Sulak alanlarımız ,biyolojik çeşitliliğin korunmasında hayati öneme sahip ekosistemlerdir. Özellikle kuşlar için barınma, üreme, beslenme ve göç dönemlerinde dinlenme gibi temel ihtiyaçları karşılayan bu alanlar, doğanın dengesi için kritik bir rol oynar.
Ancak, son yıllarda insan faaliyetleri ve iklim değişiklikleri nedeniyle sulak alanlar hızla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış ve bu durum birçok kuş türünü tehdit altına sokmuştur.
Bandırma Misakça Mahallesi (Köyü) hemen kıyısında bulunan Sulak alan da bu özellikleri taşıyan ve son yıllarda özellikle flamingolar ve ördekler başta olmak üzere onlarca kuş çeşidinin üreme ve beslenme alanı haline gelmiştir. Yaklaşık 800-900 dekar bir alanı kapsayan bu sulak alanın ekolojik denge ve bu habitatın korunması için büyük önem taşımaktadır.
Sulak alanların kuşlar için önemi birkaç temel başlık altında toplanabilir. İlk olarak, bu alanlar kuşların üreme ve yuva yapma alanları olarak işlev görür. Geniş sazlıklar, bataklıklar ve göletler, özellikle su kuşları için ideal üreme ortamları sunar. Bu bölgelerde bulunan yoğun bitki örtüsü, yavruların yırtıcılardan korunmasını sağlar. Ayrıca, bu alan sulak göçmen kuşlar için vazgeçilmez dinlenme ve beslenme durağı özelliği taşımaktadır. Uzun göç yolları boyunca kuşlar, enerjilerini yenilemek için bu alanlara ihtiyaç duyarlar. Gönen Çayı’nın Erdek Körfezinde Denizle buluştuğu alan olan MİSAKÇA Sulak alanı bütün bu kuşlara taşıdığı özellikler nedeniyle güvenli üreme, yaşama ve beslenme olanakları sunmaktadır. Bu anlamda da Hemen yakınında bulunan BANDIRMA Kuşcenneti'nin kuşları için küçük bir dinlenme istasyonu işlevi de görebilmektedir.
MİSAKÇA deltası Sulak alanın kuşlar açısından taşıdığı en önemli fonksiyon, yoğun besin kaynağı sağlama olanağı olmasıdır . Bu alanlar, zengin biyolojik çeşitliliği sayesinde kuşlar için bol miktarda böcek, balık ve bitki sunar. Kuşlar, bu alanlarda beslenerek hem hayatta kalır hem de üreme döneminde yavrularına gerekli besini sağlayabilirler.
Ancak, bu özellikleri taşıyan sulak alanların yok olması veya bozulması, kuş türleri üzerinde büyük bir tehdit oluşturur. İnsan kaynaklı faaliyetler, özellikle tarım, sanayi, kentsel gelişim ve su kaynaklarının yanlış yönetimi, sulak alanların kurumasına veya kirlenmesine neden olmaktadır. Bu durum, birçok kuş türünün yaşam alanlarını kaybetmesine ve bazı türlerin neslinin tehlikeye girmesine yol açmaktadır.
Sulak alanların korunması, kuşların yaşam alanlarının devamlılığı açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu kapsamda, sulak alanların korunması için çeşitli koruma programları ve uluslararası sözleşmeler yürürlüğe girmiştir. Ramsar Sözleşmesi, sulak alanların korunmasını hedefleyen en önemli uluslararası anlaşmalardan biridir. Bu tür anlaşmaların desteklenmesi ve uygulanması, sulak alanların ve dolayısıyla kuşların korunması için gereklidir.
Sonuç olarak, MİSAKÇA deltasında bulunan Sulak alanın korunması çok önemli bir çevresel görev olarak önümüzde durmaktadır. Zira sulak alanlar, kuşların korunması ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi açısından vazgeçilmez ekosistemlerdir. Bu alanların korunması ve sürdürülebilir yönetimi, sadece kuşlar için değil, genel olarak doğanın dengesi için de büyük önem taşır. Dolayısıyla, bütün sulak alanların korunması ve bu bağlamda MİSAKÇA sulak alanın da korunmaya alınması sadece Ülkemiz için değil doğa ve insanlık için ortak bir sorumluluktur.