Uşşaki tarikatı lideri değil dedikleri Eyüp Fatih Şağban'ı kurtarmaya, tarikatın Kıbrıs Halifesi'nin karakola geldiği iddası
Tutuklu sanık Eyüp Fatih Şağban Uşşaki Tarikatı lideri değil iddaları çürüyor.
Yandaş basında çoluk çocuk sahibi koskoca insanlar, çocuğa cinsel istismar yapıldı diye tarikatlara zarar gelmemesini savuna dursun, ciğeri yanan bir baba, toplumun en büyük yarasına parmak bastı.
Dinin siyasete, ticarete alet edilmesi, hatta sapık duyguların tatminine alet edilmesi konusuna.
Acılı baba sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz'a, Tarikatın Kıbrıs halifesinin, karakola gelip; "Cemaatin 500 milyonluk serveti var, ne dilersen dile" dediğini söyledi. Kimileri tarikatları koruma telaşında, Şağban Uşşaki Tarikatından değil, Şeyh değil, diye dursun.
Sözüm ona, dinle Tasavvuf'la uğraşan bu insanlar, bir lokma bir hırkacı değiller, ciddi servetlerin sahibi olmakla kalmıyor, kendilerine Halife gibi ünvanlar alıp, birbirlerinin adi suçlarını örtmek için karakollarda rüşvetler dağıtmaya kalkmaya kadar vardırıyorlar işleri.
Kendi yaptığı namusuzluğu kadının bozulması olarak gören, namusu bacak arasında sanan ve kadının hatta çocuğun boynuna yükleyen, tarikat cemaatin aymazlık içindeki anlayışıyla 'kızlığı bozulmadı, önemli bir şey olmadı diyor, susması karşılığında rüşvet teklif ediyor.
Kendisini cahil diye nitelendiren bir baba, yaşadığı koruyamadığı kızının acısıyla, dini duygularının kullanıldığı tesbitini yapabiliyor, karşı çıkıyor, tüm yoksunluğuna karşın, 'kızlığı bozulmadı' diyerek hayal edemeyeceği paralarla ikna edilemiyor ancak; daha dün büyük can kayıpları yaşanan, Laik Cumhuriyet'imizin,şeriatla devşirilmesi darbe girişimine maruz bırakıldığımız, artık Fetö terör örgütü diye tanımladığımız, darbe girişiminden önce bal gibi tarikat cemaat saygı ve sevgisi gösterilen Fetö tehlikesini, kısa zaman önce yaşamışken; birilerinin tarikatları cemaatları aklamaya çalışması, bunu hala yapıyor olması akıl alır gibi değil.