Dün aynı hedefe farklı yollardan yürüyenlerin, ne istedilerse verilenlerle verenlerin kavgasında kimin yenilip yenilmediği bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren mafya tik ilişkilerden bir arınma çıkar mı, özel çıkarlarına ‘kutsiyet’ atfederek şirazesinden çıkarılan ‘Devlet, kurumlar’ saygınlığına kavuşur mu, kavuşmaz mı ona bakıyoruz.
En çok izlenen diziden, filmden, merak edilen konudan daha çok izleniyor, merak ediliyor!
İzlenme ilk çekilen videodan sonra her biri ilk videonun 3-5 katına çıkarak 30 milyona yaklaşmış. Merak ve ilgi artarak devam ediyor, şimdi Pazar günü Süleyman Soylu’ya cevap vermek için çekeceğim dediği video merakları en üst seviyeye çıkarmış durumda.
Neden izleniyor…
İzleniyor çünkü iddialar ‘vahim ötesi’ gelinen noktada kurumların çürümüşlüğünü, tefessüh etmişliğini, ilgililerin mafyayı belli işlerde kullandığı ortaya çıkarıyor.
Suç örgütü liderinin söylediklerini mi referans kabul edeceğiz…
Bugün sözlerine itibar etmeyin, yok sayın denilen mafya olmakla suçlanan kişiyle suçlananlar işbirliği yapmış, en yakın ilişki kurmuş, meydanlarda mitingler düzenlemesine göz yumulmuş, saygın-hayırsever iş adamı ödüllerine layık görülmüşse.
Elbette suç örgütü liderinin söylediklerini referans almayacağız da o suç örgütü lideriyle bugüne kadar kurulan sıkı fıkı ilişkileri nereye koyacağız.
Ve neden bu ilişkiler kuruluyor, neden bunlar yaşanıyor demeyecek miyiz?
Elbette diyeceğiz ve yine karşılıklı bunca iddiaya rağmen bugüne kadar savcılıkların harekete geçmemiş olmasını sormayacak mıyız, elbette soracağız.
Hani bağımsız olan yargımız niye harekete geçmiyor diyeceğiz.
Suç örgütü lideri olmakla suçlanan kişinin bugüne kadar ki iddialarına muhatap olanların kamuoyunu ikna çabaları yerine siyaseten ve yargısal olanın yapılmasıdır. Siyaseten derken İçişleri Bakanının istifa etmesini kastetmiyoruz. Kendileri de bir gece yarısı bir kararnameye baktığını söylüyor. Esas olan Erdoğan’ın 6 video çekilene, bu kadar iddiaya rağmen bir şey yapmamış olması ve hala sessizliğini sürdürmesidir. En ufak bir eleştiriye anında cevap veren Erdoğan’ın bu iddialar karşısında sessiz kalması neyin habercisidir!
Sahi Erdoğan Sedat Peker videolarını nasıl izliyor acaba!
Sessiz kalınan iddialar bir planın, olası yeni görev değişikliklerinin, yeni siyasi yapılanmanın altyapısını hazırladığı için midir bu sessizlik!
Nedir bu önüne gelenin bir yerlere ‘çökme’ hikayesi!
Mafyalıkla suçlanan, eski siyasetçiyi marinaya çökmekle suçluyor, eski siyasetçi ben olmasam marinaya mafya çökerdi suçlamasıyla haklılığını savunuyor.
Mevcut İçişleri Bakanı ben olmasaydım Sedat Peker ‘Köfteci Yusuf’a çökecekti, benim başında bulunduğu operasyonla ‘çökmeyi’ önledim savıyla kendini savunuyor.
Hakikaten giden bakanın giderken söylediği ‘at izi, iti izine karıştı’ dediği gibi izler öylesine birbirine karışmış ki kimin kim olduğunu anlamak zorlaşıyor.
Bu arada ortalıkta gazeteciyim diye dolaşanların ‘haber güvercinliği’ yapmasına hiç girmiyorum, hani diyor ya Sedat Peker ‘namusu maaşı kadar olan gazeteciler!’
Suç örgüt lideri olmakla suçlanan kişi kendimi ihbar ediyorum, AKP’li bir milletvekilinin isteği üzerine Hürriyet gazetesine ben baskın yaptım diyor; ne partiden, ne milletvekilinden ne de baskın yapılan Hürriyet gazetesinden ‘çıt’ çıkmıyor.
Birilerinin bir şey demesi gerekmiyor mu?
Bu vahim iddia sonrası kamuoyunun aklına hemen acaba bu suç örgütleri başka toplumsal karışıklıklarda, baskınlarda mesela 2015 seçimlerine giderken tırmanan olaylarda da kullanıldı mı?
Bakan ciddi sonuçları olması gereken bir iddiayla ‘bir milletvekili’ Sedat Peker den her ay 10 bin dolar düzenli maaş aldığını iddia ediyor. Bakanın görevi iddia etmek yerine gereğini yapmakken yapmadığı gibi bakla falına bakar gibi bu milletvekilin kim olduğunu kamuoyuna bırakıyor. Kamuoyu ismi kısa sürede tahmin ediyor, tahmin edilen isimden de ses çıkmıyor.
Günlerdir süren karşılıklı suçlamalar ve ağır ithamlara rağmen yargının bir türlü İçişleri Bakanının hadi savcıları göreve davet ediyorum, elini mi tutuyorum demesine rağmen harekete geçmemesinin sebebi bir yerden izin beklenmiyorsa, nedir.
Kamuoyunun izahını beklediği o kadar çok iddialar var ki.
Dönüş bileti neyse, sahi nedir bu hani, Nisan ayında her şey değişecekti iddiası?
Bir Tripod, bir kamerayla kim yenilir, kim yenilmez! Kimin siyasi hayatı devam eder veya biter! Siyaseten kim yükselir, kim düşer! Mafya liderlerinin aralarındaki güç çatışması, buradan beslenen her kim varsa bizi ilgilendirmiyor. Biz devletin, Devlet olmasını, asli fonksiyonlarına uygun davranmasını bekliyoruz.
Türkiye’nin uyuşturucu merkezi veya transit geçiş ülkesi olarak anılmasını, mafya güçlerinin belli çıkar amaçları için kullanılmasını istemiyoruz.
Kim nereye çöküyorsa çöksün; Devlet çökmesin.
Biz devletin, ülkenin normalleşmesini istiyoruz; çok şey mi istiyoruz.
Şu ana kadar yargı harekete geçmedi ama AKP 3 kişilik ‘Sedat Peker videoları çalışma komisyonu-gurubu’ kurmuş!