Erzincan’ın İliç ilçesinde, 13 Şubat’ta toprak kayması sonucu altın madeninde 9 işçi yaşamını yitirdi. Facianın bulunduğu altın madeninde toprak altında kalan 5 işçinin cesetlerine hala ulaşılabilmiş değil. Yapılan çalışmalar sırasında yeni toprak kaymaları yaşanmaya devam ediyor.
TÜİK’in yaptığı bir araştırmada, Türkiye’de maden ve taş ocakçılığı iş kazalarının en fazla yaşandığı sektör olmuş. Türkiye, maden kazaları sonucu yaşanan ölümlerde dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. ILO’nun ‘’ölümcül iş kazaları arasında Türkiye’yi dünya ülkeleri arasında ÜÇÜNCÜ sıraya yerleştirdiği’’ belirtilmektedir.
AKP iktidarı bir taraftan LOZAN’daki ‘gizli madde’ den dolayı yeraltı madenlerinin çıkarılamadığı iddiası üzerinden propaganda yaptığı dönemde, Cumhuriyet’in ilanından 2002 yılına kadar verilen maden ruhsatı sayısı sadece 1186 iken, AKP iktidarı döneminde 386 bin maden ruhsatı vermiş.
Bakmayın siz partili cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019’da çevre konusunda ‘’hassasiyetini’’ dile getirirken ‘’Denizlerimizin kenarlarını, orman alanlarımızı betona çevirme gayretinde olanlar var. Şu para var ya, nelere muktedir. Şu kapitalizm var ya, nelere muktedir. Doğa şöyle olmuş böyle olmuş, umurunda değil, orman morman ne var ne yok kesiyor atıyor.’’
Sahi son 20 yılda 386 bin maden ruhsatı veren kim, doğa çevre demeden orman alanlarını ölüm çukurlarına döndüren, doğayı tahrip ederek ‘kara delikler’ açanlara göz yuman hangi iktidar; bunlar olurken ülkeyi yönetenlerin haberi yok muydu, görmüyorlar mıydı dersiniz?
Kapitalizmin para hırsı yurdun dört bir tarafını delik deşik ediyor. Kaz Dağlarından sonra, Madra Dağları şimdi de sıra İvrindi/Gökçeyazı’da. Yöre insanı günlerdir doğasına, toprağına, ağacına sahip çıkmak için gece gündüz direnişte. Eskiden devlet ormanı vatandaştan korurdu şimdi vatandaş devleti arkasına almış maden baronlarına karşı ormanı korumaya çalışıyor.
Balıkesir’imizin İvrindi ilçesine bağlı Gökçeyazı ve Altıeylül ilçesine bağlı Sarıalan’da CVK Madencilik A.Ş tarafından yapılması planlanan, en az 16 köyü olumsuz etkileyeceği iddia edilen altın-bakır maden ocağı ve atık depolama tesisi projelerine verilen ÇED olumlu kararlarının iptali istemiyle açılan davalar Danıştay nezdinde devam ederken, çevre halkı, köylüler, çevreciler tarafından projenin iptali için yapılan eylemler artarak devam ediyor.
Bugüne kadar yaşananlardan ders almayan yöneticilere köylülerin verdiği tepki ‘’Gökçeyazı ölümyazı olmasın, Türkmen dağının üstü altından değerlidir, Türkmen dağına vurma kepçe, CVK ellerini köyümüzden çek, doların yeşiline değil doğanın yeşiline sevdalıyız biz, havama suyuma dağıma dokunma’’ pankartlarıyla ilgililerin dikkatini çekmeye çalışıyorlar.
16 yerleşim alanı köyü olumsuz etkileyecek açık ocak maden alanlarından birisi 170 metre derinliğinde ve Sarıalan köyünün evlerine sadece 250 metre mesafede. Atık Barajı, Gökçeyazı mahallesinin hemen yakınında, meraların üstündedir. 4 adet yeraltı galerisi ise tüm Türkmen Dağı’nın altını kaplamakta, Çamköy’ün evlerinin altında yeraltı galerisi vardır. Uzun yıllar süren, uzun uğraşlar sonucu hayata geçen Ardıçtepe Barajı DSİ’nin altyapı yatırımlarıyla sulanabilir hale gelen, tarım ve hayvancılıkla uğraşan üretici, suya kavuşan Gökçeyazı Ovası tehlike altındadır. Dallımandıra Göleti ve sulama kanalları inşa edilerek suya kavuşan Sarıalan mahallesi sulama kanalları ÇED (Çevre Etki Değerleri) alanında kalmaktadır.
Yapılacak madencilik kanatlı, küçükbaş ve büyükbaş yetiştiriciliği yapılan bölge ‘’Balıkesir kuzusu’’ İvrindi İlçemizin coğrafi işaret almış, marka haline gelmiş ürünüdür. Gökçeyazı ovasındaki doğal göle Manyas Gölü’nden Kocaçay üzerinden gelen turna balıkları (yöresel adı ile zurna balıkları) her sene milyonlarca yumurta bırakıp Manyas Gölü’ne geri dönüyor. Bölge aynı zamanda Manyas Kuş Cenneti’nden kış aylarında gelen göçmen kuşların bahar sezonunda üreme alanı.
Proje alanında her gün açık ocak ve yeraltı ocaklarında yapılacak patlatma, yeraltı suları ve yüzey sularının rejimlerini değiştirecek, suları kirletecektir. ÇED raporuna göre siyanür, kostik, tuzruhu dahil 23 farklı kimyasal kullanılacak olan maden devam ederse, topraklar ve meralar kirlenecek ve bölgede tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecek. ÇED alanı içinde ve sağlık koruma bandında yerleşim yerleri var. Bu durum İş Yeri Açma Yönetmeliği’ne aykırı olmasına rağmen, Balıkesir Valiliği Çalışma Ruhsatı vermiş durumda.
Kamuya verdiği raporlar ve taahhütlere aykırı bir şekilde ÇED raporu düzenlenmiş olan şirketin İşletme Ruhsatı ve İşletme izinlerinin iptali ve şirketin acilen alanı boşaltması için, Kazdağı Doğal ve kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve Gökçeyazı Köylüleri dava açmış.
Beklenen karar vericilerin, yargının halkın taleplerini dikkate almaları ve biran önce bu vahşi doğa ve çevre katliamına dur denilmesidir. Ülkenin değişik coğrafyalarında yaşanan doğa katliamlarından, can kayıplarından hala ders alınmadı mı, ders alınması için daha ne kadar can kaybı yaşanması gerekiyor.
Kapitalizmin esaretinden kurtulun, kapitalizmin kar-kazanç hırsı aklınızın önüne geçip ‘orman morman’ ne varsa talana göz yummayın, yeni can kayıplarıyla İvrindi/Gökçeyazı İLİÇ olmasın.