Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal ve beraberindeki heyet, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu Saadet Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret etti. İki lider görüşmenin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
AKP KONGRELERİ
DP lideri Uysal, AKP'nin kongrelerinde sosyal mesafe kurallarına uyulmaması nedeniyle vaka sayısını arttığına yönelik iddiaların olduğuna ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“Kitlelere sosyalleşmeyin, kalabalık halde faaliyet etmeyin telkinleri yapılırken kongrelerdeki görüntüleri hepimiz izliyoruz. Bu yüzden özellikle değer yargısı üretmek toplumun önünde ülkeyi yönetenlerin sözünün karşılık bulabilmesi için sözüyle eylemlerinin de örtüşmesi gerekir. Böyle bir hal var. Sadece sağlık sisteminin değil, üretim zincirlerinin kırıldığı geniş halk kitlelerine, esnaflarımız başta olmak üzere güvencesiz yaşayan insanlarımıza ciddi bir maliyetin çıktığını görüyoruz. Bu sürenin süratle sona erebilmesi için alınan tedbirlerin ve yaptırımların toplumda etki uyandırmasın toplumda maalesef bu görüntülerle zedeleniyor. İktidarın sözleriyle örtüşmesini biz de bekliyoruz.”
“ÇİFTE STANDART”
Karamollaoğlu ise pandemi kurallarına uyulmadan kalabalık grupların bir araya gelmesinin büyük risk taşıdığına dikkat çekerek, “Türkiye'de çifte standart kural haline gelmiş. İktidar kendi işine geldiği zaman başkalarına telkin ettiği hususlarda farklı bir yol takip edebiliyor. Bu da kamu vicdanında biraz farklı bir etki meydana getiriyor. Yani bunda insanlarla yüz yüze görüşmek konuşmak daha etkili olur düşüncesi var ama ekranlara yansıdığında ister istemez vatandaş da ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' diyebiliyor. Çifte standart uygulamadan gerek corona virüs olsun gerekse başka konularda bir politika geliştirmeleri gerektiğini bunu hissedeceklerini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ
Boğazçi Üniversitesi'nde yaşananlara ilişkin değerlendirmede bulunan Uysal, şunları söyledi;
*Hiçbir ülke kendini, başarılı kurumlarını gençlerini böyle bir tartışmanın içerisinde bilerek ve isteyerek gönül arzu eder ki düşürmesin ama Türkiye düşürdü. Türkiye'deki siyasal kutuplaşmaya siyasi rekabete bir cephane üretmek adına maalesef ‘devleti ele geçireceğiz' diye yapılan atamaların en son geldiği noktada öğrencilerden başlayarak bir kurumun refleksi var.
*Burada İçişleri Bakanı Yardımcısı'nın çok talihsiz bir açıklaması oldu, ‘devletin gücünü sınamayın' diye. Bir devletin gücünü herhalde en son sınayacak unsur kendi öğrencileri kendi evlatlarıdır. Bu süreç içerisinde her mevzuda olduğu gibi bu meseleyi de cephane haline getirmek, terörize etmek bir usul ama bu propagandaya geniş kitlelerin çok prim verdiği kanaati içerisinde değilim.
*Liyakatı esas almak gerekirken, üniversitelerimizin yüksek öğrenimden başlayarak eğitim sistemimiz bugün Türkiye'nin en can alıcı konularından bir tanesi. Pek çok kurumumuzun içi boşalmış.
“NE DEĞİŞTİ SON 17,18 YIL İÇİNDE?”
Öğrencilerin hareketlerini bir terör hareketi gibi takdim etmenin yanlış olduğunu belirten Karamollaoğlu ise, “Öğrenciler haklı da olabilirler haksız da olabilirler ama bir konuda kendi tepkilerini kendi düşüncelerini hep birlikte gündeme getiriyorlarsa bunu bir terör faaliyeti gibi görmek göstermek en büyük hata olur. Sayın Cumhurbaşkanının 2000'li yılların başında öğrencilere ve topluma nasıl hitap ettiğini tekrar tekrar okumaya kendisinin de bunu dinlemeye ihtiyacı var. ‘Susmayın, pes etmeyin, direnin' diyordu. Ne değişti son 17,18 yıl içinde?” sözlerini kaydetti.
“İKTİDARIN BUGÜN ANAYASAYA UYMADIĞI ÇOK AÇIK”
Yeni anayasa tartışmalarına ilişkin konuşan liderler şunları söyledi:
Uysal: “Bugün iktidarın keyfi bir rejimi ete kemiğe büründürdüğü böyle bir ortamda hangi teklifleri getirecekler açıkçası ben de merak ediyorum. Bağımsız hale yargıyı getirelim de üstünü örttükleri bakanları mı yargılansın? Bunu mu teklif edecekler? Bilerek ve isteyerek toplumsal iklimi zehirleyen bir dil kullanacaksınız, öbür tarafta bir anayasa meselesini Türkiye'nin gündemine getireceksiniz niyetle iradenin her meselede olduğu gibi burada da çakışmadığını görüyoruz.”
Karamollaoğlu: “Siz mevcut anayasayı bile kale almazken şimdi değişiklikler yapsanız ne yazar? Önce bu tavır değişecek. Önce siz anayasaya ve kanunlara uyacağınızı bugünkü tavrınızla ortaya koyacaksınız ki yapacağınız anayasa değişikliğinin bir faydası olsun. İktidarın bugün anayasaya uymadığı çok açık ve net. Onun için zihniyet değişmeden anayasada değişiklik hiçbir mana ifade etmez.”