Yarın 24 Ekim: CHP davasına dikkat!

Bedri Baykam

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun. Türkiye’de ise gündemin yüzde 80’i nepotizm ile mücadele, demokrasi ve özgürlüklerin yok edilmesi, seçilen belediyelere ve yöneticilerine ağır saldırılar, deforme edilmiş kanun yorumlarıyla ana muhalefet partisi kurultayının yok sayılmaya çalışılması, iddianamelerin deliller yerine “olabilir”, “duydum”, “düşünüyorum” gibi sözde suçlamalarla doldurulması, anayasanın sayısız kararda uygulanmaması... Yetmiyormuş gibi, “barış” masasında Kürt vatandaşları temsil ettiğini iddia eden bir “milletvekilinin” küstah bir şekilde Cumhuriyetimizin kurucusunu ima ederek ona hakaret etmeye cüret edebilmesi... O günden beri net bir düzeltisi dahi olmadı...

MUTLAK BUTLAN DAVASINA DİKKAT! 

En başından beri kara mizah olarak gördüğüm “mutlak butlan” davasının kararı büyük ihtimalle yarın açıklanacak. CHP’nin başarısına gölge düşürmek ve artan bir süratle yol alan lokomotifini sekteye uğratmak için bula bula bu formülü buldular. Halkın adından bile bir şey anlamadığı, bol mürekkep yalamışların bile ortaya sürülen hukuki iddialara kitaplarda gerekçe aradığı, ne idüğü belirsiz bir butlan davası!

Son dönemde gerek butlan davasında gerek İstanbul kongresi ile ilgili davalarda, kararlar üst üste CHP’nin tercih edebileceği şekilde çıktı. Bilindiği gibi, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi CHP’nin 8 Ekim 2023 tarihli İstanbul kongresini iptal etmiş, il başkanı Özgür Çelik ve yönetimini görevden alarak yerlerine Gürsel Tekin ve başka isimlerden müteşekkil bir heyet atamıştı ve ayrıca yürüyen tüm kongre sürecinin de durdurulmasına hükmetmişti. Ancak YSK, 5 Eylül 2025 tarihinde CHP’nin itirazını kabul ederek “Kararlar tam kanunsuzluk nedeniyle kaldırılmıştır” demiş ve kongrelerin kaldığı yerden aynen devamına karar vermişti. Ardından, 15 Eylül tarihinde yapılan mutlak butlan duruşmasında karar çıkmadı ve dava 24 Ekim 2025’e ertelendi. 24 Eylül Çarşamba günü yapılan CHP İstanbul olağanüstü il kongresine, YSK’nin kararına rağmen, mahkemenin durdurma talebine istinaden icra memurları geldi. YSK’nin yeniden devreye girmesi ile kongre ertelenmedi. YSK, 18 Ekim günü CHP İstanbul il kongresi için daha önce verilen tedbir kararının kongrenin yapılmasının önünde bir engel teşkil etmediğini açıklamıştı.

ÖNDER SAV’IN DEĞERLİ GÖRÜŞLERİ VE ÜSTÜ MICIR KAPLI GERÇEKLER BULVARI

Siyaset ve hukuk ilişkilerinin en bilge insanlarından eski CHP genel sekreteri Önder Sav, 20 Ekim Pazartesi günü, net bir şekilde mahkemenin neden mutlak butlan kararı veremeyeceğini izah etti. CHP’ye kayyum atanmasını çok zor olduğunu çünkü siyasi partiler kendi organlarını başka yollarla seçebileceği için bu kuralın siyasi partiler için uygulanamayacağını açıkladı; “Mutlak butlan kararı verilebilmesi için bir işlemin, sözleşmenin kanuna, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olması gerekir; ancak reşit olmayan kişinin evliliği, olayları ayırt etme gücü olmayanların izin verilmeden yaptığı satış işlemleri ve benzeri durumlarda mutlak butlan söz konusudur” diyerek konuya açıklık getirdi. Ayrıca Sav, 38. kurultayda alınan kararlar ve yapılan seçimler konusunda herhangi bir itiraz olmadan hepsinin zaten kesinleştiğini bir hukuk insanı olarak tekrar vurguladı.

YSK kararları, CHP yönetimini ve örgütünü bir rehavete çekmiş olabilir, ki bu son derece tehlikeli olur. Ben bu düşüncelerimi kaleme alırken beni teyit etmek istercesine, CHP’yi adeta hukuki bir çıkmaza sokmaya çalışan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın da aralarında bulunduğu önceki CHP kurultay delegelerinden bazıları Ankara 42. Asli Hukuk Mahkemesi’ne dilekçe vererek CHP’nin 39. olağan kurultay sürecinde yapılan tüm seçimlerin iptal edilmesini istediler. Sular durulmuş olmaktan henüz çok uzak!

CHP örgütü, İstanbul il başkanlığında yaşananların CHP Genel Merkezi’nde tekrarlanmasına kesinlikle izin veremez. Çünkü genel başkan ve makamı, Atatürk’e ait bir koltuktur. Çünkü bunun bedeli çok ağır olur. Sayın Sav’ın gerek hukuki gerek siyasi üstün tecrübeleriyle yaptığı yorumların doğruluğundan tabii ki hiçbir şüphemiz yok. Ancak AYM kararları ve anayasanın hiçe sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu nedenle endişelerimin nedenini sanırım anlatabiliyorum.

KRİTİK GÜNLERDE CUMHURİYET İMECESİ

Günlük hayat normal devam etse de aslında Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana içinden geçtiği en karanlık tünellere girip çıkıyoruz... Bu ortamda Cumhuriyet gazetesinin değeri çok daha önemli noktalara yükseliyor. Türk halkının güvenilir bilgilere ve sol duyuya sahip Atatürkçü bakış açısına her zamankinden çok ihtiyacı var. Lütfen çevrenizdekilere Cumhuriyet gazetesi aldırın, ilan verin, fırsatınız varsa çeşitli bağış yöntemleri ile destek olun. Çünkü sizin Cumhuriyet gazetesine, Cumhuriyet gazetesinin de size ihtiyacı var!