Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında görev alan polis müdürlerinin açığa alınmasının ardından başlayan tartışma devam ediyor. 4 polisin dün gözaltına alınmasının ardından operasyon sivillere de sıçradı. Bugün 3’ü sivil 4 kişi daha gözaltına alındı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaşananları Cumhur İttifakı’na karşı bir komplo olarak değerlendirdi. AKP’ye yakın medyanın bir bölümü de olan biteni ‘darbe girişimi’ olarak nitelendiriyor.
‘Çatışmanın merkezinde Süleyman Soylu ve Ali Yerlikaya var’
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü yazısında yaşananlar için “Devlet içinde savaş var” yorumunu yaptı.
Terkoğlu, yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Peki bugün ne oluyor?
Açıkça söyleyeyim: İktidar içinde bilek güreşi var. Devlet yine kritik bir kavşakta. Tuğrul Türkeş’in tanımıyla ‘Azgın milliyetçilik’ ile ‘muhafazakar milliyetçilik’ iktidarın yönü konusunda ayrışıyor. Bir tarafında MHP’nin öte yanında ‘AKP içindeki MHP’sizlerin’ olduğu çatışmanın merkezinde Süleyman Soylu ve Ali Yerlikaya var.
Yeni bakanın adımlarındaki görüntü şuydu: MHP ve Soylu’nun sokaktaki ve devletteki gücü sınırlanıyor. Mafya ve kara para operasyonları da, Sinan Ateş cinayeti sonrasında ortaya serilenler de, güvenlik bürokrasisindeki yer değiştirmeler de bu nedenle MHP ve Soylucular’ın tepkisiyle karşılaştı.
Ayhan Bora Kaplan operasyonu, görüntüde sırtı sıvazlanarak büyüyen bir mafya grubunaydı. Ama herkes Kaplan’ın adını Soylu ile birlikte anıyordu. Sinan Ateş cinayeti soruşturması görüntüde katillereydi ama herkes cinayetin MHP içine uzandığını görüyordu. 31 Mart sonrası CHP’de hesaplaşma beklenirken, MHP ve Soylucular bir başka hesaplaşmaya hazırlanıyordu."
‘Fethullahçıların stratejisini bugün MHP-Soylu kanadı uyguluyor’
Cumhuriyet yazarı Terkoğlu, iktidar için hesaplaşmanın aracının “Önce Ayhan Bora Kaplan aleyhinde ifade veren ardından yurtdışına kaçıp saf değiştiren gizli tanık S.S. var. Operasyon yaparken, hukukun sınırlarını tanımayan üç polisi yemleyen S.S.’nin konuşma kayıtları” olduğunu söyledi.
Gazeteci Terkoğlu yazısını şöyle sürdürdü:
“17-25 öncesinde, Fethullahçılar, kendilerine karşı her hamleyi ‘hedef biz değiliz Hükümet’ diyerek yanıtlıyorlardı. Böylece cepheyi genişletiyor, odağı belirsizleştiriyor, saflarını kaynaştırıyorlardı. İktidarı ele geçirmeye hazırlanırken karşıtlarını darbecilikle suçluyorlardı. Aynı stratejiyi bugün MHP-Soylu kanadı uyguluyor. Gizli tanık S.S.’nin hesaplaşma için hazırlanmış kayıtlarıyla; Bekir Bozdağ, Abdülhamid Gül, Hasan Doğan gibi isimler haksız şekilde Kaplan dosyasıyla ilişkilendirildi. Böylece ‘hedef biz değiliz hükümet’, ‘mafya operasyonu değil darbe’ algısı önümüze kondu.
Kim kazanır bilmiyorum. Açık olan bir şey var ki, Ankara’yı sallayan kavgada minimal hedef Ankara Emniyet Müdürü. İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın da sonraki hedef olduğu anlaşılıyor. Maksimal hedef ise iktidarın bir süredir gevşeyen dizginlerinin yeniden ele geçirilmesi.”
‘‘Darbedir darbe’ diyenlerin darbesiyle bir kez daha karşılaşmayalım!’
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu yazısını şöyle noktaladı:
“Bizim gibi iktidar savaşlarının dışında kalanlar ise hukukun dışına çıkan herkesten hesap sorulmasını bekliyor: Sokaktaki mafya temizlensin, Sinan Ateş’in katilleri bulunsun, devlet içindeki çeteler ayıklansın, gizli tanıklarla devletin hiçbir kurumu iş tutmasın…
11 yıl önceden bugüne baktığımda duygularım konuşuyor: ‘Darbedir darbe’ diyenlerin darbesiyle bir kez daha karşılaşmayalım!”