Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e CHP Genel Merkezi’nde iade-i ziyarette bulunmasıyla Türk siyasetindeki “yumuşama” iklimi, her kesimden takdir topluyor.
Numan Kurtulmuş’un TBMM Başkanlığı görevine getirilmesi siyasetteki yumuşamada hiç şüphesiz etkili oldu.
Siyasi birikiminin getirdiği perspektifle son dönemde yaşananları en doğru okuyan siyasetçilerden birisi olan Numan Kurtulmuş’un “sorunları müzakere yoluyla çözme” yaklaşımı bu gelişmeleri tetikleyen etkenlerin en önemlilerinden biriydi.
Kurtulmuş’un, TBMM Başkanlığı’na seçilmesinin ardından siyasette attığı önemli adımlardan birisi de Meclis’teki siyasi iklime yönelik değişim rüzgarlarıydı.
Numan Kurtulmuş, Meclis Başkanı adayı olduğunda siyasi partileri her birini ayrım yapmadan ziyaret etti. Bu tutumuna siyasi partiler de olumlu destek vererek Meclis Başkanlığına seçilmesinin ardından “hayırlı olsun” ziyaretinde bulundu.
Kurtulmuş, ayrıca yeni anayasa çalışmaları kapsamında Meclis’teki tüm partilerin tek tek kapısını çaldı, olumlu görüşmelerin gerçekleştirilmesini sağladı.
Yeni anayasanın hazırlanması ve kabulünde Kurtulmuş’un tutumunun büyük rolü olacağı da mutlaka not edilmeli...
ERDOĞAN VE ÖZEL GÖRÜŞMESİ MECLİS’TE GERÇEKLEŞTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özel’in ilk yüz yüze görüşmesi de TBMM Başkanı Kurtulmuş’un davetiyle gerçekleşti.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM’nin kuruluşunun 104. yıl dönümü dolayısıyla Kurtulmuş’un Meclis’te verdiği resepsiyon, Türk siyasetinde başlayan yumuşamanın gözle görünen en somut örneği oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resepsiyonda, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le yaptığı görüşmenin ardından ziyaret takvimi de netleşmiş oldu.
Kurtulmuş’un partilerle diyaloğu, siyasi çevrelerce olumlu karşılandı. Meclis’teki yeni anayasa görüşmeleri kapsamında Kurtulmuş’un ziyaretleri, “başka bir isimle bu görüşmenin olumlu ilerlemeyeceği” yorumlarına da neden oldu.
Dünyada birçok altüst oluşa, Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada yeni tarihsel süreçlere şahitlik ediliyor.
Yürütülen vekalet savaşları ve refahın adaletsiz paylaşımı temelli iki ana küresel sorun, dünyayı bugün bambaşka bir noktaya getiriyor.
Uluslararası kurum ve kuruluşlar, bugün yaşanan sorunların çoğunu çözebilme yeteneğine sahip değil.
Türkiye siyasetinde başlayan bu yumuşama, güçlü Türkiye’nin varlığına ve içeride birliğini sağlamış bir ülke imajına önemli katkı sağlayacaktır.