dostumuzdan gelen acı feryat üreticinin derdinin iktidarın sürekli gündemde tuttuğu, kavga ettiği İstanbul ve Ekrem İmamoğlu olmadığını, İmamoğlu ile uğraşmak yerine sorunlarının çözülmesini istiyorlar. Kısaca dediği ‘’her ne kadar tüketiciye yansıyan fiyatlar tüketicinin alım gücünü zorlasa da biz üretmekte zorlanıyor, gübre ve mazot fiyatlarının her gün yükselmesi karşısında emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Birazda bizim sorunlarımıza bakın; gübre ve mazot fiyatlarına bir çare bulun, maliyetleri düşürün’’ diyor.

Sanayi deseniz var olan sorunlarına yıllar sonra ortaya çıkan elektrik kesintileri tuz biber ekti…

Eğitim… Yargı… Demokrasi… Güvenlik… Dış politika… Say say bitmez; yaşam enerjisi tükeniyor.

Mucize gibi görülerek ‘’Türkiye koalisyonlardan çok çekti artık koalisyon olmayacak, karar süreçleri ağır işliyor hızlı karar almayla sorunlar daha hızlı çözülecek; verin kardeşinize yetkiyi bakın ‘faizle, dövizle, şunla bunla’ nasıl mücadele ediliyormuş görün’’ denilerek getirilen mucizevi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin tek başına sorunları çözmek yerine var olan sorunların üzerine yeni sorunlar biriktirdiği tecrübeyle yaşandı görüldü.

Türkiye her anlamda olduğu gibi sistem tartışmasında da ikiye bölünmüş durumda. AKP’nin öncülüğünde MHP/BBP ile birlikte mevcut CH sisteminin devamından yanalar.

Muhalefet bloku ise parlamenter sistemin ‘sistemik’ sorunlarını çağrıştırmamak için yaşanan tecrübelerden ders çıkararak sistemin revizyon edilmiş hali Güçlendirilmiş Parlamenter sisteme geçmeyi vaat ediyorlar.

Bir önceki seçimde oluşan Millet İttifakı CHP/İYİ/SP/DP’ye yeni kurulan Gelecek ve Deva partilerin katılımıyla altı parti heyetleri uzun süredir kendi aralarında yoğun çalışmalar yapıyor. Resmi olarak üç partiden oluşan CHP/İYİ/DP’ye SP/DEVA/GELECEK partilerinin katılacağı uzun süredir konuşuluyor.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine altı muhalefet partisinin lideri İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Parti Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan 12 Şubat Cumartesi günü çalışma yemeğinde bir araya gelecek. Uzunca süredir devem eden ‘’Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’’ çalışmalarını Aralık ayı sonu itibariyle tamamlayan altı siyasi partinin lideri ikili buluşmaların ardından, ilk kez ortak bir platformda buluşacak.

İlk gelen bilgilere göre bu buluşmada hem, ‘’Güçlendirilmiş Parlamenter sistem çalışmasının’’ duyurulma takvimi hem de seçimlere dönük bundan sonra izlenecek yol haritasının ele alınacağı ilk toplantı olacak.

Daha bir araya gelmeden var mı yok mu bilmiyoruz ama oturma düzeni ile anlaşmazlık olduğu yönünde Erdoğan tarafından ‘boy sırasına göre mi, yaş sırasına göre mi daha nasıl oturacaklarına bile karar verememişler’ çıkışından sadece kamuoyunun değil Erdoğan’ın ittifak çalışmalarını dikkatle takip ettiği anlaşılmaktadır.

Erdoğan’ın oturma düzeninde anlaşamıyorlar dediği, iktidar cenahının beş benzemez olarak addettiği muhalefet blokundan kamuoyunun beklentisi oldukça yüksek. Millet İttifakı değil muhalefet bloku diyoruz çünkü millet ittifakı üç partiliydi eklenecek üç partiyle adı aynı mı kalacak yoksa Ahmet Davutoğlu’nun isim değişikliği kabul görecek mi henüz belli değil.

Buradan da bir araya gelmeye hazırlanan muhalefet cenahına duyuralım usul önemlidir hiç kuşku yok ama aman, usul esasın önüne geçmesin.

Yok ittifakın ismi, yok kimin nereye nasıl oturacağı, kimin önde, kimin yanda oturacağı değildir esas olan, esas olan ülkenin var olan sorunlarının nasıl ve hangi yöntemlerle, hangi politikalarla çözüleceğidir. Ekonomi finans, enflasyonla mücadele modeliniz, tarım hayvancılık politikanız, eğitim, sağlık, işsizlik, çöken devlet yapısına bakışınız, yoksulluğu ortadan kaldıracak üretim modeliniz, en önemlisi yolsuzluklarla mücadele; yapılan yapanın yanına kar mı kalacak. Ülkeyi yeniden ayağa kaldıracak yönetim-üretim modeliniz nedir. Bunlar kötü, bunlar zaten bitmiş, yeni hikaye yazamıyorlar; bize güvenin, bunlar gittiğinde, biz geldiğimiz anda her şey düzelecek mi diyorsunuz…

Olmaz…

Türkiye’yi ayağa kaldıracak sizin hikayeniz nedir?

Aday önemli değil, Erdoğan’ın karşısında kim olursa olsun nasılsa seçimi kazanır, herhangi bir isim olabilir düşüncesi çok büyük yanılsamadır.

Elbette her biriniz çok kıymetli siyasetçiler olabilirsiniz ve fakat hiçbirinizin siyasi kariyer planlaması ülkenin önünde değildir. Hırslarınızı, gelecek planlarınızı bir tarafa bırakıp mevcut sistemde seçmenin yarıdan bir fazlasının oyunu nasıl, hangi yöntemle, hangi politikalarla ve kiminle alırız ona bakın!