Önceki gün Amasya Üniversitesi Tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Karadeniz hoca ile odasında sohbet ederken bir kitap gözüme çarptı. Kitabı açıp okuduğumda oldukça spesifik konulara değinildiğini gördüm ve kitabı incelemeye başladım. Hocamdan bu kitabı okumak için aldım. Kitap, Konya Üniversitesi, T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ve Türkiye Burslarının sponsorluğunda gerçekleştirilen 2. Uluslararası Öğrenciler Sosyal Bilimler Kongresi tam metin kitapçığı idi. Buradaki çok kıymetli bildiriler arasında “Yana Sıtdıkova” adlı öğrencinin “İslamiyet’in Kırgızistan’a Yayılmasında Tatarların Rolü” bildirisi dikkatimi çekti. Bu bildiriye istinaden bu bildirideki bazı bilgileri özetleyeceğim.
Kırgız topraklarında İslamiyet bir devlet dini olarak 944-945 yıllarında Karahanlı Kağanı Satuk Buğra Han Abdül Kerim tarafından kabul edilerek ilan edilmiştir. Ancak İslamiyet’in Kırgızistan’da yerel halka yayılması hiç de kolay olmamıştır. Çoğu bölgelerde Şamanizm inancı gücünü korumuştur. Bölgede İslam dini hakkında geniş bilgileri Tatar dervişlerinden, hocalarından, mollalarından öğrenebiliriz. Tatar dervişlerin içinde Çarlık rejimi tarafından baskı altına alınmaya çalışılan maceraperest dervişler vardır. Bu dervişler aç ve susuz kalma pahasına köy köy dolaşarak İslamiyet’i Kırgız topraklarında anlatmaya ve taraftar toplamaya çalışmışlardır. Tatar din adamları İslam kaidelerinin uygulanmasında toleranslı idiler. Örneğin; zekât verilmesinde ısrarcı değillerdi. Ancak Tatar dervişlerin içerisinde “işan” adı verilen bir sınıf din tüccarlığı yapmışlardır. Halka İslamiyet’i anlatarak kazanç sağlamışlardır. İşanlar namaz kılmayı, oruç tutmayı ve İslami kaideleri halka anlatmışlardır. Amaçları yanlış olsa da İslamiyet’in yayılmasında olumlu etkide bulunmuşlardır.
Tatar dervişler ilk başta Çarlık idaresi tarafından Kırgız topraklarına Rus hâkimiyetini anlatmak için görevlendirilmişlerdir. Ama bu dervişler gittikleri yerlerde Rus iktidarını anlatmak yerine İslamiyet’i yaymayı tercih etmiştir. Kırgızlar önceleri göçebe yaşadıkları için İslamiyet’i tam anlamıyla yaşayamamıştır. Namaz kılmıyor, oruç tutmuyorlardı. Şamanizm etkisi Kırgızlar içerisinde hayli etkindi. Yerli halkın İslamileşmesinde dervişlerin yanında Tatar zenginlerinin bağışlarıyla yapılan görkemli camiler de etkili olmuştur. Örneğin; Pişpek’teki Daulbayev Camiisi Tatar zenginlerinin bağışlarıyla yapılmıştır.
Tatar dilinin Kırgız Türkçesine yakın olması her iki kesimin de kolayca anlaşmasına vesile olmuştur. Kırgızistan’a gelen önemli din adamlarından birisi de Husayin Timerbulatov idi. 1838 yılında köy imamının oğlu olarak dünyaya gelen Timerbulatov, 1864 yılında Buhara Medresesi’nden mezun olup mollalık yapmak üzere Karakol şehrine doğru yola düşmüştür. Uzun süre burada imamlık yapan Timebulatov, cami inşaatlarında çalışmış ve mekteplerde öğretmenlik yapmıştır.
Tatarların Kırgızistan’da etkili faaliyetleri Çarlık Rusya’sını tedirgin etmiştir. Tatarların İslamiyet’i yayma girişimleri Rusların Hristiyanlaştırma ve Slavlaştırma politikalarına aykırı idi. Ruslar ilk olarak Tatarlara taşınmaz mal ve toprak satılmasını yasaklamıştır. Tatarlar, Rus gizli servisi tarafından takip altına alınmıştır. K. Kayfman Türkistan genel valiliğine atanınca Rusların tutumu daha da sertleşmiştir. İslam dinini yaymaya çalışan her Tatar tutuklanmıştır. Ancak Rusların bütün çabalarına rağmen İslam dini Türkistan’da yayılmaya devam etmiş , gizli de olsa her türlü neşriyat okunmuştur.
Sonuç olarak Tatar din adamlarının Kırgizistan’daki faaliyetleri semeresini vermiş ve yerel halkın İslamiyet’e yakınlaşması sağlanmıştır. Tatarların kurdukları camiler, mektepler ve medreseler ile Kırgızlar İslamiyet’i öğrenmeye çalışmıştır.