Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının iade edildiği kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Daire, dosyanın yeniden karar verilmek üzere Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi kararlaştırıldı.
Gazete Duvar'ın haberine göre; Abdullah Zeydan, "Hukuki olarak memnu haklarımın verilmesinde yasal olarak hiçbir sakınca yok. Yargıtay bunu yapmamış, vermemiş. Tamam, onu yine bir nebze anlarız. Fakat ‘kanun yararına bozma’ gerekçelerindeki bu karar önceki emsal kararlarında sanık aleyhine kullanılamayacağını söylüyor. Eğer sanık sizin verdiğiniz mahkeme kararıyla birlikte hukuki bir hak elde etmişse bir kazanım elde etmişse, mahkemelerin yaptığı bu yanlışlıktan mağdur olmaması lazım" dedi.
"Mazbatanın AKP’nin adayına verilme ihtimali üzerinde duruyoruz"
"Van halkının alın teri ile elde ettiği mazbatanın, Van halkından alınarak AKP’nin adayına verilme ihtimali üzerinde duruyoruz" diyen Zeydan, şöyle devam etti:
"Bu skandal bir karar. Yargıtay her ne kadar ‘kanun yararına bozma’ talebini kabul edip bu kararı bozmuşsa da bunu sanık aleyhine işlemesi gereken bir durumun ortaya çıkması lazım. Bu da şu demek: Belediye başkanlığımız dönem sonuna kadar devam eder fakat bir dönem sonra herhangi bir yere aday olamayız. Bu anlama gelir. Fakat bunu işletmemiş. Bunu yerel mahkemeye gönderecek. Yerel mahkemenin, gerekçeli kararında nasıl bir karar vereceğini bilemiyoruz. Ancak kesin olan bir şey var. Van halkının alın teri ile elde ettiği iradesini yargı kumpaslarıyla AKP’lilere avantaj sağlama, bu talancı anlayışa peşkeş çekme sürecinin başlatıldığını görüyoruz. Hukuktan yana, halkın iradesinden yana, adaletten yana, vicdan sahibi herkesin buna itiraz etmesi lazım.
Eğer gerçekten halka hizmet etseydiler, halkın kaynaklarını halka hizmet olarak susaydılar bu seçim hizmetini yaşarlar mıydı? Bizim halkımız vefalı bir halktır. Bizim halkımız onurlu bir halktır. İyiliği, vefayı asla unutmaz ama bunlar hiçbir zaman bu kentleri kendi kentleri olarak görmediler. Belediyenin bütün kaynaklarını farklı kurumlara, farklı yandaşlarına peşkeş çektiler. Hizmet namına hiçbir şey yapmadılar. İşte biz bu 8 ayda, 8 yıldır yapılmayan hizmetleri yaptık."
"Bu utanç onlarındır, biz ne yapalım"
Zeydan, şöyle devam etti:
"Bu halkın iradesine çökmeye çalışan bu anlayışı biz asla kabul etmeyiz. Kim kabul edebilir? Onurlu hangi insan kabul edebilir? Biz gidelim AKP’nin en küçük bir beldesinin belediyesini zorla ellerinden alalım. Kabul ederler mi? Orada insanlar sonuna kadar demokrasiyi, halkın iradesini, onurunu korumaz mı? Çünkü bu, bir halkın onuruna, bir halkın haysiyetine karşı saldırıdır.
Kürtleri siyaset dışına itecek, siyasetten uzaklaştıracak, birlikte onurlu özgür yaşam iradesini ortadan kaldıracak bu tarz girişimlerin kimseye bir faydası olmayacağını düşünüyoruz. Bu herkese, hepimize birlikte kaybettirir. Türkiye’deki yoksulluğu görmüyor muyuz? İşte bu fakirliğin, bu yoksulluğun sebebi bu inkardır. Siz Kürt halkını ısrarla siyaset dışına iteceğinize, ısrarla siyaset içerisinde tutmalısınız. Sonuçta Kürt halkının da bir sabrı var. Kürt halkının da bir onuru var. Siz 2016’da bir kere kayyım atadınız, 2019’da yine kayyım atadınız. O günlerdeki gerekçeleriniz de yalandır bugünkü gerekçeleriniz tamamen iftira tamamen yalandır.
Kendi ilçe başkanlıklarında, kendi il başkanlıklarında hazırladıkları iddianameleri götürüp savcıların önüne koyuyorlar. Bu halkın iradesine çöküyorlar. Bu halkın var olan üç-beş kuruşuna tekrar çökmek adına, hırsızlıklarının ve yolsuzluklarının devam etmesi adına bunu yapıyorlar. Bu utanç onlarındır, biz ne yapalım? Devletin imkânlarını AKP’nin adayları kullandı. Bütün o medya güçlerini kullandılar."