Türkiye’yi yönetenler her gün zam yapacak, yaptıkları zammın kendilerinden kaynaklanmadığını, küresel piyasalar karışık olmasa, pandemi olmasa üstelik Rusya-Ukrayna savaşı çıkmasaydı hiç zam yapmayacaklardı! Onların zam yapmak için sayısız gerekçeleri var ama…
İktidarın aldığı zam kararları sonrası doğrudan etkilenen belediyelerin özellikle CHP’li belediyelerin zorunlu da olsa zam yapma hakları yok!
Yani iktidar yüzde 300’lere varan zamlar yaparken halktan yana karar almış olacak, özellikle akaryakıta ve elektriğe yapılan zamlar nedeniyle girdi maliyetleri aşırı artan belediyelerin zamları halka zulüm sayılacak!
Halka zulüm yapmakla suçlanan belediyeler Ankara ve İstanbul özellikle İstanbul’da, Ekrem İmamoğlu üzerinden İstanbul’u aşan bir kavga yürütülüyor. Sanki Türkiye’yi AKP yönetmiyor, elektriğe, akaryakıta, doğalgaza katlanılamaz boyutlarda zamları yapan AKP değil, İmamoğlu halka zulüm olsun diye zam yapıyor!
Tabi bu kavganın esas sebebinin neden kaynaklandığı herkesin malumu. 30 Büyükşehir belediyenin üçte birini yani 11 büyükşehir belediyesini kaybetmek iktidarın dengesini bozdu. Elbette İstanbul’u kaybedecekleri hiç akıllarında yoktu. Çünkü onlar için İstanbul sadece İstanbul değil, İstanbul demek Türkiye demekti; kendi tezlerine göre İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybederdi. Öyleyse iki kez üst üste kaybettikleri İstanbul’u kazanana yönettirmemelilerdi. Engel çıkarmayıp kendi hallerine bırakırlar, onlarda başarılı olurlarsa, İstanbul halkını mutlu ederlerse o mutluluk tüm Türkiye’ye yayılır dolayısıyla ‘’İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır, kaybeden Türkiye’yi kaybeder’’ tezleri gerçeğe dönüşürdü.
Kazansalar ne olur, Meclis çoğunluğu bizde; topal ördek, yönetemezler demişler miydi?
Yönettirmiyorlar, yönettirmek istemiyorlar, her türlü engeli çıkarıyorlar…
Belediyelerin ulaşımda ciddi zarar ettiklerini, zararın bütçeden finanse edildiği biliniyor. Yanlış ekonomik politikaların ekonomik krizi derinleştirdiği, halkı daha da yoksulluğa sürüklediği çok açık gerçek. Bu gerçekliğin belediyeleri hizmet üretmekten daha çok ‘sosyal belediyeciliğe’ ittiği, kaynakların önemli bir kısmının yoksullaşan halka yardıma gittiği Türkiye’nin malumu. İktidarı rahatsız eden temel konulardan biri de; ‘sosyal yardım’ bizim işimiz, biz gidersek sosyal yardımlardan mahrum kalırsınız iddiasının CHP’li belediyelerin iktidardan daha çok ‘sosyal yardım’ yapmasıyla çökmüş olmasıdır.
Elbette İstanbul belediyesi ulaşım zammı konusunda ısrar ederek iktidarın eline koz vermeyip özellikle öğrenci ulaşımını bir süre daha sübvanse etmenin yolunu bulabilirdi. Öğrencilerin ulaşımında yaptığı sübvansenin rakamsal tutarını, iktidarın yaptığı zamlar sonrası bütçeye getirdiği yükü kamuoyuna sürekli olarak aktararak, iktidarın belediyeleri ve vatandaşları düşünmediğini anlatabilirdi. Şimdi birileri diyor ki; bakın iktidar zamlarına nasıl gerekçe üretiyorsa, belediyelerde zam yapmanın gerekçesini iktidara yüklüyor diyerek bir anlamda iktidarın zamlarını meşrulaştırmak istiyor!
Şimdi İmamoğlu’nu ulaşıma zam yapmakla eleştiren iktidarın yaptıklarına bakalım. İktidarın son bir yılda akaryakıta ve elektriğe yaptığı zam yüzde yüz ellinin üzerindedir.
İBB’yi ulaşıma yapılan zamlar üzerinden eleştirip, ulaşımın en temel insan hakkı olduğunu, zammın haksızlık olduğunu söyleyen Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun kendi sorumlu olduğu YHT’de yaptığı zam 4 ayda yüzde 52, Marmaray’da yüzde 40’tır. Madem İBB gerekçesiz, haksız zam yapıyor Marmaray ve YHT zammının gerekçesi nedir.
Karaismailoğlu İBB’yi eleştirirken ‘’Bir de toplu taşımaya zam yapılıyor. Çok yanlış bir şey. Çünkü özel araçlı yolculuklardan vatandaşı caydırmak için kaliteli, güvenli ve ekonomik bir toplu taşıma alternatifi sunmak zorundasınız’’ Peki sizin göreviniz nedir Sn Ulaştırma Bakanı!
Valinin başkanı olduğu Özel İdareye bağlı GESTAŞ, Çanakkale feribot ücretlerine yaptığı yüzde 42 zam sonrası, otomobil geçiş ücreti 95 TL’den 135 TL’ye yükseldi; bunu gerekçesi de geçişleri garanti araç sayısını doldurabilmek için köprü yönlendirmesi mi, nedir.
Kasım 2021’de 1 LT Mazot 8,2 (İETT yıl ortalaması 7,3 TL’ye almış) bugün itibariyle 1 LT Mazot 22,14 TL yani geçen yıla göre fiyat artışı yüzde iki yüzün üzerinde olurken İBB ulaşıma zam yapmasın.
Kısaca ülkeyi yöneten irade yanlış ekonomi politikalarının ve aşırı israfın yol açtığı bütçe açıklarını kapatmak için her şeye sabah akşam zam yapacak, bunu yaparken de hep haklı gerekçeleri olacak ama zamlardan doğrudan etkilenen belediyeler zam yapmayacak…
Zam sevimsiz bir şey. Zam-enflasyon; yoksulu daha çok yoksullaştıran, varsılı varsıllaştıran bir soygun düzenidir, keşke doğru ekonomi politikaları uygulansa da zamma mecbur kalınmasa.
Sürekli engel çıkardığı, çalışamaz hale getirdiği belediyeler halka zulüm uyguluyor ama her gün zam yapan, halkı ucuz gıda ve ekmek kuyruklarına mahkum eden 20 yıllık iktidar kusursuz öyle mi...