Ziya Gökalp’in Sosyalist-Toplumcu Şiirlerini Nasıl Okumalıyız?

Dr. Girayalp Karakuş

Ülkemizde Ziya Gökalp denince akla sadece Türkçülüğü gelmektedir. Daha önce “Ziya Gökalp Sosyalistti” yazımda Gökalp’in farklı bir yönüne (sosyalist-toplumcu) vurgu yapmıştım. Sağ-sol antagonizmasının vülger bir şekilde yaşandığı bir ülke olduğumuz için insanlarımızı kategorize etmeyi çok seviyoruz. Örneğin; Nazım Hikmet’i hepimiz komünist şair olarak biliriz oysa Hikmet’in bazı şiirleri vardır ki sanırsınız bu şiirleri Hüseyin Nihal Atsız yazmıştır. Aynı şekilde Ziya Gökalp’in bazı şiirlerinde de Hikmet’te görülenin tam tersi şekilde sosyalist-toplumcu şiirlerin olduğu görülecektir. Ama bizde solcuların belli bir bölümü Ziya Gökalp’i okumaz, milliyetçi-muhafazakârlar ise Hikmet Kıvılcımlı’yı okumazlar. Entelektüel kavrayışımız ne yazık ki daha zayıf durumdadır. Duygu durum bozukluğu olan insanlarda olduğu gibi hayat bizim için ya siyah ya da beyazdır.

            Ziya Gökalp’in şu şiirlerini kaçımız biliyoruz?

AĞA KİMDİR?

Baba! Niçin bu hürriyet çıkalı

Ağaların kapıları kapalı

Çünkü! Oğlum Onlar ağa değildi

Şimdi ağa kim olduğu bilindi

Kimdir ağa?

Bizim rençber Mustafa

Çünkü her gün o çift sürer, biz sefa

Babacığım! O âdi bir hizmetçi

Hizmet etmek değil mi en birinci

Vazifemiz, insanlığa kim hizmet

Eder ise onu sever hürriyet

Hürriyetten evvel beylik, ağalık

Zorbalara olmuş idi arpalık

Tarlalarda alın teri dökenler

Zorbalara kulluk eder, dayak yer

Köpeklerden daha sefil yaşardı

Şimdi artık o zulümler kalmadı

Şimdi hizmet edenlerdir ağamız

Şu kadar ki çalışan yalınız

Ameleler değil, zihin yoranlar

Öğüt veren, yol gösteren insanlar

Hekimler de vâizler de rençberdir

Kimi bize şifa, kimi ruh verir… (1)

KÖY

 Ey Türk, senin köyün hür bir yuvadır

Çiftlik değil, yoktur beyi, ağası

Her köylünün var bir çifti, tarlası,

Öz evinde o hem bey, hem ağa'dır.

Hiç kimsenin yarıcısı, rençberi

Olmaz, ancak olur vatan askeri.

Kalmaz köyde göz eriml ruhunun.

Hakanlığın dört ucunu kuşatır.

Bir tufandan, hlmmetiyle Nuh'unun,

Çanakkale mucizesi parlatır.

Hem kaptanda, hem tayfada keramet

Olmasaydı, bulur muyduk selamet?

Ümmi değil, muallimsiz kalsa da;

İmamı yok, gene bilir dinini.

Dost ve düşman kimdir, tanır dünyada,

Doğru bulur sevgisini, kinini.

Ona cami, mektep, kitap yapınız.

Emin kalır hudutta her kapınız.

Lakin ey Türk, bu mesut köy bitiyor!

Mültezimin, faizcinin, tüccarın

Pençesinde! Diyor: "Beni kurtarın!"

Bu üç işi senden çabuk istiyor!

"Kaldır aşar usulünü, aç banka,

Yap her semtte bir zirai sendika." (2)

            Son tahlilde Ziya Gökalp’in toplumculuğu sosyalizme doğru evrilmiştir. Gökalp, Marks ve Engels’in savunduğu üzere sınıf mücadelesi ile değil, tesanütçülük yoluyla sosyalist topluma geçilebileceğini savunmuştur. Türk Ocaklı Ord. Prof. Dr. Fahri Fındıkoğlu’da aynı tezleri dile getirmiştir. Gökalp barışçıl yollarla sınıfsız bir toplumun olabileceğini iddia etmiştir. Yazdıklarında da Sovyet Devrimi’nin paradigmaları eserlerine yansımıştır. Gökalp, Sovyet Devrimini görmüş bir aydındı. Türk Ocakları’nda da Rusya’dan gelmiş Türk aydınları vasıtasıyla Rusya’da olup bitenlerden haberdar olmuştur.

Kaynakça

  1. Cavit Orhan Tütengil, Ziya Gökalp Üzerine Notlar, Türk Sosyoloji Cemiyeti Yayınları, İstanbul, 1956, s. 23-24; Ziya Gökalp, “Ağa Kimdir”, Peyman Gazetesi, 1909.
  2. Bkz. Ziya Gökalp, Yeni Hayat, İkbal Kitabevi, 1941.