ORTA DOĞUDA TARİH YENİDEN YAZILIYOR

Av. Namık Havutça

      Suriye’de Hayat Tahrir eş-Şam (HTŞ), SDG (PYD-PKK) ve ÖSO Türkiye'nin  desteklediği Milli Suriye Ordusunun ve diğer gruplar Şam rejimini yıktı geçti. Suriyede fiilen oluşan bölgesel yapılar bir federasyona dönüşecek mi ?Yoksa HTŞ’nin liderliğinde merkezi üniter bir yapı kurulacak mı göreceğiz .
      Esad’ın kurduğu otoriter totaliter tek adam diktası yıkıldı .Yerine kurulacak rejim otoriter totaliter dinci bir dikta mı olacak?
    İktidarı teslim almaya hazırlanan muhaliflerin “Şam, diktatörlükten kurtuldu" "Zalim Beşar Esad kaçtı. Şam şehrini özgür ilan ediyoruz.” açıklamalarıyla birlikte. “Özgür Suriye”nin; Araplar, Kürtler, Türkmenler, Sünniler, Aleviler, Dürziler ve Hristiyanlar ‘dan oluşan bu farklı etnik  ve inanç yapılarını ,özgür ve birlikte barış içinde yaşayabilecekleri  bir rejim inşa edip edemeyeceğini merak ve kaygıyla bekleniyor.
     Esad ‘ın otoriter dikta rejimi yıkıldı şimdi Yeni kurulacak rejim ;
      Türkiye modeli mi ?Afganistan modeli mi ?İran modeli mi ?Özgür Suriye’den kastınız nedir? Özgür Suriye nasıl olacak?
  Milletin Egemenliğine dayanan Demokratik bir rejim inşa  edilebilecek mi? 
Bütün inançların ve farklı yaşam tarzlarını güvenceye alan Laik bir sistem kurulacak mı ?
  Model dinci faşist Afganistan mı ,İran mı ,Türkiye mi? 
   İran da da zamanında  tek adam diktasının sahibi Pehlevi iktidarına karşı molla Humeyni güçlerine solcu muhalif güçler de destek verdi .Ancak Molla rejimi tarafından tek adam diktası yıkıldı ancak devrim diye yerine dinci dikta geldi .Tüm demokratik özgürlükler ve özellikle de kadın hakları yok edildi.
    Özgür Suriye ordusunun ,muhalif ancak şimdi iktidar   grupların ÖZGÜRLÜK anlayışını bitişik komşusu olarak bizler de yakınen takip ediyoruz.
    Umarız Türkiye’nin laik  Cumhuriyet modelini esas alırlar. Zira çok farklı inanç ve etnik yapılardan oluşan Suriye coğrafyasında toplumu barış içinde yaşatacak en hayati ilke LAİK toplum modelidir.
     Ancak yaşanan pratik gösteriyor ki ;Eğer HTŞ Suriye’nin geniş bir bölgesinde yönetim kurarsa, ki şu an Suriye’de bu büyük ihtimalle:
 • Şeriat temelli bir hukuk sistemine,
 • Merkezi bir otoriteye,
 • Hizmet sunumunda pragmatik ve ideolojik bir karışıma dayanacaktır.

   HTŞ’nin yönetim modeli, bölgesel ve uluslararası baskılar nedeniyle sürekli bir dönüşüm içinde olabilir. Radikal köklerinden tamamen vazgeçip geçmeyeceği, gelecekteki en önemli belirleyicilerden biri olacaktır. 
     HTŞ’nin Suriye genelinde bir yönetim kurabilmesi, sadece ideolojik ve askeri gücüne değil, uluslararası ve bölgesel aktörlerle olan ilişkilerine de bağlıdır:
 Türkiye’nin desteğini alabilirse, daha “ılımlı” bir görünüm sunabilir.
Uluslararası Kabul Sorunu ve meşruiyeti ancak temel insan hak ve özgürlüklerine saygı ile gerçekleştirilebilir.HTŞ’nin radikal geçmişi, uluslararası meşruiyet kazanmasını zorlaştırabilir. 
      Türkiye açısından çözülmesi gereken en önemli sorun ülkemizde on yılı aşkın süredir ekonomimize milyarlarca dolar yük getiren sığınmacı sorunun çözülmesi Suriyelilerin vatanlarına gönderilmesi.İkincisi de Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunarak kurulacak Üniter Demokratik  Bir Cumhuriyetin inşasına destek olmak olmaktır