Türkiye İşsizliğe Çözüm Bulabilir*

Dr. Girayalp Karakuş

Ülkemizin büyük sorunlarından birisi de “İşsizlik sorunudur”. Ülkemizde istihdam konusunda çok fazla şey söylenmesine rağmen teorik/pratik politikaların uygulanmadığı görülmektedir. İstihdam yaratıcı ekonomik politikaların ve yatırımların uygulanmadığı söyleyebiliriz. Tüketim ve tasarruf arasında ülkelerin farklılıklar yaşadığı doğrudur. Bu durumun nedeninin gelecekteki ve bugünkü gereksinimlerin önemi ile oluştuğunu söyleyebiliriz.

Türkiye En Çok Sefalet Yaratan Ekonomiler Listesinde

         Focus Economics tarafından yapılan bir araştırmaya göre; Türkiye “en çok sefalet yaratan ekonomiler listesinde 10’ncu” sıradadır. Liste Venezuela ile başlıyor ve Zimbvawbe, Arjantin, İran, Bosna Hersek, Nijerya ile devam etmektedir.(1)

            Ekonomide çalışmak isteyen herkesin iş bulabilmesine tam istihdam düzeyi denmektedir. Ancak nüfusun artması ile çalışmak isteyenlerin oranı artmaktadır. Tam istihdamın sürdürülebilmesi için doğru yatırımlar ve projeler gerçekleştirilmesi gerekir. İstihdamın artması ile milli gelirin de artması beklenir. İktisadi kural böyledir. Tam istihdamı arttırmak için milli kaynakların akılcı kullanılması gerekir. Ekonomik faaliyetlerin temel amacı da toplumsal refahı sağlamaktır. İşçilerin daha az ücretle çalışmaya zorlanması çare değildir. Sorunu çözmek için makro-iktisat açısından düşünerek ekonominin bütünü ele alınmalıdır. İcatçı, katma değer üreten ürünler yaratan ve dinamik bir toplum oluşturulmalıdır.

            Bir ülkenin nüfusunun niteliği ülkenin ekonomik gelişmeleri etkileyen bir özelliktir. Beşeri sermaye olmadan fiziksel sermaye bir şey ifade etmez. İstediğiniz teknolojik makineyi ülkeye getirseniz de nitelikli beşeri kaynağınız yoksa başarıya ulaşmanız mümkün değildir. Bundan dolayı iş becerisi olan nitelikli nüfus yaratmak zorundasınız. Nüfusun eğitimli olması verimi de arttıracaktır. Bu durum köyden kente göçüde önemli ölçüde etkileyecektir. Kronikleşen işsizlik sorunu genelde az gelişmiş ülkelerde görülmektedir. Ayrıca yanlış milli eğitim politikamızla gençleri üniversite kapılarına yığdık. Üniversitelerden mezun olan gençler mesleki bilgiden yoksun olarak mezun oldu. Bu gençler işsiz kitlelere entegre edildi. Diplomalı işsizlerin devletten iş istemesi de en doğal haklarıdır. Ancak devlet basit bir mantıkla: “Ben seni üniversite mezunu yaptım, geleceğin beni ilgilendirmez” demektedir. Zaten neo-liberal mantıkta böyledir. Aslında bizim gibi az gelişmiş ülkelerde kronikleşmiş işsizlik sorunun var olması nitelikli nüfus yetiştiremediğimizden dolayıdır.

            İşsizliğin Temel Sebebi Hükümetlerin Yanlış Politikalarıdır

            Türkiye’deki istihdam sorunun çözülebilmesi için gelişmiş ülkelerdeki gibi tarım sektöründeki iş gücü fazlasının diğer sektörlere dağıtılması gerekir. Kalkınmanın sağlanması için sanayileşme teşvik edilmelidir. 24 Ocak 1980 kararlarına kadar Türk sanayileşmesi ithal ikameci bir modele dayanıyordu. 24 Ocak’tan sonra emek yerine sermaye öncelendi dolayısıyla istihdam seviyesi düştü. Türkiye’de ihracata dayalı ekonomi modeline geçilmesiyle birlikte bütçe açıkları oluşmuş, neo-liberalizmin kâr maksimizasyonu politikasına binaen işten kolayca çıkarmalar başlamıştır. Sendikacılık törpülenmiş dolayısıyla işçilerin işten atılması sermayedarın iki dudağı arasında kalmıştır. Yerleşik İktisat ekolü olan neo-klasiklerin iktisat anlayışına göre işsizliğin nedeni, işgücü maliyetleri (ücret + vergi) ile işten çıkarma maliyetlerinin yüksekliği, işgücü piyasasının rijitliği, yasalar ve güçlü sendikalardır.(2)  

            İşsizlik konusunda az gelişmiş ve gelişmiş ülke ayrımı yaparsak gelişmiş ülkelerdeki işsizliğin talep yetersizliğinden kaynaklandığını söyleyebiliriz.  Türkiye gibi az gelişmiş ülkelerde ise tarım ekonomisinden sanayi ekonomisi geçerken işsizliğin arttığı görülmektedir. Zira tarım sektöründe çalışanlar sanayi sektörüne geçmek istediğinde hemen iş bulamamaktadır. Esas itibariyle ise işsizliğin temel sebebi hükümetlerin yanlış politikalarıdır. (2)

            Bunların yanında TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) tarafından hazırlanan basın bülteninden hareketle işsizlikle mücadele için bazı somut öneriler aşağıda sırlanmıştır

- Öncelikle istihdam ve katma değer yaratma kapasitesi yüksek proje ve sektörlere ağırlık verilmelidir. - Ulusal enerji kaynaklarının ülke ekonomisine kazandırılması için enerji üretim tesislerinin devreye sokulmasına önem verilmelidir.

- Kırsal nüfus el sanatları, ev ve köy sanatları, hediyelik eşya yapımı, organik tarım ürünleri gibi alternatif üretim faaliyetlerine yöneltilmeli ve teşvik edici politikalar oluşturulmalıdır.

 - Turizm sektörünün daha ileri seviyede hareketliliğini sağlayacak çoklu politikalar izlenmelidir.

- Bölgelerin gelişmişlik, sosyal ve demografik özellikleri dikkate alınarak bölgeye özgü istihdamı geliştiren projeler tasarlanmalı ve uygulanmalıdır.

- Daha fazla kişiyi istihdam edebilmek adına mevcut çalışanların haftalık çalışma saatleri azaltılmalı ve çalışanların izin süresi arttırılarak her çalışana yıllık belli süreliğine ücretli izin hakkı sağlanmalıdır. (2)

KAYNAKÇA

*Daha önce bu yazı Oda Tv’de yayımlandı.

1) Emre Alkin, İktisada Giriş-İktisattan Çıkış, Destek Yayınları, İstanbul, 2020, s. 109.

2)Ferhat Apaydın, “Türkiye’de İşsizliğin Karakteristiklerin Karşılaştırmalı Analizi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 2018/1, Sayı:30, s.159-200. TÜRMOB, “Türkiye’de İş Gücü ve İşsizlikle Mücadele Raporu”, Basın Bülteni, S. 2017/220, s. 1-11.