Bülent Kuşoğlu'ndan İmamoğlu ve Özel'e salvolar

Ergün Aydoğan

                             

Tarihi seçimlerin kaybından sonra doğal olarak CHP’de Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve geniş parti çevrelerinden ‘değişim’ sesleri yükseldi. İmamoğlu ‘hiçbir şey olmamış gibi davranamayız’ ve ‘aynı şeyleri tekrar ederek farklı sonuç bekleyemeyiz’ derken. CHP Grup Başkanı olarak Kılıçdaroğlu’nu temsil eden Özgür Özel ‘genel başkanlık adaylığı dahil her göreve hazırım’ mesajını verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu daha önce katıldığı canlı yayından sonra Grup konuşmasında da ‘hiçbir zaman adayım’ demediğini ‘’Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin’’ açıklamalarından sonra.

Kılıçdaroğlu’nun en yakını olan, o ne söylerse Kılıçdaroğlu söylüyor olarak anlaşılan sağdan, HAS Partiden gelen, Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu konuştu. Kuşoğlu ‘’Kurultay’da Kılıçdaroğlu’nu aday göstereceklerini’’ söyleyerek kesin aday olacağını ilan etmiş oldu. Hatırlanırsa Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olacağını kamuoyu ilk kez Kuşoğlu’ndan duymuştu.

Kuşoğlu ‘’Yerel seçimlerden önce bir olağanüstü kurultay gündeme gelebilir’’ dedikten sonra. ‘’Grup başkanımız da o mevkide otururken, ya da Ekrem Bey Büyükşehir Belediye Başkanı’yken, Genel Başkan’a karşı daha dikkatli olmalılar.’’

Ayrıca İmamoğlu’nun olası Genel Başkan adaylığına ilişkin Kuşoğlu ‘’Adını koyalım, adaylık için en fazla adı geçen kişi Ekrem Bey. Ekrem Bey için bugün bir mahkeme süreci söz konusu. Genel Başkan olabilir mi rahatlıkla? Olamaz, sıkıntısı var. İBB Başkanlığı için aday olabilir mi? Sıkıntısı var. Bizim Kemal Bey’den sonraki en önemli adayımız için hukuki bir tuzak hazırlanmış durumda. Böyle olunca, bizim seçim öncesi hem partiyi kaybetme, hem de İstanbul’u kaybetme durumumuz olabilir. Biz İstanbul’u kaybetmemeliyiz, partiyi de kaybetmemeliyiz, bu tuzağa da düşmemeliyiz. Seçime kadar bu mahkeme durumunun netleşmesi lazım. Öbür türlü üzerimizde Demokles’in kılıcı gibi sallandırırlar.’’

Bu açıklamalardan ne anlaşılmalı?

Bülent Kuşoğlu’nun açıklaması demek Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları demek. Öncelikle Kılıçdaroğlu kesin olarak tekrar aday. Değişim şimdiye kadar olduğu gibi belli bazı isimlerin değişimiyle sınırlı kalacak, şimdiye kadar izlenen politikalar aynı düzlemde devam edecek.

Açıklamaların esas sıkıntılı bölümleri birincisi Kuşoğlu’nun partinin iki önemli ismine ‘had bildirmesi’ ikincisi ise İmamoğlu’nun iktidarın uyduruk davalar üzerinden kurduğu tuzak gerekçe gösterilerek hem genel başkanlığa hem de Büyükşehir belediye Başkanlığına aday olmaması gerektiğini söylemesidir. Kuşoğlu’na bakılacak olursa İmamoğlu’nun ‘siyaset yapma hakkı’ yok!

Bülent Kuşoğlu iktidarın kurduğu tuzağı kabullenmiş, şimdiden İstinaf karar vermeden, Yargıtay’a gerek kalmadan, siyasi yasak verilebileceğinden hareketle yasağı kesinleştirmiş bile.

CHP’nin görevi iktidarın kurduğu tuzakları kabullenmek, boyun eğmek değil, otoriter dediği iktidarın her türlü tuzağını bozmak, iktidara meydan okuyarak onun tuzaklarına düşmemek, yeni oyun kurmaktır. İktidarın siyasi Saiklerle hukuk üzerinden olası rakiplerini oyun dışı bırakmak için herkesin üzerinde hemfikir olduğu tuzağa yüksek sesle itiraz etmek yerine; aday olması riskli demek, tamda iktidarın istediği alanı açmak demektir.

İktidar CHP’nin kendi içindeki iktidar yarışından, CHP’nin olası siyasi yasağı kabullenmiş olmasından aldığı cesaretle kurduğu oyun palanını uygulamaya derhal sokarak; İstanbul’u seçimlerden önce alır!

Bütün bu gelişmeler ve açıklamalardan anlaşılan CHP’de topyekûn bir değişim çok ihtimal dahilinde gözükmüyor. İlçe, il kongrelerinden sonra tabloya bakılacak, kurultay seçimlerden önce yapılabileceği gibi olası bir risk dahilinde kuvvetle muhtemel yerel seçimlerden sonraya bırakılması planlanıyor. Kemal Kılıçdaroğlu delegenin en az yüzde 10 imzasıyla tekrar aday yapılacak.

Ekrem İmamoğlu adayım demezse aday yapılmadığı gibi, belediye başkan adayı yapılmama ihtimalide Kuşoğlu’nun açıklamalarına göre oldukça yüksektir.

İktidarın oyun planını seçimler öncesi göremeyip, kurulan yargı tuzaklarını peşin kabullenen anlayışla, tarihi seçim kaybının moral bozukluğundan sonra, kaybolan umutların tekrar yükseltilmesi kolay olmadığına göre; yerel seçimlerde başarı yakalanabilmesi, çok kolay gözükmüyor.